Haberler

Değerleri anlamak ve onlara göre yaşamak

Seyhan Genç

Seyhan Genç

Eğitimci-Yazar- NLP Trainer
14.03.2024 04:03

Mesleğinde başarılı olmuş fakat yetmiş yaşına geldiğinde kariyerini değiştiren ve çok başarılı olan bir ressam düşünün. O yeni hayatını kurarken herkes ona tebessüm ederek şüphe ile baktı. Ama o asla bir sanatçı olduğundan şüphe etmedi.

Değerler bizim için neyin en doğru olduğunu gösteren kişisel inançlarımızdır. İçinde yaşadığımız kültür; aile, okul, iş ve sosyal hayatımızda biçimlenen bir olgudur. Bu bağlamda aldığımız bütün kararlar değerlerimizin etkisi altındadır. Bizim için doğrunun ya da yanlışın, iyinin ya da kötünün ne olduğunu değerlerimize göre belirleriz. İnsanların yaşam amaçlarını ifade eden beyandır. Zihin durumları ve eylem ilkeleridir, genellikle soyutturlar; mesela iç huzur, özgürlük, dürüstlük, eğlence, sağlık, doğruluk, emniyet kavramları gibi… Kendimize ve diğer insanlara bu niteliklere göre değer veririz.

Değerler bağlama dayalı olabilir, ancak insanlar bağlam ne olursa olsun aynı kalan öz değerlere sahip olma eğilimindedirler. Yaşamdaki tüm hedefleri değerler üretir. Maddi dünyada istediğimiz her şey, tatmin etmek istediğimiz bir değerin ifadesidir. Değerleri bilince en derindeki ihtiyaçları tatmin etmenin yollarını bulabiliriz. Değerleriyle hareket eden kişi ayrıca dışarıdan motive olmaya ihtiyaç duymaz.

İnandığımız şeyler, yaptığımız şeylerden farklı olduğunda gerçek mutluluk mümkün değildir. Mutlu olamayan birçok insanda bunu görürüz. Birçok kişinin inandığı şeyler yaptıkları şeylerden farklıdır. Bu durumda ruh ve beden çatışmaya girer ve kişi huzursuz olur. Her şeye sahip olunduğu halde hiçbir şeye sahip değilmiş hissi yaşanıyorsa bu, değerler doğrultusunda yaşanmadığı anlamına gelir.

Hız ve tüketim çağındayız, bunlar çoğaldıkça mutluluk azalıyor, fakat değerler asla kaybolmuyor, savaşlar da bu yüzden olmuyor mu zaten? Herkes kendince, kendi değerini korumaya çalışıyor. Elbette bu refah seviyesi ile de alakalı çünkü eskiden insanlar yemek ve barınmak için de savaşırdı. Tüketmek; elbette organik tüketimden bahsetmiyorum, insan olmaya dair tüm güzellikler, tüm saygınlık büyük bir hızla tükeniyor fakat kimse tatmin olmuyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü fıtrattan uzaklaşılıyor, asıl değerler insanın fıtratındadır ve ruhundan gelendir. Nasıl bileceğiz ruhumuzdan gelen değerin ne olduğunu? Bunun cevabı oldukça özneldir, kişi kendi içsel süreçlerini gözden geçirip asıl neye ihtiyacı olduğunu sorgularsa cevaplar bir bir gelecektir. Bir felaket olduğunda tüm teknolojiler yerle bir olur, geriye kalan tek şey ise insan gücü ve aklıdır. Hayatta kalan ve yaşamını nasıl sürdürebileceğini bilen insan. Minimalizm ve sürdürülebilir yaşam; bu konu kıyamet temalı dizilerde işlendiğinde olabilirliği çok uzak gibi gelirdi. Fakat kötülük öyle çoğaldı ki bununla birlikte kötü ihtimaller de çoğaldı. Geriye sadece insan kaldığında her şey aslına rücu edecek. Hayatta kalmak ve elbette değerler. Öyle felaket tellallığı yapmıyorum aslında, öz değerlerin ve değerler doğrultusunda yaşamanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamaya çalışıyorum.

Değerler; kararlarımızın, hedeflerimizin, düşünce ve davranışlarımızın arkasındaki belirleyicilerdir. Dünyayı değiştirmek mümkün değil ama insanın kendisini değiştirmesi mümkün. İnsan kendisi değiştiğinde etrafındaki insanların da değiştiğini görebilir. Nedenselliğin bilgi arayışında, kökeninde yatan düşünceyi "değeri" bulmak. Değerler yaşamak, kurallar ve kararlar için bir pusuladır. Belirli bir sonucu elde etmek için izlenecek yol konusunda en derinde yatan inançlardır. Değerler bağlama dayalı olabilir, ancak insanlar bağlam ne olursa olsun aynı kalan öz değerlere sahip olma eğilimindedirler. Maddi dünyada istediğimiz her bir şey, tatmin etmek istediğimiz bir değerin ifadesidir. Değerleri bilince, en derindeki ihtiyaçları tatmin etmenin yollarını bulabiliriz.

title