Sanat, bize kendimizi yeniden hatırlatmanın en kadim yolu. Her sanatçının kaleminde, fırçasında ya da merceğinde kendi hikâyesi, kendi iç sesi vardır. Nilbar Güreş'in Arter'de açılan Türkiye'deki ilk kurumsal solo sergisi "Kadife Bakış", bu iç seslerin senfonisi gibi karşılıyor bizi.
Basın ön gösterimine adımımı attığım anda, yalnızca bir sergi salonunda değil; renkler, formlar ve sembollerle örülmüş bir hayal evrenindeydim. Küratörlüğünü Emre Baykal'ın üstlendiği sergi, sanatçının yirmi beş yılı aşkın pratiğini bir araya getirerek; resim, gravür, kolaj, fotoğraf, heykel ve video gibi farklı mecralarda ruhunu bizimle paylaşıyor. Her eser, sanki Güreş'in kendi iç dünyasının bir parçası, onunla göz göze gelen izleyiciye sessizce "ben buradayım" diyor.
Sanat, yalnızca görmek değil, hissetmektir.
Nilbar Güreş'in pratiği, insanla insan olmayanı, gerçek ile kurguyu, temsil ile soyutlamayı bir araya getiriyor. Sergiyi gezerken kimi zaman mitolojik öğelerle karşılaşıyor, kimi zaman hayvanların, bitkilerin ve kadın bedeninin birbirine değdiği, birbirini tamamladığı anların içinde kayboluyorsunuz. Bu kayboluş, aslında izleyiciye kendi kimlik sınırlarını, toplumsal normları ve kabulleri yeniden sorgulatan bir davet.
Sanatçının her bir işinde eleştirel ve muhalif bir duruş seziliyor. Özellikle toplumsal cinsiyet üzerine kurduğu dil, yalnızca bir görsel ifade değil, aynı zamanda bir karşı çıkış, bir direnç. Nilbar Güreş, ezberleri bozarken; bize birlikte yaşamanın, çoğulluğu kucaklamanın ve ötekileştirilmeye karşı durmanın yollarını aralıyor.
Güreş'in eserleri yalnızca görsel bir tat sunmuyor. Sanatın dönüştürücü ve hayal gücünü kanatlandıran etkisini hissetmek istiyorsanız Arter'in 2. kat galerisinde yer alan bu kapsamlı seçki, 12 Nisan 2026'ya dek ziyaret edilebilir.
