Sahnede tam bir aslan kadınıyım

Yeşim Mutlu

Selen Görgüzel; oyunculuğu, sesi, sahnesi, duruşu ve cesur söylemleriyle tanıdığımız bir isim o. Ekranlardan sahnelere uzanan güçlü bir kadın hikâyesi…
"İstanbul trafiğine yakalanmadan erkenden varalım," diyerek çıktığımız yolda, metro çıkışına 1 dakika yazan yoruma aldanıp buluşmaya 45 dakika gecikiyoruz.
Yaşadığı dairenin kapısına varmadan önce, numarası dikkatimi çekiyor. "Dur," diyorum Şenay'a, "zile ben basacağım." Zile dokunduğum an, içten bir gülümsemeyle Selen Görgüzel kapıyı açıyor. Gecikme için binbir özürle salona geçiyoruz.
Selen Hanım'ın enerjisinin maşallahı var. Ona bakarken "JLo'ya ne kadar benziyorsunuz," diyorum. Daha önce benzeten oldu mu bilmiyorum ama karşımda muazzam bir kadın duruyor. Sıcacık kahveler eşliğinde başlayan sohbetimiz; sahne ışıklarından sosyal medyaya, kadın olmaktan sanatçı duruşuna kadar uzanıyor. Klişelerden uzak, filtresiz bir sohbet bu.
Eminim ki bu röportajı okuduktan sonra siz de Selen'i sahnede bir kez daha izlemek isteyeceksiniz.
Sevgili Selen Görgüzel malum günümüz sosyal medyasız geçmiyor. Biz de "Sosyal Medya" sizin için ne ifade ediyor, sizi ne kadar etkiliyor ile sohbetimize başlayalım mı?
Tabii ki… Sosyal medya denen bir gerçek var. Bunu göz ardı edemeyiz. Sosyal medya beni hem besliyor hem de yoruyor. Orası artık herkesin vitrini. Genelde sizi sevdiklerinde bir karakterle özdeşleştiriyorlar. Sanatçı kimliğinizle değil. Sizi, o karakterle seviyor, bir gönül bağı kuruyorlar. Bu da yine genellikle dönemsel bir hayranlık yaşatıyor. Sonra diğerine geçiyor. Hızlı bir tüketim var. Sizin kaliteli, düzgün, yaptığınız işlere hakim olmanız, altyapınız, kültürünüz sürekli ikinci planda kalıyor. Bir yandan da değişime ayak uydurmamız gerekiyor. Klasik olmakta güzel ama bir şeyler değişiyorsa bizler de eskiyi diretmektense yeniliğe ayak uydurup bunu en doğru şekilde nasıl eviririz diye bakmamız gerekiyor.
Hiçbir zaman sırf görünür olmak için sosyal medyada "ben de buradayım" demedim. Doğruyu temsil etmek, bilinçli içerikler üretmek önceliğim oldu. Takipçilerime karşı sorumlu olduğumu düşünüyorum. Bir de sosyal medyanın nazarına inanıyorum. Paylaşımlarımda çoğu zaman nazar boncuğu, felak nas süresi olur.
Şapkamı takıp gece geziyorum.
Halk ne istiyor? diye gözlemlemeli diyorsunuz…
Aynen öyle. Şapkamı takıp gece geziyorum. İnsanlar neyi neden talep ediyor? TikTok'ta veya sosyal mecrada kimler neden bu kadar talep ediliyor? Şu ana kadar analizimin sonucunda şunu gördüm ki halk kendi ünlüsünü kendisi yaratmak istiyor. Kendine yakın olan, kendinden birileri ve böyle çok fazla ulaşamadıkları değil de rahat ulaşabildikleri ve kendini gördükleri insanları ikonlaştırıyor. Aslında onu kendi gibi yaşıyor. Bunun da bir gün tükeneceğini düşünüyorum. Çünkü gerçek sanatçı sahnede, sesiyle, duruşuyla kalıcıdır. Benim için hâlâ Sezen Aksu, Ajda Pekkan, İbrahim Tatlıses, Tarkan stardır. Bu dönemsel figürlerse gelip geçici.
Sosyal medyadakiler "Ünlü, Ünsüz"
"Sosyal medya ünlü olan sosyal medyada kalır. Daha fazla ilerlemez." fikrindesiniz. Bunu biraz açalım mı?
"Ünlü, ünsüzler" diyorum ben onlara. Spotify ve YouTube dinlenme sayıları popülerliği belirleyebiliyor. Ünlü olmak bu kadar kolay olmamalıydı. 'Saldım çayıra, mevlam kayıra' bir sistem şu anda devam ediyor. Buna "dur" demeli. Halk gerçek anlamda düzgün bilinçli bilgilere ulaşmalı. Örnek aldığı ünlünün geçmişi sağlam olmalı. Günümüzde her şey çalakalem yapılıyor. Kimse uğraşmak, idealist olmak istemiyor. Eskiden bir sanatçı halkın karşısına çıkana kadar o kadar ciddi eğitimler alınıyordu ki. Sanatçı demek "güven" demekti. Sözleri, tavsiyeleri. İşte o etiket kolay alınmıyordu. Sadece eğitimde değil verdiği mücadele ve yaptığı başarılar da önemliydi. Kendinden ödün verme. Çok çok çalışmak ve disiplin. Ben işine aşık bir kadınım. Sokakta görsen tanımazsın ama milyonlarca takipçisi var. Sahneye çıktığında iş yok, içerik yok ama ücretler tavan. Şöhret artık parayla satın alınabilir hale geldi. Takipçi de alınabiliyor, beğeni de… Ama halk artık biraz daha uyanık, eliyor.
Kadınları arkama aldım, sağlam adımlarla yürüyorum.
Bu çok hissediliyor. Sosyal medyanızdan, sahnenizden, oyunculuğunuzdan, yaptığınız her işten bizlere yansıyor.
Çok şükür, ne mutlu bana. Her gün yenilikler katarak ilerliyorum. Maşallah sahnelerim sold out. Bizim piyasada "masası olan sanatçı" terimini kullanırlar. Gelen müşteri bir daha geliyor. Kadın seyircim çok fazla. Bu, çok güzel bir şey. Bunun gururunu yaşıyorum. Fakat takdirini görmek için ön yargılarla mücadele etmek zorunda kalıyorum. Ama şunu unutmasınlar ki güneş balçıkla sıvanmaz. Benim derdim her zaman kendimle oldu. Şanslı olduğum taraflarımdan biri kadınlar arkamda. Onları arkama aldım sağlam adımlarla yürüyorum.
Ön yargılarla mücadele yerine en iyisi yürüyüp gitmek…
Şunu da eklemek isterim. Magazin başka bir karakter yarattı benden. Ama beni tanıyanlar, "Ne kadar farklı bir kadınmışsın" diyor. Sahnelerimde sık sık yaşıyorum. Gecenin sonuna doğru mutlaka birileri mikrofona uzanıp şunu söylüyor. "Biz aslında gelmek istemedik arkadaşlarımız ısrar etti geldik. İtiraf ediyoruz. Sahneye hakimiyetiniz, repertuarınız, dansınız çok güzel ve etkileyici. Sizi tanımadan ne kadar haksızlık etmişiz."
"Sahneye çıktığım an başka biri oluyorum" diyorsunuz. Sahne öncesi neler yaparsınız ?
Sahne öncesi çok gergin oluyorum. Zaten bunu ekibim bilir. Ama sahneye çıkana kadar; çıktıktan sonra biter. Sonra dünyanın en mutlu insanı olurum. Sahnede muhteşem bir insan çıkıyor içimden. Sahnede tam bir aslan kadınıyım. Tabii ki tüm gerginlik mükemmeliyetçilikle alakalı. Aman eksiksiz olsun. Aman işte repertuarda her şey tamam mı? Şu mu bu mu? Onun bir gerginliği oluyor. Sahne öncesi kuliste nefes ve diyafram çalışırım. Ondan sonra başka da bir şey yapmam.
Hayatı çok zorlamam. Akışta yaşayan bir kadınım. Alışkanlıklarımı kolay kolay değiştiremem. Kolay vazgeçemem. Fakat sildim mi de tam silerim. Telefonlarına bile bakmam. Kendin olabilmek, şu hayatta en zor şey. Şarkılarımla, enerjimle sahnede yaşamayı seviyorum. Gelen bir daha geliyor, bu da bana en büyük gurur.
Listelerde hit olan Arabesk şarkınız için "Arabeskin içindeki estetiği ortaya çıkardım." dediniz. Görünen o ki bu yaz sahillerde bu estetik rüzgarı esecek…
Arabeskin sadece ağlayan, yakan, yıkan haliyle değil, içindeki estetikle ilgileniyorum. Acıyı da zarafetle yaşamanın, o duyguyu incitmeden anlatmanın bir yolu var. Arabesk işte tam da bu noktada doğdu.
Birlikte sahne alalım dediğiniz bir sanatçı var mı?
Şaşıracaksınız ama hayır. Hiç öyle bir hayalim olmadı. Hiçbir zaman bir starın peşine takılma hayali kurmadım. Çünkü kendime inanıyorum.
Biraz da yaşam tarzınızdan bahsedelim mi? Günlük rutinleriniz neler?
En büyük alışkanlığım bir kere Yaradan'la konuşmak ve dertleşmektir. Çünkü dert de derman da onda. Her zaman en büyük sohbetimi onunla yaparım. Her sabah kalkarım, şükrederim. Bugün de uyandığım için. Ondan sonra rutin bakımlarımı yaparım. Yüzümdür, saçımdır, başımdır, duşumdur, sporumdur. Eskiden kahvaltı yapmadan güne başlayamıyordum. Şimdi kahvaltı yapamıyorum. Enteresan bir şekilde kahvaltı rutinini çıkarttım hayatımdan. Toplantılarım, görüşmelerim, stüdyoya çalışmam varsa oraya giderim. Seyahat dışında gezmeyi tercih etmem. Arkadaşlarımı evde ağırlamayı çok seviyorum. Öğrenecek o kadar çok şey var ki, okunacak daha o kadar çok kitap. Sürekli araştırırım. Meditasyon, nefes terapisi yaparım.
Elinizde bir tespih görüyorum…
Tespih severim. Koleksiyonum var.
Peki gelecek planlarınız neler? 30 yıl sonra Selen Görgüzel nerede olur?
Ne güzel bir soru... 30 yıl sonra nerede olacağımı bilmiyorum ama sahneye çıkan, içinden müzik geçen bir kadın olurum. Belki daha dingin, belki daha bilge... Ama hâlâ şarkı söyleyen, yazan, üreten biri.
Son olarak, ne söylemek istersiniz?
Kadınlar... Lütfen birbirimizi destekleyelim. Erkekler sistemden alıyor gücünü, bizse birbirimizden. Gerçek kadın dayanışmasıyla ayağa kalkabiliriz. Korkmayın, değişin, gelişin. Ve ne olursa olsun kendi kimliğinizden vazgeçmeyin.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan fotoğraf çekimine geçiyoruz. Boğaz'ın eşsiz manzarasında adeta güneş gibi parlıyor Selen Görgüzel. Sen hep parla… Işıl ışıl ışılda… Gücünle, çalışkanlığınla, sımsıcak ve içten duruşunla… Cesur, kararlı ve dimdik ayakta duran bir kadın olarak ilham vermeye devam et.
Yeşim Mutlu?