Haberler

Siyasetin Renk Değiştiren Yüzü: Bahçeli’nin Jestleri

Zeynep Alkış

Zeynep Alkış

03.10.2024 09:17

TBMM'nin 2024 yılı yeni yasama dönemi açılışı, Türkiye siyasetinde önemli sembolik değişimlerin yaşandığı bir sahneye dönüştü. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sert siyasi söylemlerini bir kenara bırakıp muhalefet liderleriyle tokalaşması, siyasetin gündemini bir anda değiştirdi. Bahçeli'nin bu jesti ve sonrasında yaptığı açıklamalar, siyasetin iki yüzü ve iktidar ile muhalefet arasında normalleşme arayışlarının ne denli samimi olduğu konusunda tartışmaları alevlendirdi.

Devlet Bahçeli, yeni yasama yılı açılışında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile tokalaştı. Oysa kısa bir süre önceki konuşmasında, DEM Parti'nin politika ve söylemlerini sert bir dille eleştirmişti. Bahçeli'nin bu ani tutum değişikliği, "Yeni bir döneme giriyoruz, dünyada barışı isterken kendi ülkemizde de barışı sağlamamız lazım" ifadesiyle gerekçelendirildi

Bu gelişme, kamuoyunda siyasetin iki yüzlü bir yapıya sahip olup olmadığını tartışmaya açtı. Bahçeli'nin önceki söylemlerinin ve sonrasında sergilediği bu tavrın, aslında siyasetin gerçek doğasını yansıtıp yansıtmadığı merak konusu oldu. Bu noktada, siyasette pragmatizm ve diplomatik zarafetin aynı sahnede yer aldığını söyleyebiliriz. Latince kökenli "politika" kelimesinin "çok yüzlü" anlamına gelmesi de bu duruma göndermede bulunmak için kullanılan bir argüman.

Siyasetteki bu manevralar, Türkiye'nin siyasal atmosferinde bir "normalleşme" sürecine mi işaret ediyor yoksa "tuhaflaşma" mı yaşanıyor? Bahçeli'nin bu adımının altında yatan neden, ülkede siyasal istikrar ve uzlaşıyı sağlamak mı yoksa kısa vadeli siyasi çıkarlar mı? Bu sorular, Bahçeli'nin son dönemdeki söylemlerini ve eylemlerini anlamak açısından önemli bir tartışma zemini oluşturuyor.

Türkiye Siyaseti Nereye Gidiyor?

Son gelişmeler, Türkiye siyasetinde bir normalleşme ve diyalog arayışının sinyallerini mi veriyor, yoksa tüm bunlar yalnızca siyasi bir gösteriden mi ibaret? Bahçeli'nin muhalefetle tokalaşması ve CHP'nin Erdoğan'a gösterdiği saygı, Türkiye siyasetinde kalıcı bir uzlaşma ortamını mı, yoksa geçici bir ateşkesi mi işaret ediyor?

Bu soruların yanıtı, siyasetin doğası gereği belirsizliğini koruyor. Ancak kesin olan şu ki, bu jestler ve açıklamalar hem iktidar hem de muhalefet cephesinde siyaset mühendisliğinin nasıl şekillendiği konusunda ipuçları veriyor. Özellikle Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı'nın geleceği, bu yeni yasama döneminde yaşanacak gelişmelerle daha net bir şekilde ortaya çıkacak.

Türkiye siyaseti bu hamlelerle nereye evriliyor? Bahçeli'nin açıklamaları ve tutum değişiklikleri, siyasetteki yeni bir dönemin mi yoksa sadece geçici bir taktiğin mi habercisi? Bu durumun daha geniş bir siyasal normalleşme sürecinin parçası olup olmadığını zaman gösterecek. Ancak Bahçeli'nin bu beklenmedik hamlesi, şüphesiz ki siyasi kulislerde uzun süre konuşulacak ve tartışılacak.

Bahçeli'nin bu hamlesi, yalnızca bir uzlaşı işareti olarak değil, aynı zamanda Türk siyasetinin pragmatik yapısını da ortaya koyuyor. Muhalefetle barışçıl bir dil benimsemenin, MHP ve Bahçeli'nin siyasi geleceğine nasıl etki edeceği ise merak konusu. Türkiye siyasetinde, her an dengelerin değişebileceği ve bu tarz ani tutum değişikliklerinin sıkça görülebileceği bir döneme girildiği söylenebilir.

title