İş sağlığı ve güvenliği ekonominin görünmeyen gücü

Umut Elbir

Umut Elbir

A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı / İstanbul Bilgi Üniversitesi Mülkiyet Koruma ve Güvenlik Bölüm Başkanı
18.03.2025 03:17

Ekonomi denildiğinde çoğu insanın aklına büyüme oranları, yatırımlar, ticaret hacmi veya enflasyon gibi kavramlar gelir. Ancak bu unsurların sürdürülebilirliği için iş sağlığı ve güvenliği (İSG) kritik bir rol oynar. Çalışanların sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışması, yalnızca bireyleri korumakla kalmaz, aynı zamanda işletmelerin verimliliğini artırarak ülke ekonomisine de doğrudan katkı sağlar. Peki, İSG ile ekonomi arasındaki bu bağ nasıl şekilleniyor?

İş Kazalarının Ekonomiye Maliyeti

İş kazaları ve meslek hastalıkları, yalnızca çalışanları değil, işletmeleri ve dolayısıyla ülke ekonomisini de ciddi anlamda etkiler. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) verilerine göre, dünya genelinde iş kazaları ve meslek hastalıklarının yıllık maliyeti trilyonlarca doları buluyor. Türkiye'de ise Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) verilerine göre, iş kazaları ve meslek hastalıklarının ülke ekonomisine maliyeti milyarlarca lirayı aşmaktadır. Bu kayıplar, doğrudan tazminat ödemeleri, tedavi giderleri ve sigorta maliyetleri gibi unsurları içerirken, dolaylı olarak iş gücü kaybı, üretim aksaması ve itibar kaybı gibi etkileri de barındırır.

İSG'ye Yapılan Yatırımın Getirisi

İş sağlığı ve güvenliğine yapılan her yatırım, uzun vadede ekonomik kazanç olarak geri döner. Yapılan araştırmalar, iş güvenliği önlemlerine ayrılan her 1 birimlik yatırımın, işletmelere 2 ila 5 birim arasında ekonomik fayda sağladığını ortaya koymaktadır. Önleyici tedbirler sayesinde iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçildiğinde, sigorta primleri düşer, tazminat ödemeleri azalır ve üretimde devamlılık sağlanır. Güvenli bir çalışma ortamı, çalışanların motivasyonunu ve bağlılığını artırırken, işten ayrılma oranlarını da düşürerek işletmelerin insan kaynakları maliyetlerini düşürür.

Ekonomik Politikalar Yeterli mi?

Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği alanında son yıllarda önemli düzenlemeler yapılmış olsa da, uygulamada bazı eksiklikler bulunuyor. İSG kültürünün tam anlamıyla benimsenmesi için yalnızca yasal zorunlulukların yeterli olmadığı ortada. Teşvik edici ekonomik politikaların da devreye girmesi gerekiyor. Örneğin, iş sağlığı ve güvenliğine yatırım yapan işletmelere vergi avantajları sağlanabilir, sigorta primlerinde indirimler uygulanabilir. Ayrıca, özellikle KOBİ'ler için devlet destekli İSG projeleri hayata geçirilerek küçük işletmelerin güvenli bir çalışma ortamı yaratması kolaylaştırılabilir.

Sürdürülebilir Bir Yapı İçin Neler Yapılmalı?

İş sağlığı ve güvenliği ile ekonomi arasındaki bağı daha sağlam hale getirmek için atılması gereken en önemli adımlardan biri, eğitim ve farkındalık çalışmalarının yaygınlaştırılmasıdır. Çalışanların ve işverenlerin İSG konusunda bilinçlenmesi, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemenin en etkili yoludur. Bunun yanı sıra, işletmelere yönelik teşvik mekanizmaları geliştirilerek iş sağlığı ve güvenliğine yatırım yapmak daha cazip hale getirilmeli. Son olarak, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve iş kazalarına karşı caydırıcı yaptırımların artırılması da büyük önem taşımaktadır.

İş sağlığı ve güvenliği, yalnızca bir maliyet unsuru olarak değil, ekonomik büyümeyi destekleyen stratejik bir yatırım olarak ele alınmalıdır. Sağlıklı ve güvenli bir iş ortamı, hem çalışanların yaşam kalitesini yükseltir hem de işletmelerin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlar. Sonuç olarak, İSG'ye verilen önem, güçlü bir ekonomi için olmazsa olmaz bir gerekliliktir.

Umut Elbir

İstanbul Bilgi Üniversitesi

Mülkiyet Koruma ve Güvenlik Bölüm Başkanı

A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

title