Yapay zekâ kültürlerarası iletişimi nasıl etkiliyor?
Doç. Dr. Sevgi Kavut
Yapay zekâ; kültürleri şekillendiriyor, toplumsal değerlere, örf ve adetlere, geleneklere ve göreneklere, aile yapılarına, iletişim biçimlerine, kültürlerarası iletişim süreçlerine yön veriyor. Yapay zekâ dil desen analizleri sayesinde farklı diller, insanlar ve kültürler arasındaki iletişim farklılıkları azalıyor, daha etkili ilişkilerin kurulması ve iletişimin kolaylaşması sağlanıyor. İnsansı yapay zekâ robotlarının metin yazabilme, içerik üretebilme gibi birçok özelliği kullanıcılar tarafından olumlu karşılanıyor, yapay zekâ, birçok işlemin yapılmasındaki süreyi kısaltarak zamanın daha etkili ve efektif kullanımına imkân veriyor.
Kültürlerarası iletişim açısından bir diğer önemli konu mekân ve mekânın kullanımıdır. Yapay zekâ, zaman ve mekândan bağımsız, herhangi bir ortamda, herhangi bir zaman diliminde karşılıklı toplantı yapabilme, sohbet edebilme, konuşabilme gibi birçok eylemin yapılabilmesini mümkün hale getirmiştir. Türkiye gibi kolektif bir toplumda kültürel değerler, tutumlar, davranışlar, geçmiş deneyimler, çevrenin düşünceleri herhangi bir ürünü satın alırken, bir işe başlarken, sınava girerken, doğum, evlilik, ölüm gibi hayatın dönem noktalarında önem arz ediyor. Dolayısıyla yapay zekânın ve yapay zekâ tabanlı tüm yeni iletişim teknolojilerinin kullanım oranı, kullanım şekli, amacı, yeni iletişim teknolojilerinin etik kullanımı gibi değişkenler kültürden kültüre farklılık gösteriyor. Kavramlar ve kavramlara yüklediğimiz anlamlar içinde bulundukları kültürlere göre doğru veya yanlış olarak algılanabiliyor.
Farklı insanların, toplumların, kültürlerin anlaşılması, anlamlandırılması sürecinin araştırılmasında, bireylerin davranışlarının altında yatan kültürel sebeplerin farkına varılmasında, kişiliklerin tanımlanmasında kültürlerarası iletişim öne çıkan konular arasında yer alıyor. Yapay zekâ, sağladığı algoritmalar ile kişilerin kültürlerinin, iletişim biçimlerinin anlaşılması ve bireylerin ihtiyaçlarının ve kişiliğinin en doğru şekilde tanınması açılarından katkı sunuyor.
Dünyayı Marshall McLuhan'ın ifade ettiği gibi küresel bir köy haline getiren yeni iletişim teknolojileri kültürler arasındaki farklılıkları ortadan kaldırıyor. Dünyanın her yerinde aynı dilin, aynı kavramların, aynı sözcüklerin konuşulması, aynı programların kullanılması, aynı giyim tarzlarının tercih edilmesi, aynı müzik, eğlence ve yemek kültürünün benimsenmesi kültürel çeşitliliği, zenginliği, kültürel sermayeyi, farklı, eleştirel ve sorgulayıcı düşünme yeteneğini olumsuz yönde etkileyebilir. Kültürlerin öz değerlerini koruması ve kültürler arasındaki farklı iletişim kodlarının, değerlerin toplumların kültürel miraslarını koruması açısından nesilden nesile aktarılarak devam etmesi gerektiği unutulmamalı. Bu sürecin önemi Michel Foucault'un "Bir yerde herkes birbirine benziyorsa; orada kimse yok demektir" sözü ile de anlatılabilir. Bu nedenle yapay zekânın olanaklarından faydalanılmakla birlikte bireylerin içinde yaşadıkları kültürden, kültürel değerlerden soyutlanmadan, kültürel miras ve kültürlerarası iletişim biçimleri yozlaşmadan bu ortamlarda bulunması yapay zekâ-kültürlerarası iletişim etkileşimi açısından önemlidir.