Tülay Çağlar Kadı

Habuba Kabira, Anadolu ile nasıl buluşur?

04.06.2025 19:22
Haber Detay Image

Anadolu Sanatının Sürekli Dönüşümü

Antik uygarlıkların bıraktığı izler, binlerce yıl sonra yeniden gün yüzüne çıkarken, günümüz sanatçılarının geçmişi nasıl yorumladığını görmek, adeta zamana tanıklık etmek gibidir. Fırat Nehri kıyısında yer alan Habuba Kabira gibi antik yerleşimler, yalnızca tarihsel kalıntılar değil; aynı zamanda insan ruhunun derinliklerine işleyenlerdir...

Bu coğrafyalarda sergilenen ince işçilikle hazırlanmış keramikler, mimari süslemeler ve mühür gibi öğeler esasen kadim dönemlerin inanç, toplumsal yapı ve estetik anlayışını yansıtarak bizlere, eşsiz bir görsel şifre sunmaz mı?

Dönemin ruhunu hap niteliğinde yansıtan aktarımlar desem yerinde olur!

Antik yerleşimlerdeki sanat öğeleri görsel bir dekorasyondan öte, toplumların ideolojik ve spiritüel dünyalarına da ayna tutar. Silindir mühür tasvirleri, heykel ve kabartmaların derin anlatıları, duvar resimleri ve yazıtlar, antik medeniyetlerin kimliğini inşa eden sembolik bir dile zemin hazırlar. Bahsettiklerim, yüzyıllar boyunca sürekliliğini koruyan ve nesiller boyu aktarılan kültürel mirasın fiziki temsilcileri ve bir diğer bakış açısıyla şahitleri konumundadır.

Çağdaş Anadolu sanatında da sıklıkla belirttiğim gibi köklü geçmiş, modern teknikler ve yorumlarla yeniden hayat bulur izleyicisinin bakışlarında…

Kültürel süreklilik ilkesi, değişen form ve biçimlere rağmen ihtiva edilen manayı işaret eder! Aslında kastedilen şey aynıdır örneğin bir ikonik figür veya sembol, sadece zamanın izleri gereği form değiştirerek yeni dönemin insanını selamlar! Anadolu'nun zengin tarihsel dokusu, modern sanat eserlerinde semboller ve motifler aracılığıyla yeniden yorumlanarak, az evvel bahsettiğim gibi şifre niteliğinde sadece muhatabına özel olan sohbetin imzalarını taşır. Bahsettiğim diyalog, hem antik medeniyetlerin sessiz fısıltısını hem de günümüzün enerjik ifade biçimlerini belki tuvalde, belki şiirde ve belki sahne sanatlarında birleştirir.

Habuba Kabira: İzlerin Sanatla Buluşması

Suriye'nin kadim topraklarında ( Fırat Nehri kıyısında yer alan antik yerleşim alanlardan olup binlerce yıl öncesine ) Uruk Dönemi'ne uzanan bölge, günümüze ulaşan arkeolojik buluntularla dönemin zengin kültürel ve estetik anlayışını gözler önüne serer. Bu ve benzeri yazılar hazırlarken soruyorum kendime… Aslında, çok daha ileride miydik? Ancak, Atatürk' ün bahsettiği muasır medeniyet seviyesini hatırlıyorum hemen o an da belki de beis yerine umudu koyarak ve çok özleyerek… Maya niteliğinde sanki her cümlesi!

Atatürk, bir "ferd-i millet" olarak girdiği Millî Mücadele'nin en karanlık günlerinden, 10 Kasım 1938'de Dolmabahçe sarayında hayata gözlerini kapadığı zamana kadar, "medenileşmek", "medenî milletler camiasına girmek", "muasır medeniyeti iktisap ile onun seviyesinin üstüne çıkmak", "asrileşmek", ve "garplılaşmak" üzerinde ısrarla durmuştur.

https://belleten.gov.tr – 2018 Araştırma Makalesi

Her dönemin koşul ve insanı ve de tarihe tanıklık edenleri aslında tam da olması gerektiği gibi ilahi sistem gereği gelişim göstereblir ve böylece aydınlık yeni bir çağın zeminini hazırlamaktadır.

Konuya dair bağı koparmak istemediğimden, Habuba Kabira' dan bahsetmeye devam edelim. Döneme ilişkin eserler, sadece tarihsel veriler sunmakla kalmaz, aynı zamanda insanlık tarihinin derinliklerine yapılan sanatsal bir yolculuğu da simgeler.

Keramik, Çömlek ve İncelikler

Habuba Kabira'da ortaya çıkarılan keramik eserler, antik toplumun ustalık ve estetik algısının somut örneklerindendir öyle ki sadece günlük yaşamda kullanılan yer alan geometrik ve sembolik motiflerle, dönemin kozmik algısını ve ritüel inançlarını da dile getirmiştir. Döneme ilişkin desenler, sanatçının doğayla, dönemin kabul gören hatta tapınılan ilah ve ilaheleriyle, evrenin sırlarıyla kurduğu içsel diyalogu yansıtmaz mı?

Böylece, günümüzle Anadolu aracılığıyla bulaşabilen eser, motif ve semboller, hayatlarımızda hem işlevsel hem de anlam yüklü katmanlara ev sahipliği yapar!

Bugünün sanatçıları, antik çömlek desenlerinden, tekstilde kullanılan motiflere kadar pek çok unsuru soyut formlara dönüştürerek, yerel kültürü onurlandırıp çağdaş sanat söylemine zenginlik katıyor. Geleneksel motiflerin modern estetikle buluşması, bireysel kimliğin ve kolektif hafızanın yeniden inşasında önemli bir rol oynuyor; böylece sanat, geçmişle gelecek arasında dinamik bir diyalog oluşturabilir. Bu karşılıklı etkileşim, sadece estetik bir dönüşümden ziyade, varoluşumuzun, kimliğimizin ve kültürel köklerimizi sorgulatır. Kök birdir ve köke inmek insan ruhunu zengin kılar!

Anadolu' ya ,ilişkin sanatsal yenilikçi anlatılara uzanan her yol, geçmişin izlerini günümüze taşıyan yaratıcı diyalogdan başka bir şey değildir. Her yeni eser tarih, kimlik ve toplumsal hafızanın yeniden inşasına katkıda bulunur böylelikle sanatın zamansız sohbeti, köklü miras saygısıyla birlikte modern dünyanın dinamizmini kucaklatır.

Yazarın Tüm Yazıları

title