Şifalı Sorular Yazı Dizisi: Sıra Sende Anneciğim

Yasemin Gazanker

Yasemin Gazanker

Profesyonel Yaşam Koçu / Khum Akademi
02.05.2025 03:53

Soru:

Merhaba Yasemin Hanım, ben Aslı. Çocuklarımın eğitimi ve geleceği için yıllardır onların ihtiyaçlarını ön planda tutuyorum. Ancak son zamanlarda fark ettim ki kendimle ilgili hiçbir hedefim kalmamış. Hayatım tamamen onlar için yaşanmış gibi hissediyorum. Çocuklarımın ihtiyaçlarını ihmal etmeden, kendi hayallerimi gerçekleştirmek ve kendime bir amaç edinmek için nereden başlamalıyım?

Cevap:

Sevgili Aslı,

Sorunu okuduğumda, satır aralarından yalnızca bir yorgunluk değil bir özlem aktı içime. Senin değil sadece, binlerce kadının içten içe susturduğu ama hiçbir zaman tam olarak susturamadığı bir sesin yankısıydı o:

"Ben ne zaman kendim için yaşayacağım?"

Bu sorunun ardında ,birilerini suçlamak yok, sevgi var. Kendine duymayı unuttuğun o sevgi. Çünkü sen ailen için, sevdiklerin için sevginin en saf, en ilahi halini yaşamışsın yıllarca. Uykusuz geceler, sessiz fedakârlıklar, ertelenmiş hayaller… Hepsini ama hepsini bir gülümseme için yapmışsın.

Ve bu soruyu yazdığın an, aslında bir şeyi itiraf etmişsin kendine:

"Artık içimde bir boşluk var. Kendime ait olmayan bir hayatın içinde yıllardır yaşıyorum."

Ve ben sana şunu söylemek istiyorum kelebeğim… Bu his seni kötü bir anne yapmaz. Aksine, bu his senin artık kendi doğana dönmeye başladığının işaretidir. Çünkü insan en derin yorgunlukları yaşarken bile ruhundan gelen sesi duymaya başlarsa, işte o zaman uyanış başlamıştır.

Bu uyanış, kimsenin hakkını çiğnemeden, kimseyi yarı yolda bırakmadan da yaşanabilir.

Çünkü kadın olmak; hem başkasının ışığı olmak hem de kendi içindeki kandili söndürmemektir. Ve sen bu mektubu yazdığın anda o kandilin yerini aramaya başladın bile.

İzin verirsen sana birkaç şey fısıldamak istiyorum…

Ama bir danışman gibi değil.

Sanki seninle aynı masada çay içen, gözlerine içtenlikle bakan bir kadın dostun gibi.

Hatırla… Sen de bir zamandı çocuktun.

Senin de bir kalbin, bir düşlerin, bir yarım kalmış cümlelerin vardı.

Evcilik oynarken bile hayata dair kurduğun hayallerin vardı.

Şimdi o küçük kızı bul.

Defterin bir köşesine sadece onun adına bir sayfa aç.

Ne isterdi? Nasıl biri olmak isterdi?

Yıllardır susturulmuş o iç sesini duy…

Ve ona şöyle de:

"Buradayım. Artık seni duymaya hazırım."

Kendine 'anneliğin ötesinde' bir kimlik kur.

Kimi zaman kadınlar, çocuklarının büyümesiyle birlikte bir boşluğa düşer. Çünkü o ana kadar varlıklarını sadece 'anne' kimliğine bağlamışlardır. Ama sen bir anneden fazlasısın.

Sen bir kadınsın.

Senin bir ruhun, bir zekân, bir sezgin var.

Bunlar hâlâ seninle. Tozlu bir rafta bekliyor sadece.

Onları indir. Üfle. Yeniden sev. Yeniden başla.

Minik hayallerden bir yaşam amacı doğar.

Kim demiş ki amaç dediğin şey büyük bir iş kurmak, kariyer yapmak olmak zorunda?

Senin amacın; haftada bir sabah yürüyüşe çıkmak, bir blog açmak, resim kursuna yazılmak, başka annelere ilham vermek, kadınlarla bir çemberde buluşmak olabilir.

Senin kalbinin ritmini arttıran şey neyse, o senin amacındır.

Ve ona emek verdiğinde büyür… seni de büyütür.

Çocuklarına ilham olmak istiyorsan, önce kendi yolunu bulmalısın.

Bir çocuk, en çok annesinin gözlerindeki ışığı hatırlar.

Sen ışığını kaybettin sanıyorsun. Hayır. Sadece üzerini örtmüşsün.

Şimdi yavaşça o örtüyü kaldırmanın zamanı.

Unutma, senin hayalin sadece sana ait değil.

Sen kendi yoluna çıktığında, senden sonra gelen kadınlara da bir yol açıyorsun.

Belki kızına, belki kızının kızına…

Belki de sana benzeyen binlerce kadına.

Şimdi derin bir nefes al.

Ve kendine şu cümleyi fısılda:

"Ben hem anne olmayı, hem de kadın olmayı hak ediyorum.

Ben başkaları için yaşadım.

Artık biraz da kendim için yaşama vaktim."

Sevgiyle, şefkatle, ışığınla, parla!

Farkında ol, farklı ol!

Sevgilerimle,

Yasemin Gazanker

www.yasemingazanker.com

title