Yeni yıl, yeni umutlar ,eskimeyen dertler

" Bağ-ı dehrin hem hazanın hem bahârın görmüşüz

Biz neşâtın da gamın da rüzgârın görmüşüz "

On yıllardır hem baharda hem hazanda memleketin hep konuşulan, dillendirilen sorunları ile dolu bir yılı daha geride bıraktık. Kimilerine acı keder hüzün ,kimilerine lütuf ve ihsanlar getiren 2023 yılı genel kabul gören görüşe göre hem dünya hem memleketimiz açısından oldukça zor ve yorucu geçti. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız ve on binlerce insanımızı kaybettiğimiz büyük Hatay ,Maraş depremi , mayıs ayında 2. tur sonuçlarına göre biten genel seçimler ,İsrail devletinin tüm dünyanın gözü önünde Filistin halkına karşı gerçekleştirdiği soykırım savaşı, Mart 2024 tarihinde yapılacak olmasına rağmen sonbahardan itibaren ülke gündemini meşgul eden yerel seçimler, artan ağır ekonomik koşullar ile aş ve iş hususu en çok konuştuğumuz ve tartıştığımız konular oldu.

Ortalama bir Avrupa memleketinin ayda hatta yılda tükettiği 3-5 konuyu bizim saatler içinde çiğnediğimizi dikkate aldığımızda memleketin eğitimden sağlığa, adaletten ekonomiye, sosyal ilişkilerden iktisadi alana yayılan geniş yelpazedeki bir çok konuyu neden kalıcı olarak çözemediğimiz ortaya çıkacaktır. Kuşkusuz ortalama bir Avrupa ülkesi olmadığımızı hatta ortalama bir dünya ülkesi durumunun ötesinde iç ve dış etkenlere maruz bırakılan bir ülke olmadığımız gerçeğini yabana atmıyoruz. Bu ve benzeri birçok badireyi 100 yıllık cumhuriyet tarihinin ve bin yıllara varan Osmanlı ,Selçuklu ve daha gerideki birikimle çözüm üretmiş olduğumuz hakikatini de özellikle belirtmek gerekiyor. İşte tam olarak Cumhuriyetin 2. yüzyılına girdiğimiz bu dönemde artık daha kalıcı ,esaslı, bilimsel, kaide ve kuralların istisnasız dikkate alındığı bir süreci de hayata geçirmek gerekmektedir.

20023 den ve dahi daha önceki yıllardan tevarüs ettiğimiz birçok eğitim sorunsalı ile yeni yıla merhaba dedik. 6 ayını dolduran yeni hükümet ve onun Maariften sorumlu bakan ve yöneticileri yeni yıla dair bazı düzenlemeleri işaret etmekte olsa da henüz yukarıda ifade ettiğimiz esaslı ve kalıcı bir düzenleme yapılabilmiş değildir. Milli eğitim , Öğretmenlik meslek kanunu diye daha önce çıkartılan ve hem öğretmenlik hem kanun hem de meslek kavramları ile adeta dalga geçen bir düzenlemeyi yeniden düzenlememeli yeni tam ve kamil bir meslek yasasını bu ülkenin geleceğine iftiharla armağan etmelidir. Ekonominin çok can yakıcı sonuçları vesilesiyle doğal olarak tüm vatandaşların ilk ve tek gündeminin iktisat olduğu bu dönemde ekonomik özlük haklar konusu dahil eğitim ile ilgili tüm hususları içeren bağlayıcı, etkin ve kalıcı bir kurallar manzumesi yapılmalıdır. Osmanlıların1869Maarifi umumiye nizamnamesi ile genel eğitim alanını, Mekâtib-i Hususiye Talimatnamesi ile de özel eğitim öğretim alanını düzenleyen yasa maddelerine dahi rahmet okutacak düzeyde bazı hususların gerisinde olduğumuzu açıkça bilmemizde fayda bulunmaktadır.

Öğretmenlik meslek yasası dışında diğer ağır ve yaralayıcı bir konuda Mülakat konusudur. Cumhurbaşkanın seçimler öncesinde" kaldırılacaktır" diye ilan ettiği sadece öğretmenleri değil toplumsal tüm katmanları olumsuz etkileyen, Eğitim Birsen dahil birçok sendikanın da kaldırılmasını talep ettiği mülakatın gündemden düşürülmesi şarttır. Mülakat konusunda ısrarcı olmanın ülke barışına ve eğitim öğretim dünyasına fayda vermeyeceği aşikardır. Bu konu toplumsal ve siyasal alandaki kutuplaşmaya hizmet etmenin dışında gençlerin gelecek noktasındaki hayallerini örselemekte ,toplumdaki tüm vatandaşların ise yıkmamamız gereken " Adalet " duygusunu ortadan kaldırmaktadır. Seçici jürilerin dahielini uzatmayarak girmek istemediği mülakat mevzusunu son yıllardaki berhava edilmiş adalet ,liyakat ilkelerini de dikkate alarak bir bütün halinde ele alıp bu ilkelerin gerçekten baş tacı edildiği ve yasalarla tahkim edildiği bir zamana kadar kaldırmak vatan ehline yapılacak en hayırlı iş olacaktır.

Uzun zamandır ifade edilen ancak nasıl ve ne şekilde yapılacağı bilinmeyen diğer bir konu olan Müfredat hususu da doğru bir zamanlama ve kamilen şekillendirilmiş içerikler ile önümüzdeki on yıllarda gençlerimizi geleceğe hazırlayacak şekliyle nihayete erdirilmelidir. Ana sınıfından liseye; temel bilimler başta olmak üzere yabancı dillerin öğretimi ,diğer anadillerin öğretim metotlarının belirlenmesi, konu ve ders içeriklerinin zamana ve verilecek gruba göre yapılandırılmalıdır. Evrensel bilgiler çerçevesinde bilim ve ilim ehline ihanet etmeyen ,siyasal veya başkaca ajandalara hizmet etmeyecek içerikler, okullarımızda öğrencilerimizin sırasına koyacağımız kitapların içinde yer almalıdır. Ders saat sayıları, ders içerikleri ,uygulama yöntemleri ,kazanımlar cetveli ile geri bildirim dönüşlerinin kontrolü gibi son derece kritik hususları Talim terbiye tecrübesi ve uzun yıllara sari eğitim birikimi ile çözmek ilk ve vazgeçilmez hedef olmalıdır.

Üstat Çetin Altan'ın ifadesi ile " enseyi karartmadan "bizlerde geleceğe bu ülkenin yeni nesli ve miras aldığımız büyüklerimizin aziz hatıralarını yerine getirmek için umutla bakmak durumundayız ancak başta siyasiler ve sorumluluk makamında olan yöneticiler olmak üzere ilgililer; saatlik ,günlük, haftalık ,aylık kısa ,konjektörel bakış açısından çıkmalı, dar ve dışlayıcı bir yöntemle değil kapsayıcı ve geniş bir bakış açısı ile çözüm önerilerini topluma sunmalıdırlar.

Son cümle olarak Haberler com ailesi olarak okuyucularımızın yeni yılını tebrik ediyor sağlık ve refah içinde bir gelecek diliyorum.