Şifalı Sorular Yazı Dizisi: Engelsiz Sevgi
Yasemin Gazanker
Soru:
Merhabalar Yasemin Hanım. Ben Aslı 37 yaşında ev hanımıyım. 9 yaşında engelli bir oğlum var ve hayatımı ona adadım. Yaşanan bu ekonomik kriz ve hayat pahalılığı yüzünden çocuğumla ilgili gelecek kaygısı yaşıyorum. Ne yapmam lazım, ne önerirsiniz? Rumuz: Umut
Cevap:
Merhaba sevgili Umut,
Sorunu okurken, anneliğinin içtenliğini ve çocuğun için taşıdığın derin sevgiyi hissettim. Oğluna duyduğun bağlılık ve onun geleceği için yaşadığın endişe, hem çok anlaşılır hem de yüreğe dokunan bir duygu. Bu konuda sana içtenlikle yol göstermek ve kendi içsel dengeni bulmana yardımcı olmak istiyorum.
Bir evladın engeli, bir annenin sevgisini asla sınırlandıramaz. Sen, oğlun için her şeyi yapmaya hazır olan bir annesin ve bu, onun yaşam yolculuğunda en büyük güvencesi. Ancak, bu kadar yoğun bir sevgi ve sorumluluk içinde kendini ihmal ettiğini de hissediyorum. O nedenle önce şu cümleyi kendine hatırlat: "Ben ancak kendime iyi baktığımda ona da en iyi şekilde destek olabilirim." Bu güçlü cümleyi yazının sonunda kendine bir kez daha hatırlatarak, onun rehberliğinde hareket etmeyi unutma.
Hayat pahalılığı, ekonomik kriz gibi zorluklar elbette herkes için bunaltıcı olabilir. Hele ki bu koşullar, gelecekle ilgili kaygılarını tetikliyorsa, üzerindeki yük iki katına çıkmış gibi hissedebilirsin. Bu noktada, şu üç adımdan yola çıkarak bu zorluğu biraz olsun hafifletebilirsin:
1. Gerçekçi Bir Gelecek Planı Oluştur
İlk adım, seni rahatlatacak bir yol haritası hazırlamak. Oğlunun geleceği için bir birikim ya da destek planı oluşturmak önemli. Eğer imkanın varsa, devlet desteklerinden, sivil toplum kuruluşlarının sunduğu projelerden ya da yerel belediyelerin engelli bireyler için sunduğu hizmetlerden yararlan. Bu tür desteklerin neler olduğunu öğrenmek, gelecekle ilgili kaygılarını hafifletebilir. Ayrıca, küçük de olsa bir birikim fonu oluşturmayı deneyebilirsin. Unutma, her küçük adım büyük sonuçlara yol açar.
2. Duygusal Destek Sistemlerini Güçlendir
Kendini yalnız hissettiğinde, çevrendeki diğer annelerle ya da benzer durumlar yaşayan ailelerle iletişime geçmek sana çok iyi gelebilir. Destek gruplarına katılmak, sadece maddi değil, manevi anlamda da güç kazanmanı sağlar. İnsanların birbirine anlattıkları hikayeler, yalnız olmadığını hissettirir ve sana ilham verebilir.
3. Kendini Unutma
Biliyorum, "ben" demek, annenin iç dünyasında bazen bir lüks gibi hissedilir. Ama aslında kendine ayırdığın her an, oğluna daha güçlü bir şekilde dönmeni sağlar. Gün içinde küçük de olsa kendin için bir rutin oluştur. Belki bir kahve molası, belki kısa bir yürüyüş ya da sevdiğin bir kitabın birkaç sayfası... Bu alan, seni yenileyip hayata daha dengeli bakmana yardımcı olacaktır.
Ekonomik krizler gelip geçicidir. Ama bir annenin sevgisi ve dirayeti, hayat boyu süren en değerli armağandır. Senin sevgin, zorlukların ortasında bile oğluna güven ve umut aşılar. Bu sevgi, onun yaşam yolculuğunda en sağlam temeli oluşturur ve gelecekte karşılaşacağı her türlü zorluğun üstesinden gelmesine yardımcı olur. Oğlunun yanında olan güçlü, sevgi dolu bir annesi var ve bu onun geleceğinde en büyük teminat. Kendi içsel huzurunu bulmaya başladığında, onun için de daha rahat bir gelecek tasarlayabilirsin.
Son olarak, şunu unutma: Gelecek kaygıları ancak bugünü sağlamlaştırarak hafifler. Sen bugün onun için elinden gelenin en iyisini yapıyorsun ve bu, onu güçlü bir birey haline getirecek. Kendine inan, sevgili Umut. Sen, onun için yeterlisin ve her zaman da öyle olacaksın.
Sevgiyle ve umutla kal,
Farkında ol, farklı ol.
Yasemin Gazanker
www.yasemingazanker.com