İnsan vücudunun muhafızları
Zekeriya Kalkan
Dünyanın en donanımlı ve son teknolojinin bile ulaşamayacağı bir savunma sistemine sahipsiniz, peki siz bunun farkında mısınız?
Siz uyurken, konuşurken, koşarken, günlük işlerinizi yaparken vücudunuzda düşmana karşı savaş fırtınalarının koptuğunu hissedebiliyor musunuz?
Savunma sisteminiz düşman saldırılarına aralıksız saldırırken bu saldırıların seslerini duyabiliyor musunuz?
Bu sorularavereceğiniz cevap büyük ihtimalle "hayır" olacaktır, o halde gelin vücudumuzda savaş anında neler yaşanıyor bir bakalım.
Savaşın bir tarafında amacı vücudu ele geçirmek olan düşman askerleri (bakteri ve virüsler), diğer tarafta bu düşman askerlerine karşı vücudu ölümü pahasına koruyan savunma(bağışıklık) sistemi hücrelerimiz.
Su uyur düşman uyumaz misali düşman askerleri hedefledikleri bölgeye (hücre, doku, organ..) girmek için saldırı vaziyetinde beklerler, uygun ortam oluştuğu an da (bağışıklık sistemimiz zayıfladığında) hedef bölgeye doğru hareket etmeye başlarlar. Bu hareket karşısında hedef bölgenin güçlü, düzenli ve disiplinli askerleri düşmana kolay kolay geçit vermezler. Savaş meydanına ilk başta düşmanları yutarak etkisiz kılan askerler (fagositler) gelir. Ancak bazı zamanlar savaşın harareti ve büyüklüğü bu askerlerin yeteneklerini aşmaktadır, o zaman da devreye daha güçlü olan askerler girer(makrofajlar). Onların da devreye girmesi ilgili bölgede kırmızı alarm durumunun oluşmasına neden olur ve başka askerleri savaş meydanına çağırır (T hücreleri). Bu hücreler bölge halkını çok iyi tanır. Hemen kendi askerleriyle düşman ordusunu birbirinden ayırt edip, zaman kaybetmeden silah yapımında görev alan askerlere haber gönderirler(B hücreleri). Bu askerler de mükemmel yeteneklere sahipler. Düşmanı hiçbir şekilde görmedikleri halde, onları yok edebilecek silahları üretebilmekte ve bu silahları kendi üzerlerinde taşıyarak gitmesi gereken yere kadar götürürler. Daha sonra vurucu timler devreye girer (öldürücü T hücreleri). Bunların da en büyük özelliği üzerlerinde taşıdıkları zehirli maddeyle düşmanın en can alıcı yerini hedef alarak onlardan kurtulmayı başarırlar. Düşman etkisizleştirilip zafer kazanılması durumunda savaş meydanına başka bir askeri grup gelir (baskılayıcı T hücreleri) ve tüm savaşçılar karargâhlarına gönderilir. Savaş meydanına son askeri grup inerek (Bellek hücreleri) bu savaşların bir daha yaşanmaması ve yaşanması durumunda kullanılmak üzere düşmana ait tüm bilgiler hafızaya alınır ve savaş biter.
Burada sözü edilen harikulade ordu savunma sistemimizin ta kendisidir. Bu anlatılanların hepsi gözle görülemeyecek kadar küçük hücreler tarafından (0,5 mikron (1 mikron = 0.001 mm.)) gerçekleştirilmektedir.
İçtiğimiz suda, yediğimiz yemekte, soluduğumuz havada, dokunduğumuz hemen hemen her şey de insan hayatına mal olabilecek çok tehlikeli mikroplar vardır. Bu gözle görülmeyen ve her yerde olan mikroplardan habersiz yaşayan insanı, vücudundaki hücreler (savunma sistemi) onu belki ölüme götürebilecek bir hastalığın pençesinden kurtarmak için var güçleriyle savaşırlar.
Savunma sistemi olmayan ya da zayıf olan bir insanın hayatta kalması da oldukça güçtür. Nedeni ise dış dünyada ki tüm virüslere, bakterilere, mikroplara karşı savunmasız hale gelmesidir. Günümüzde böyle kimselerin belli bir süre yaşamlarına devam edebilmesi için özel bir alanda ve dış ortamdaki hiçbir madde ile direkt temas etmemesi gerekir. Dolayısıyla ilkel ortamlarda savunma sistemi olmadan bir insanın türünü sürdürmesi söz konusu bile olamaz.
Peki, bu sistemi olumsuz etkileyen ve güçlendiren faktörler nelerdir?
Savunma sistemimizi olumsuz etkileyen faktörler;
- Savunma sisteminin zayıflamasına veya çökmesine neden olan birincil faktör ve en büyük düşman sigara içimidir, çünkü sigara hücrelerin ölmesine sebep olarak vücudun savunmasız kalmasına yol açar.
- Alkol kullanımı
- Yetersiz beslenme
- Obezite
- Çok fazla şeker ve şekerli gıda tüketimi
- Yetersiz su tüketimi,
- Verimsiz uyku/Uykusuzluk
- Yetersiz sebze ve meyve tüketmek.
Savunma sistemimizi güçlendiren faktörler;
- Besin değeri yüksek sebze ve meyveler tüketilmelidir.
- Düzenli olarak egzersiz yapılmalıdır.
- Yeterli ve düzenli uyumaya özen gösterilmelidir.
- Vitamin ağırlıklı beslenilmelidir.
- Stresten uzak durulmalı, gerekirse profesyonel destek alınmalıdır.
- Kişisel hijyene dikkat edilmeli ve sık sık eller yıkanmalıdır.
- Mutlaka balık yağı veya omega 3 desteği alınmalıdır.
Güçlü insan demek bağışıklık sistemi yani savunma sistemi güçlü olan demektir.
Güçlü kalın….