Haberler

Anadolu Sanat Tarihi Semender Sembolü

Tülay Çağlar Kadı

Tülay Çağlar Kadı

Eğitimci - Yazar
29.07.2024 01:58

Anadolu Sanat Tarihi Semender Sembolü

Semender ve Güneş İlişkisi

Neler neler söylendi, çizildi, yazıldı, tasvire geldi sana dair… Ey ezel olanın temsilcisi Güneş! Önceleri her yer karanlıkken, ilahi olan koynundan (göğsünden) Güneş'i çıkarmıştır. Bu mucizeye şaşıran insanoğlu, ışığı toplamak istemiştir. Kimisi bir kovanın içine, kimisi kutuya, kimisi eleğe koyarak evlerine ışık götürmüşler

Uzelli, Gönül. (2016).. İnanışlar ve Söylenceler. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları

Gökyüzünde tek başına var olan, gökyüzünde asılı kalışı ile aydınlatabilen, kainata hayat veren, koruyucu…

Öyle aşkınlığa dairdir ki,mitler, efsaneler, destanlar ve masallar aracılığıyla gün doğumu, gün batımı, Güneş tutulması gibi doğa olaylarına ilişkin sembolik aktarımlar sonsuz döngülerle, atfedilmiştir.

… Çağlar boyunca!

Güneş, erdemin, ışığın, bilginin, ilahi olanın, beşerin kendiyle buluşmasını sembolize ederken açığa çıkan gücün, ruhsal yönetimin temsili olarak ortaya çıkan bir semboldür. Yüce kozmik güç; her şeyi gören ilahi olanın fizik ortamda tecellisi, kozmosun kalbi; varlığın ve sezgisel bilginin merkezi; dünyanın zekası; aydınlanma; dünyanın, gündüzün ve adaletin gözü; fethedilmemiş olan; ışık; parlaklık; adalet, asalet manasına gelmektedir.

Türk edebi eserlerinde rastlanan kertenkele görünümünde semenderler, Güneş ve aşkla ilişkilendirilmektedir. Semenderler asla ateşte yanmadığına inanılan bir hayvandır hatta ateşte yaşadığı ve ateşten çıkınca öldüğü rivayet edilmektedir. Erken döneme ilişkin sanat eser ve figürlerinde semender benzeri figürlere dolayısıyla fazlasıyla rastlarız.

Semender benzetmesi tasavvuf kültüründe de aşıkların küllerinden yeniden doğuşu, dönüşüme muktedir oluşu nedeniyle en çok ta arındırıcı, olgunlaştırıcı; hatta yok ediciliği (fenafillah yani ilahi olan sonsuz güce kavuşabilmek hal aktarımı) nedeniyle sanatsal aktarımlarda köprü görevi görmektedir.

Semenderler, Orta Çağ ve öncesine ilişkin sanat tarihi aktarımlarında genellikle insanların hayranlık duydukları ve takdir ettikleri kimi zaman antik dönem insanını, doğa üstü kötülüklerinden korunaklı kılan ikonografilerdendir."

" Gözümde nursun, başımda tacım semender "

Efsanevi Ankâ kuşunun kültürel süreklilikte biçimsel dönüşüm kazanmış hali olduğunu iddia eden yorum ve araştırmacılar da vardır. Kimi zaman ise onun bir kuş olduğu dahi rivayet edilmektedir. Aşkın ve Güneş'in insan üzerindeki etkisi, dünya edebiyatlarının hemen tamamında dönüşüm ilkesi dolayısıyla elementlerden ateşle sembolize edilir.

( Anadolu Uygarlıkları Ansiklopedisi, Cilt 1)

Semender, ateşte yanmayan efsanevî bir hayvandır hatta rivayetlere göre, ateşte yaşar ve ateşten çıktığında ölür. Bu anlamda semender, sürekli aşk ateşinde yanan âşığa benzetilmektedir. Aşk kavramı ise doğrudan sonsuz kaynakla yani Güneş ve sonsuz ışık tayfları ile ilişkilendirilmektedir.

ANADOLU KELİMESİNİN ANLAMI

Anatolie (Güneşin doğduğu yer) kelimesinden türediği söylenilse de yeniden şekillenen Türk tarihi ile isminin ana kökünden türemiş olması da başka bir ihtimal…

Anadolu kelimesinde yer alan ana yani dişil ifadesi ile dolan ve kuşatan manasında da gelmektedir.

"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Dünyayı aydınlatan güneştir."

ATATÜRK

Dolayısıyla Anadolu' da konaklayan her medeniyet, toplum ve kültürler elbette Anadolu'yu farklı şekillerde adlandırmışlardır ancak bu beşikte, kalıcı olarak dünyanın birçok bölgesinde en uzun süre benimsenen isim Anatolia olmuştur.

Semender sembolizmi, yeniden ayağa kalkmak ve her seferinde küllerinden doğmak demektir. Anadolu ve Türk Sanat Tarihine dair her disiplinde böylelikle ateşte dönüşen, kanatlarına erişebilen, yüce ve uluhiyetini kazanmış betim ve tasvirlerine genellikle rastlanmaktadır... Küllerinden doğmak... Türk edebi eserlerine konu olan Simurg, semender tasvirleri, Zümrüdü Anka Kuşu, yeniden doğuşu simgelemektedir.

Kendi içindeki güneşi yine kendinden kendine doğuranlara selam olsun...

Hoşça kalınız

title