Bir rüzgâr eser Kuzey Ege'den…
İçinde tuz kokusu, antik çağların ayak sesleri ve mitolojik bir sükûnet taşır.
Bu topraklara adım attığınızda zamanın katmanlarına dokunur, medeniyetlerin izini sürersiniz.
Ve işte bu eşsiz dokunun her adımı tarih olan bir şehir yükselir: Çanakkale.
Troya'yı duymayan kalmamıştır.
Efsaneye göre Troya Krallarının atası Dardanos; Tanrı Zeus'un oğludur ve günümüzde Çanakkale'de bulunan Dardanos Şehri'ni kurmuştur. Dardanos'un torunu olan İlios'un, Simois ve Skamandos nehirlerinin birleştiği noktada kurduğu şehir; binlerce yıl boyunca şairlere ve ozanlara ilham veren, kültürlerin beşiği Troya olur.
Homeros'un binlerce yıl öncesinden ses verdiği bu efsane, bugün Troya Müzesi ile zamana direniyor.
Modern mimarisiyle toprağın altındaki hikâyeleri gün ışığına çıkaran bu müzede, yalnızca savaş değil; inanç, yaşam ve kimlik yeniden hayat buluyor. Sergilenen her bir eserde Priamos'un kederi, Hektor'un cesareti, Helen'in hüzünlü gülüşü gizlidir.
UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Troya Antik Kenti ile birlikte, bu coğrafya yalnızca Türkiye için değil, tüm insanlık için taşıdığı değeri fısıldıyor.
Benim için Çanakkale, doğduğum, büyüdüğüm şehirden çok ötedir. Bu topraklar hiçbir zaman sadece bir seyahat rotası olmadı. Anılarımın, hayallerimin, ilhamımın yeşerdiği yer burası oldu hep.
Yolunuzu biraz daha güneye çevirdiğinizde, Assos'un yamaçlarına varırsınız. Athena Tapınağı'nın dorik sütunları Ege'yi seyrederken, siz de kendinizi Aristoteles'in izinde, düşüncenin ve doğanın eşliğinde bulursunuz. Assos'un taş evleri, denize inen sokakları ve zamansız güzelliği insanın ruhuna işlenir.
Ve Apollon...
Ayvacık yakınlarında yer alan Apollon Smintheion Tapınağı, antik dünyanın ilhamla yoğrulmuş tanrılarına saygı duruşu gibidir.
Burada yalnızca taşlar değil, tanrıların fısıltıları da ayaktadır.
Apollon, güneşi bu topraklardan doğurmuş, müziğini rüzgâra karıştırmış gibidir.
Alexandria Troas, Roma İmparatorluğu'nun gözbebeği olan bir liman kentidir.
Binlerce yıl öncesinden bugüne uzanan yolların düğüm noktası…
Liman kalıntılarında, antik tiyatroda ve hamam komplekslerinde hâlâ bir ihtişam saklı.
Bu antik dokular, arkeolojik değerin ötesinde Çanakkale'nin dünya ile kurduğu kültürel bağı güçlendiriyor.
Tüm bu hikâyelerin içinde, bugün turizmin sessiz ama güçlü kalbi atıyor.
Ege'nin dingin kıyılarında yürüyen her yolcu, aslında tarihle kol kola yürüyor.
Her taşında bir hikâye, her rüzgârında bir anı saklı…
Modern Zamanların Çanakkale'si
Çanakkale artık sadece geçmişi anlatmıyor.
Gün geçmiyor ki turizm haberlerinde adını duymayalım.
Kuzey Ege rotası, yalnızca tarih meraklılarının değil; deniz tutkunlarının, doğa kaçamakçılarının, huzur arayanların ve yatırımcıların da radarında.
Bölgedeki emlak fiyatları son iki yılda ciddi artış gösterdi.
Ayvacık'tan Geyikli'ye, Assos'tan Bozcaada'ya kadar yaz-kış yaşanabilir hâle gelen bu yerleşimlerde; taş evler ve zeytinlik içindeki yaşamlar artık birer hayal değil, gerçekleşen yatırımlar hâlinde.
Özellikle Assos ve Behramkale çevresinde butik oteller ve restore edilen taş konaklar, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Ayvacık ve Küçükkuyu hattında artan yapılaşma, bölgenin değerini her geçen gün yukarıya taşıyor.
Bu yükseliş, bir yandan turizmin gelişimine katkı sağlarken, diğer yandan "kültürel miras nasıl korunmalı?"
Yerel kültürün korunması, yapılaşmanın denetlenmesi ve doğanın sürdürülebilirliği gibi önemli meseleleri de gündeme almak gerekiyor.
Ve bu da bize şunu hatırlatıyor:
Çanakkale yalnızca bir yer değil...
Bir Ulusun Kalbi: 1915 Çanakkale
Çanakkale'nin hikâyesi yalnızca antik değildir. Yüzlerce yıl sonra başka bir destan yazıldı bu topraklarda: 1915 Çanakkale Savaşı.
Çanakkale Savaşı yalnız bizim tarihimizin değil yakın dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir.
Anafartalar, Conkbayırı, 57. Alay…
Atatürk'ün "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!" sözü, yalnızca askerî bir komut değil, bir ulusun yeniden doğuşunun manifestosu değilde ne?
Bu topraklarda hem Troya'nın mitolojik direnişi, hem Anadolu'nun modern kurtuluşu aynı kökten beslenir:
Toprağın ruhunu korumak.
Ve Son Söz…
Ve şimdi olduğu gibi her seferinde içimden aynı cümle geçiyor:
Çanakkale varsa, tarih sessiz kalmaz.
İnsan hâlâ iyi bir hikâyeye inanabilir.
Ve bu hikâyenin başrolünde, geçmişi sahiplenen bugünün vicdanlı insanları vardır.
Yeşim Mutlu