10 Kasım' a dair
Tülay Çağlar Kadı
Merhaba değerli Haberler.com okuyucuları,
Sizlere bir sorum var, bu hafta...
Hepimiz bir Atatürk olabilir miyiz?
Sizce ne olur? ...Onun gibi, kendimizi okusak...
Sizce ne olur? ...Onun gibi, bütünü kavrasak...
Sizce ne olur? Aydınlığa aşk duysak sonsuzlukta...
"Ey önderim, ey gururum"
Seni seviyorum ve seviyoruz…
Türk Milleti'ni sonsuz bir aşkla seven Mustafa Kemal Atatürk…
O ki, yeryüzüne bir insan olarak gelmiş ancak bir cihan olarak dünya planından ayrılmıştır.
Büyük önderimiz, fikir ideal ve eserleriyle bağımsızlığımızdan tarihimize, dilimizden sanatımıza ve kimlik yapılarımıza değin en samimi geçişlerin temsilcisidir.
Özgün olmak, vizyoner kılınmak, önce beşere sonra insana kavuşmak, bütüne dair yaşarken yaşatanlardan olmak bence en çok ta ebediyet kavramıyla ilişkili...
"Beni görmek demek" derken her bireye kaynağın kendisi olduğunun bilincini başka deyişle yaşam amacını nasıl da hatırlatmıştır!
Hatırlayalım nasıl aktarmıştı, bizlere;
İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir!
O, memleketin her kösesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ideal için uğrasan aydın ve savaşçı bir topluluktur.
Ben, onların rüyasını temsil ediyorum.
Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir.
O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz.
Geçici olmayan, yasaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!
"...Yazıma burada son verirken Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü, bu vatan uğruna canlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimizi sevgi ile anıyor, bu yazı aracılığıyla bütünü selamlıyorum..."