Şifalı sorular yazı dizisi: Kendine yolculuk meditasyonu
Yasemin Gazanker
SORU:
Hocam merhaba. Benim çok güzel bir hayatım, güzel bir işim, iyi bir eşim ve çok güzel çocuklarım var. Kendimi ve ailemi çok önemsiyorum. Sosyal medya hesabınızı gördüğümde öncelikle sizi kendime benzettim. Enerjiniz ve hayatınız benimkine benziyor gibiydi. Zaman geçtikçe kendimde bir şey fark ettim. Tam değilim. Çok mutlu ya da çok duygulu değilim. Çoklarım yok benim. Dışarıdan bakıldığında dengeli gibi görünen bu durum aslında fark ettim ki hayatımda eksiklikler yaratıyor. Ben neşe, coşku, keyif gibi duyguları bilmiyorum. Nasıl bulacağım? Nasıl yaşayacağım? Eksik olan şeyin ne olduğunu bulamıyorum. Yardımcı olur musunuz hocam?
CEVAP:
Sevgili "Dolly" Rumuzlu takipçim. Öncelikle bu sorunuzu paylaşmama izin verdiğiniz için teşekkür ederim. Bu soru günümüz insanlarının cinsiyet ve yaş gözetmeksizin en büyük sorunu gibi görünüyor. Her şey tam ancak her zaman bir şeyler eksik!
Arada bir duygu ve sıkışık bir his!.. Genellikle huzursuzluk, uykusuzluk, tatminsizlik, mutsuzluk, çabuk öfkelenme gibi sonuçları olur. Çünkü; çözümsüz gibi görünür. Sorun yok gibidir fakat durumun kendisi bir sorundur aslında… Neler yaşadığını anlıyorum. Tatminsizlik aslında dünyanın en sinir bozucu duygularından birisi olabilir. Sana iyi bir haberim var… Doğru noktalara çalışır ve bazı kök enerjileri dönüştürebilirsen sonsuza kadar kurtulabilirsin.
Vücudunda kaşıntı, ayaklarında huzursuz bacak sendromu, obsesyon, mükemmeliyetçilik gibi bir takım rahatsızlık veren durumlar yaşıyorsan; mutlaka bu konu üzerine çalışmalı ya da yardım almalısın. Şimdi yapacağımız çalışma farkındalık kazanman, hızlıca bazı konuları dönüştürebilmen için faydalı olacaktır...
Belki de bir gazete köşesinde; okurları ile ilk defa deneyimlenecek olan bu meditasyon, inanıyorum ki başarılı olur ve sorduğun bu soru, bir çok kişi için ŞİFA olur…
Bu duygu öncelikle suçluluk, vicdan azabı, ardından kendine kızma ve değersizlik duygusu yaşatır. Sonunda ise şükürsüzlük, tatminsizlik, kendini sorgulama ve boşlu duygularına sürükler seni… İşte tüm bu duygularının; kök duygular olduğunu söyleyebilirim. Kök duygularımız eğer negatif batağına bir saplanırsa ve kökler çürümeye bir başlarsa bu hızlıca dallarımıza, çiçeklerimize, bedenimize sirayet eder. Daha az yeşerir, daha az güzel kokarız. Yani yaşam enerjimizin ışığı azalır. O yüzden kök duyguların neler olduğuna iyice bakmamız gerekiyor sevgili yol arkadaşım… Hatta daha köklerde aileye kadar bakarak nasıl beslendin ve nasıl büyüdün oralara kadar inmek gerekiyor. Fakat, tabi ki biz burada hızlıca zihnine bir ışık gönderecek, seni frekans olarak yükseltip farkındalığına çalışacağız…
Daha detaylı bir çalışma için lütfen mail atınız.
Şimdi bir meditasyon yapacağız. Kaç yaşındasın, hangi cinsiyettesin önemli değil. Önemli olan tek şey odaklan ve bu meditasyonu okurken yazının içine gir ve imgelendirerek oku!
Unutma ki; 10 tırtıldan sadece 1 tanesi hayal kurabildiği için kelebeğe dönüşebiliyor. Duygunu dönüştürmen yazıyı okurken hayal dünyanı yönlendirmen ve olayı yaşayabilmen için çok önemli.
ŞİFA OLSUN…
MEDİTASYON:
Lütfen okumaya geçmeden önce gözlerini kapat derin derin üç defa nefes al ve ver. İçinden bu yazı kanalı ile şifalanmaya, farkındalık kazanmaya ve sorunun için çözüm bulmaya niyet et… Bu kısım gerçekten çok önemli. Çalışmanın en önemli parçası niyet…
Niyet et… Şifalanmaya ve cevabını bulmaya… Ve şimdi gözlerini açabilirsin… Birlikteyiz. Benimlesin. Yavaş yavaş benim ağzımdan seslendiriliyormuş gibi okumaya çalış. Kendini zorlama ve direnç koyma. Yavaş ve dingin okuman gerekiyor. Burada sadece sen ve ben varız. Ben sana gönderilmiş bir aracıyım sadece. Ve bunun için sana minnettarım. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim..
Evrende her şey tam ve bütün… Eşsiz bir sistemin parçasıyız. Ve sen bu eşsiz sistemin içinde önemli ve değerlisin. Sen teksin... Sen biriciksin… Sen eşsiz ve kusursuz işleyen bir enerjisin…
Bir amaca hizmet için gönderildiğini düşünmeni istiyorum… Biraz düşün ve acele etme… Acaba nasıl bir amaç için bu dünyadasın? Neden geldin? Dert, tasa, üzüntü yaşamaya mı geldin bu dünyaya yoksa daha önemli bir sebebi olabilir mi? Mesela şöyle düşünsen… Hayat bu kadar zor olmasaydı ve uğraşacak bunca dert olmasaydı neler yapardın? Burada olman niçin önemli? Tanrı seni neden yarattı? Düşün… Lütfen kafandaki o kaotik sesleri susturarak düşün… Sen neden bu dünyada varsın? Bir amacı olmalı değil mi? Aksi halde gereksiz bir insan olurdun bu dünya için?
Milyar insan ve onların her biri birbirinden farklı… Sefalet, açlık, şiddet her türlü acınası durumun içinde yaşayan milyarlarca insan ve tüm bunlardan bir haber huzur, refah, mutluluk ve keyif ile yaşayan milyarlarca insan…
Son derece ütopik farklılıklar ve adil gibi görünmüyor değil mi? Peki… Kime göre ve neye göre adil değil? Sence senin yaşadığın hayat adil mi? Yeterli mi? Peki sen neden buradasın ve en çok ne yapıyorsun? Muhtemelen en çok yaptığın ve artık yapmaktan haz almadığın bir şey için dünyaya geldiğini düşünüyor olabilirsin… Şimdi hayatını düşün… Canlandır... Hisset…
Derin bir nefes al ve ver!.. Şimdi olduğun yeri düşünmeni istiyorum… Evde, ofiste, iş yerinde, otobüste, metroda fark etmez… Burası senin hayatın… Sana ait olanları düşün… Neredesin? Ne kadarına hakimsin ve ne kadarını görebiliyorsun? Şimdi yavaş yavaş bakacağız hayatına… Sen göreceksin hayatını ve farkındalık yaşayabileceğin detayları hafızanda tutacaksın… Seninle bir yolculuğa çıkıyoruz… Bir yaşam balonuna binelim ve biraz yukarılara çıkalım… Bu balon senin için hazırlandı… Güvendesin… Korunaklısın… Ve bu balon hayatını sana gösterecek özel merceklere sahip… Renkli, canlı, heyecan verici olan o balona binmeni istiyorum… Yalnız başına olman gerekiyor… Ben balonun dışında olan bir sesim… O kadar… Sonsuz gökyüzünün güzel maviliklerine doğru yüksel… Yüksel… Yüksel… Eğer yükseklik korkun varsa derin bir nefes al ve ver… Güvendesin... Burası dünyanın en güvenilir alanı… Hayallerin sana ait… Bu alana kimse müdahale edemez… Şimdi yavaş yavaş biraz daha yüksel…Alana bak… Geride bıraktıklarına bak… Ailen eşin, çocukların ve dostların muhteşem görünüyorlar… Arkadaşların, evin, araban ya da sahibi olduğun fiziksel dünyan harika… Orada öylece duruyorlar... Onlara iyice bakmanı istiyorum… Onları incele... Ne giyiyorlar, neredeler ve nasıl duruyorlar… Sana hayran hayran baktıklarını ve seni kendi yolculuğuna sevgiyle uğurladıklarını gör… Onları hisset… Dönüşümün sende olduğunu anlaman için bu yolculuğun iyi geleceğine olan inancı onların gözünde hisset… Kokuyu çek burnuna… Gökyüzünün kokusu… Kokuyu hisset… Ahengi, dengeyi, içindeki coşkuyu hisset… Karnına giren hafif kıpırdanmayı, yolculuğun getirdiği heyecan duygusunu içinde hisset ve duyumsa… Hayatına uzaktan bakmak ve yargılamadan, korkmadan sevdiklerine uzaktan bakmak çok heyecan verici olmalı… Şimdi sağ elini göbeğinin üstüne sol elini iki göğsünün ortasına koy… Enerjiyi hisset… Yukarıya çıktıkça artan enerji senin saf ve temiz alanının enerjisi… Burada düşünmeni ve içsel olarak hissetmeni istiyorum… Kök duygularını tarayalım… Hangi duygular seni bu hayatta durduruyor ve ışığını azaltıyor… Kendini hangi duyguların karşısında daha zayıf ve dirençli hissediyorsun… Şimdi uzaktasın… Aşağıdaki seni izle… Hangi duyguları etrafına yansıtıyor… Sahip olduklarının ne kadar farkında… Elindekileri kaybetme korkusu onda hangi dürtüleri harekete geçiriyor ve hangi kök duygular bu dürtülerini tetikliyor… Düşün… Bunca güzel şeye sahipken ve bu kadar onlara sıkı sıkıya sarılmışken neden tatminsizlik yaşıyorsun? Nedir bu kibir duygunun temeli? Zaten sana ait olduklarını düşündüğün bu hayatın sende oluşturduğu boşluğun sebebini tara… Yetersizlik, değersizlik, zorunluluk, güçsüzlük, başarısızlık, kendini layık görememe… Tüm negatif duygularını taramadan geçir… Bu duyguların farkına vardığın anda nefes al ve ver… Hayat bu nefes kadar kısa… Fark et… Sen bir nefes kadar basit ve vazgeçilmezsin bunu fark et… Tüm o duyguları lütfen serbest bırak… Bunu yüksek sesle söyle lütfen… "İçimdeki bu negatif duygularla beslenen tarafımı serbest bırakıyorum"… " Beni sürekli tatminsizliğe ve şükürsüzlüğe iten zihnimin sesini duymayı bırakıyorum"… "Tüm bedenimi hasta eden bu mutsuzluk duygusunu dönüştürmeye niyet ediyorum"… "Mutsuzluk, umutsuzluk, huzursuzluk ile yaşadığım bu duygu bozukluğunu artık bedenimde ve ruhumda kabul etmiyorum ve hemen şimdi burada serbest bırakıyorum"… "Ben bu duygularımı dönüştürmeye niyet ediyorum"… "Ben değerliyim"… "Hayatımda bana değer veren insanlar var ve benim değerlilik aramama gerek yok"… "Kendimi seviyorum, ailemi ve hayatımı seviyorum"… "Kendimi ve bana verilmiş bu hayatı değerli buluyorum"… "Ben yeterliyim"… "Fazlasını yapmama gerek yok"… "Ben olduğum gibi sevilebilirim ve olduğum gibi de mükemmelim"… "Yapmam gerekenleri gerektiği kadar yapmaya niyet ediyorum ve sorumluluklarımı paylaşabilirim"... Şimdi aşağıda bıraktığın hayatına bir daha bak… Onları hisset… Hayatını hisset… Eksikleriyle ve fazlalarıyla hisset… Teşekkür et… Hayatına değer katan her bir kişiye ve olaya teşekkür et… Hayatında sana bolluk, bereket ve para kapılarını açan işine ve tüm gelirlerine teşekkür et ve minnet duy… Kendinle gurur duy… Böylesine güzel bir hayatı kendine çekebildiğin için ne kadar şanslı olduğunu hisset… Şimdi onların yanında olduğunu imgele ve anılarına git… Neler hissediyorsun. Sence orada ne eksik… Seni yarım hissettiren duyguyu aramaya başla… Kendini gergin hissettiğin anlarda dur ve derin nefesler al… Göbek deliğinden nefesinin vücudunda nasıl dans ettiğini izle… Belki ilk defa nefesini bu kadar yakından hissediyorsun… Belki ilk defa kendini bu kadar özgür hissediyorsun kim bilir… Özgür ol! Hislerine odaklan ve kendine şu soruyu sor… Daha neşeli olmam için nelere ihtiyacım var? Daha mutlu ve daha coşkulu olmam için nelere ihtiyacım var? Hayatıma baktığımda solgun halimle yüzleşiyorum… Yarım, yalnız, sıkılmış, arayışta ve belki de ruhu hasta… Mutluluk oyunundan bunalmıştım... Sıkılmıştım… Dürüst ol kendine… Burada dürüstlük önemli… Kendini yukarıdan baktığında nasıl görüyorsun? Kusurlarımız bizi biz yapan şeyler… Mükemmeli mi oynuyorsun? Yoksa Tanrıcılık mı oynamaya başladın? Bu kadar mükemmel olması için uğraşmasan ne olurdu? Kontrolü biraz bıraksan ve ruhunu hak ettiği özgürlüğe kavuştursan nasıl olurdu? Bir düşün… Duygularını serbest bırak... Zorlandığın noktada nefes alışverişleri yap… Her şey mümkün… Rahatlıyorum… Kendimi özgür bırakıyorum ve bunu hak ediyorum diyerek sakinleş... Şimdi bir süre kontrolcü olmayı bıraktığın anda kal lütfen… Kusurlarınla, eksiklerinle ve ahmaklıklarınla nasılda eğlendiğine bir bak… O ne der, bu ne der demediğin bir hayat inşa et lütfen ve izle ve hisset… Sorumluluklarını başkalarına dağıttığın, mükemmel olmadığın ve yardım istediğin hayatına odaklan… Bırak insanlar senin için bir şeyler yapsın… İzin ver!.. Kendini daha eğlenceli bir uğraşı bulmaya odakla… Bak bakalım nelerden hoşlanıyorsun? Seni neler mutlu eder? Hobilerin neler? Yeteneklerin neler? Onları yapmaya başladığını hayal et… Orada biraz kal…
Karnındaki kelebeği ve yüzündeki gülümsemeyi hissediyor musun? Vücudun kıpır kıpır… Yüzündeki gülümsemeye odaklan… Sarhoş edici bir keyif damarlarında dolaşıyor… İşte bu… Enerji seviyen ve hormonların işini yapmaya başlıyor….
Sen biriciksin ve teksin… Seni anlamlı kılacak uğraşılar, koşullar yaratmak senin elinde… Enerjini kendine yönelt ve mutluluğu içine çek…
Şimdi hazırsan dünyana ineceğiz ve kendini dönüştürmeye başlayacaksın. Nefes al ve ver… Nefes al ve ver… Çalışmadan çıkabilirsin.
ŞİFA OLSUN…
Bu yazıyı daha çok insanla paylaşabilir, sorularını yorumlar kısmına yazabilir ve çok fazla kişinin şifa almasına vesile olabilirsin sevgili yol arkadaşım. Çünkü; biz "Birlikte iyi olabiliriz..."
Farkında ol, farklı ol!
Yasemin G.
Mail: yasemingazanker@gmail.com
Instagram: @yasemingazanker_