Deprem sürecinde iletişim şeklimiz nasıl olmalı?
Doç. Dr. Sevgi Kavut
Ülke olarak zor bir süreçten geçtiğimiz bugünlerde tüm Türkiye Tek Yürek olup depremin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Aslında bu kadar zor günlerde toplum olarak en önemli özelliğimizi birlik duygusunu, merhameti, iyiliği, samimiyeti, içtenliği, yardımseverliği hiçbir zaman kaybetmeyen, empati duygusu yüksek, diğer ülkelere göre duygusal bir millet olarak tanımlanan yapımızda saklıyoruz.
Deprem hayatımızın bir parçası. Fay hatları üzerinde yer alan bir ülke olarak yaşam alanlarımızı deprem bilinci ile inşa etmenin önemini çok acı tecrübelerle öğreniyor ve sınanıyoruz. Bu süreçte öncelikle bilmemiz gereken hem yetişkin hem de özellikle çocuklarla iletişimde nasıl bir dil kullanmamız gerektiğidir. Çünkü kullandığımız iletişim şekli depremzede vatandaşlara yardımdan ziyade zarar da verebilir. Bu noktada acıma değil karşılıklı anlayış, empati ve şefkat öncelikli olmalıdır.
Bireylerin fiziksel, sosyal ve mental anlamda tam manasıyla iyileşmesi için etkili iletişim kritik önem teşkil ediyor. İletişim kanallarının aktif kullanılması, iletişim çatışmalarının ve engellerin ortadan kaldırılması bu sürecin daha hızlı çözümlenmesine katkı sunuyor. Kahramanmaraş merkezli depremler bize sosyal medyanın ne kadar etkili bir iletişim kanalı olduğunu göstermekle birlikte; yardımların ulaştırılması, haberleşmenin sağlanması açısından önemli bir iletişim ağı olduğunun somut bir örneği oldu. Bu nedenle tüm eğitim seviyelerinde afet yönetimi, afet iletişimi, afet sürecinde etkili iletişim son derece önemli.