Haberler

Türk Edebiyatının Usta Yazarı Adnan Özyalçıner 90 Yaşında

Zeynep Özcan

Zeynep Özcan

Yazar ve Editör
27.03.2024 04:59

Kıymetli Yazar Adnan Özyalçıner'in doksanıncı yaş gününü ve edebiyatımızdaki yetmişinci yılını kutlamak üzere Everest Yayınları davetiyle Robinson Crusoe 389 Kitabevi'nde bir araya geldik.

Anlamlı günde Everest Yayın Yönetmeni Saadet Özen ve Yazar-Şair Ömer Erdem'in sorularını yanıtlayan 1950 kuşağı öykücülüğün öncülerinden usta yazarın hatıralarına, her anı edebiyatla geçen yaşamına tanıklık ettik. Panayır, Sur, Yağma, Gözleri Bağlı Adam, Cambazlar Savaşı Yitirdi, Alaycı Öyküler, Sağanak, Yazdan Kalma Bir Gün, Ayak İzleri, Aradakiler, Yüzleşmeler ve pek çok eserin yaratıcısının hikâyesini kendinden dinledik:

"Ben İstanbul'un kenar mahallelerinden birinde doğdum. Yaşamım orada geçti. İnsanların çoğu okuma yazma bilmiyordu. Yoksuldular ama gelecek düşleri ve hayalleri vardı. Sadece bunu ifade edecek özellikleri yoktu. Onların ifade edemediklerini ben ifade edeyim dedim ve bu hikâyeleri yazmaya başladım. Elleriyle yarattıkları uygarlığı eşitçe paylaşmalarının gereğini anlatmak istedim. Ben, herkesim."

Duyduğumuz son cümleyle aklımıza İnsancıl Aylık Kültür Sanat Dergisi'nde yayımlanan "Ben Kimim?" başlıklı yazısında kendini anlatan Adnan Özyalçıner geldi. O şahane metni birlikte okuyalım:

"...(geçmişte) yaşanan daha doğrusu yaşatılan acıların, baskıların, ölümlerin, öldürümlerin en derinlikli öykülerini yazdım. Bugün de yaşanan gerçeklere, derinleşen çelişkilere, dayatılmak istenenlere hem siyasal hem toplumsal hem kültürel açıdan karşı çıkan öyküler yazmayı sürdürmekteyim. Peki, kimim ben? Kimliğimde resmi olarak belirtilen kişi miyim, yoksa bütün bu yaşananların tanığı olan bir yazar mıyım? Ben, okumasız yazmasız, uğradığı haksızlıklar karşısında fabrika patronunu 'İşçi Borusu (Büro)'na şikâyet ederek hakkını arayan, hesap sormasını bilen o işçiyim. Ben, üreterek harcadığı emekle yarattığı uygarlığın güzellikleriyle zenginliklerinden eşit pay alamayan o yoksul emekçiyim. Ben, karakışta hastasını kızakla dağlardan aşırarak doktora ulaştırmaya çalışan, hastası yarı yolda ölmüş olsa da ilçeye inmekten caymayan, dirisi gibi ölüsüne de sahip çıkan ama bunu duyuramadan trajik bir yaşam süren o yoksul Kürt köylüsüyüm. Ben, çektikleri acılar, uğradıkları haksızlıklar karşısında seslerini çıkaramayanların sesi, dili olmayanların diliyim.

Ben, herkesim."

Nazlı Eray, Zülfü Livaneli, Şeyhmuz Diken, Adnan Binyazar, Yavuz Ekinci, Abdullah Ataşçı, Abdullah Aren Çelik, Tuğba Çelik video mesajlarıyla etkinliğe katılırken Adnan Özyalçıner'in yakın dost ve arkadaşları da bu özel günde Robinson Crouse 389 Kitabevi'ndeydi. Kıymetli yazar Ayşe Kulin, başarılı oyuncu Meltem Cumbul konuklar arasındaydı. Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Mehmet Aman ile edebiyatın gölgesinde tanışmak, sohbet etmek çok güzeldi.

Öykü ve anlatılarıyla yazın dünyamızı besleyen, Türk Edebiyatının 'herkesi' Adnan Yalçıner'in yaşamının doksanıncı, mesleğindeki yetmişinci yılını hep birlikte sevgiyle kutladık. Yüzleşmeler eserini yetmiş yılın izini taşıyan imzasıyla yeniden okuyacağım için heyecanlıyım. Nazik davetleri için Everest Yayınları'na teşekkür ederim.

Kıymetli Adnan Bey iyi ki doğmuş, iyi ki yazmış ve bizler de iyi ki tanık olduk, oluyoruz…

"Ne zaman kalabalığı anlatmaya kalktıysam kendim oldum; kendimi anlatmaya kalkıştıysam da kalabalığı buldum. Hangisi gerçekçiydi, bilemiyorum."

title