Zuhal Sönmezer

Sokak Röportajı mı, Yapay Senaryo mu?

30.06.2025 01:15
Haber Detay Image

Gerçek Sanılan Videolar, Gerçek Dışı Bir Topluma mı Götürüyor?

Bir video düşünün. Mikrofon bir vatandaşın ağzına uzatılmış. Arkada pazarcı bağırıyor, bir yanda tramvay geçiyor. Vatandaş, büyük bir sakinlikle Merkez Bankası'nın faiz politikasını yorumluyor. Öyle böyle değil; enflasyonla mücadele stratejilerinden, IMF verilerine kadar uzanıyor. Altına gelen yorumlar: "Abi ekonomist çıktı!" "İşte halkın sesi!" "Bu adamı Bakan yapın!"

Ama o kişi, o cümleleri hiç kurmamış olabilir.

Çünkü artık sokak röportajları bile yapay zekâ tarafından yazılıyor, seslendiriliyor, hatta görüntüleri dublajlanıyor. Videolar o kadar gerçekçi ki, kimse kuşkulanmıyor. Üstelik içerikler TikTok ve Instagram Reels gibi mecralarda "halka kulak vermek" başlığıyla sunuluyor.

Yapay Vatandaş: Gerçekliğin Replikası

Yapay zekânın metin üretme ve ses klonlama kapasitesi sayesinde artık bir "karakter" oluşturmak, o karakteri bir konunun uzmanı gibi konuşturmak mümkün. Eline mikrofon tutuşturulmuş gibi gösterilen bir kişi; aslında derin öğrenme modellerinin ürünü bir avatar olabilir.

Sadece ekonomi değil: Psikolojik analiz, siyasal tarih, uluslararası ilişkiler gibi ağır konular da artık "sıradan vatandaş" görünümündeki figürlerce yorumlanıyor. Ve bizler bu akıcı cümleleri "halkın içgörüsü" sanıyoruz.

Neden Bu Kadar Etkili?

Çünkü videolar hem "gerçekmiş gibi" görünüyor hem de "samimi". Ne bir stüdyo var ne profesyonel ışık. Bu sadelik izleyicide güven uyandırıyor. Algı şu: "Bu kişi bizim gibi biri, ama çok şey biliyor. Demek ki doğru söylüyor."

Ancak asıl mesele şu: Bilen insanla öyleymiş gibi gösterilen kişi arasındaki fark giderek siliniyor. Bu durum hem bilgiye olan güveni hem de gerçek uzmanların toplum içindeki yerini tehdit ediyor.

Gerçeğin Gölgesiyle Yönlendirme

Bu tarz içeriklerin görünmeyen amacı çoğu zaman "bilgilendirme" değil, yönlendirme. Örneğin:

• Tarihsel olaylar hakkında yanlış bilgiler içeren yapay röportajlar.

• Kadınlar, göçmenler, LGBTİ+ bireyler hakkında sanki halktan çıkmış gibi duran ama aslında yazılmış, montajlanmış nefret söylemleri.

• Seçim dönemlerinde belli adaylara destek veriyormuş gibi konuşturulan "sokaktaki adam" figürleri.

Hepsi bir şeyi hedefliyor: Algı yaratmak.

Ve algı, çoğu zaman gerçeğin önüne geçiyor.

Ne Yapmalı?

• İzleyici olarak: Gerçek gibi görünen her içeriğe hemen inanmamalı. Özellikle çok "bilgili" duran, halktan biri gibi konuşan içeriklerin yapım mantığını sorgulamalıyız.

• İçerik üreticileri: Yapay içerik üretimini mizah ya da içerik üretimi kisvesi altında yaparken, etik sorumluluğu da unutmamalı.

• Platformlar: Reels, TikTok gibi mecralar "Yapay içerik" uyarısını net bir şekilde göstermeli. Aksi takdirde bu videolar propaganda aracı haline gelir.

Medya okuryazarlığı eğitimi : Toplumun her kesimine ulaştırılmalı. Çünkü artık "ne okuduk?" kadar "ne izledik?" sorusu da belirleyici.

Herkes Konuşuyor Ama Kim Gerçekten Var?

Dijital çağda herkes konuşuyor gibi. Ama ya o sesi çıkaran biri yoksa? Ya videodaki kişi hiç var olmamışsa? Ya o sözler yapay zekânın derlediği metinlerden başka bir şey değilse?

Gerçek, yalnızca içerik değil; aynı zamanda üretim sürecidir. Eğer bir içerik gerçek üretim süreciyle oluşmadıysa, inandırıcılığı değil, manipülasyon potansiyeli konuşulmalıdır.

Unutma: Gerçek insan sesiyle kandırılmak, en tehlikeli sessizliktir.

Yazarın Tüm Yazıları

title