Haberler

Yine ,Yeni ,Yeniden…

Veysi Akay

Veysi Akay

Eğitimci - Yönetici
09.09.2023 04:39

Yine ,Yeni ,Yeniden…

Ana gündem maddesi Eğitim olan haftaların içindeyiz. Uzun yıllardır okullarımızın açıldığı eylül ayı "okul haftası "veya "okul ayı" nitelendirmeleri ile anılıyor. 2023-2024 eğitim-öğretim döneminin başladığı bu zaman aralığının anaokulundan üniversiteye bütün kademelerde tüm ilgililere ve paydaşlara başarı getirmesini dilemek elbette ilk ve esas dileğimiz olacaktır. Bu dönemin diğer yıllardan daha farklı olmasını dilemek için ise kuşkusuz birçok sebebimiz var. 4+4+4 eğitim sisteminden bugüne ; değişen Teog'dan Yks sınav sistemine, pandemiden ekonomiye, depremden enflasyona son 7-8 yıllık süre toplumun birçok alanı gibi eğitim alanımızı da olumsuz anlamda oldukça güçlü bir şekilde etkiledi. Yeni Eğitim Bakanı ve kadrolarının eğitimin niteliğine yönelik olumlu söylem ve eylemlerini bu dönemin farklı olacağının işareti olarak algılamak istiyoruz.

Yaz boyu Lgs ve Yks tercihleri, sonrasında sınav sonuçlarının açıklanması ile lise ve üniversite yerleştirmeleri yapıldı. Bu sonuçların tüm topluma verdiği mesajların dikkatli bir şekilde ele alındığını ne yazık ki söyleyemeyiz. Ülkeyi idare eden siyasi iktidarda, çocuğunu okula yazdıran anne babada, mobilya imalatına çırak arayan esnafta, lokantada hizmet veren şef de, işletmesine ortak arayan girişimcide aslında aynı niteliği arıyor. Yetkin, yetişmiş, nitelikli insan kaynağı. İşte tam olarak istenilen bu kaynak için Milli Eğitim Bakanlığının okullar açılırken ilan ettiği bazı düzenlemeler umut verse de bu umudun derinlemesine inmesi ve artması için medyadan siyasete, ekonomiden sosyal hayata tüm bu alanlara hakim olan kurumların ve kişilerin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekmektedir. Bu sorumlulukların yerine getirilmesi halinde "iklim "değişmesi yaşanacak, sonrasında ise eksikliklerin azalması ile birlikte istenilen sonuçlar daha hızlı alınacaktır." İklim" konusuna meselenin önemine binaen daha sonra müstakil bir yazı yazacağım.

Geçen yıl çıkan ucube Öğretmenlik Meslek Yasasının nitelikli gerçek bir yasaya dönüştürülmesi Öğretmenliği "sıradan memurin" sınıfından, özenle korunan nevi şahsına münhasır "ideal" bir alana dönüştürmek için herhalde beklemenin gereği yoktur. Bu ve benzeri açılım ve atılımlar geleceğe yönelik umudumuzu da arttıracaktır. Kontrolsüz büyüyen açık lise uygulamasının gözden geçirilmesi, devam devamsızlık konusunun rayına tekrar oturtulmasının yanında bence cesaretle liselerimiz 4 yıldan 3 yıla indirilmeli, zorunlu olma durumu da isteğe bağlı hale dönüştürülmelidir. Öğretmenlerin önlük, öğrencilerin forma giymesi gibi son dönemlerde adeta ölümsüzleştirilip pespaye haline getirilen düzen unsurlarının gündeme taşınması, cep telefonları üzerinden yaşanan sosyal medya curcunasının sona erdirilmesi gibi eğitimi temelden etkileyen hususların daha kapsayıcı bir sistematikle düzene konulması da ayrıca kıymetlidir. Ölçme değerlendirme sisteminin yeniden yapılandırılması, bütünsel bir sisteme kavuşturulması hatta üniversite kontenjan ve yerleştirilmeleri ile bütünleşmiş hale getirilmesi konusu da çözümlenmelidir.

Eğitimin sadece okul veya klasik kitap-derslerden ibaret olmadığını her yaş ve konu ile yatay ve dikey etkileşim içerisinde bir bütün olduğu karinesini ısrarla söyleyen ve yazan birisi olarak eğitim alanın dışında gibi görünen birçok konunun aslında hem eğitim alanının sonuçları ile hem de sebepleri ile bağlantısı olduğunu bu hafta kıymetli ekonomist dostumuz Kerim Rota önemli bir makale ile değinmiş oldu. Eğitim başta olmak üzere nitelik ve liyakati de doğrudan ilgilendiren paragrafı şöyle; "Kur Korumalı Mevduat, Hazine borçlanmasını daha pahalı hale getiren, sosyal adaleti yok eden, belki de en önemlisi ahlaki erozyon yaratan bir uygulama olarak ileride finans literatüründe yerini alacak."

İşin ekonomi, finans ve maliye detaylarını, uzmanları veya ilgilileri ayrıca tartışacaklardır ancak benim için bu değerlendirme şu açıdan çok kıymetlidir. Ülkemizde iktisat, ekonomi, bankacılık alanlarına hapsedilen bu ve benzeri birçok konunun sonuçlarının toplumun tüm kesimlerinde etkisinin olduğunu son yıllarda acı bir şekilde tecrübe ettik. Kısa yoldan para kazanmanın insanların gözüne sokulduğu, kamu kaynaklarının ekonomistlerce de anlaşılamayan yöntemlerle belli bir kesimin lehine kullanıldığı, tüketimin zalimce teşvik edildiği, sadeliğin, çalışmanın, uzmanlık ve ustalığın es geçildiği, liyakatin, sabrın, helal haram düşüncesinin değerlendirme dışında tutulduğu bir ekonomi-sosyal sistemin okulu da, öğretmeni de öğrenci ve ebeveyni de iki ve hatta üç yüzlü yapmadığını ehli insaf kim iddia edebilir ki ?Böylesi bir gündem bombardımanına maruz kalan, sokakta, işte, cafede, okulda, tatilde her yerde bulaşıcı bir tutumla herkese sirayet eden bu uygulamalar kötünün ifsat edici özelliği ile bizlere en büyük zararı vermektedir.

Yine, yeni, yeniden derken işte tam da bu bütünselliği yakalayamadığımızda sürekli aynı döngüye düştüğümüzü ve bu fasit daireden de çıkamadığımızı ifade etmeye çalışmaktayım. Umut edelim ki bu defa çok yıkıcı sonuçlarının ilk işaretlerini aldığımız bu ve benzeri uygulamalara tüm alanlarda son verelim.

title