Haberler

Mutluluk ve haz süresi neden kısaldı?

Şerivan Demir

Şerivan Demir

Uzman Psikolog / Bakırköy-Başakşehir istanbul
13.11.2024 12:14

MUTLULUK VE HAZ SÜRESİ NEDEN KISALDI?

"Eskiden biz şu şeylerle mutlu olurduk, aylarca yenisini istemezdik, şimdilerde ise hemen o mutluluğu unutup boşluk yaşıyorlar" gibi söylemleri işitmişsinizdir. Bunun sebebi kuşak farkımı, değişen dünya zevkleri mi yoksa değişen beyin-hormonal sistemimiz mi?

O halde sebeplerine başlayalım.

Mutluluk ve haz anlık deneyimlenen bir duygu ve histir. Belli olaylar karşısında beynimizin ve bedenimizin vermiş olduğu olumlu bir duygudur. Ancak bedenimiz ve beynimizin nöro-kimyası da zamanla değişebilmektedir. Bunun sebepleri hem psikolojik hem de biyolojiktir.

Bu sebepleri şu şekilde sıralayabiliriz:

Adaptasyon (Hedonik Tersine Dönüş): Yaşadığımız duygulara karşı hızla adapte olma halimizdir. Bir durum sonucunda mutlu olduk diyelim bir süre geçince beynimiz ve bedenimizde bu mutluluğun etkisi azalır. Beyinde bu yeni ve mutlu edici duruma verilen nörokimyasal tepkilerde azalıp normalleşir.

Örneğin;Yeni ve çok istediğiniz bir elbiseyi aldığınızda, kargo poşetini ilk açtığınızda ürün istediğiniz gibi de gelmiş ise çok mutlu ve keyifli olursunuz. Ancak daha sonra giyip yıkanması için çamaşırlığa attığınızda artık sizin için haz nedeni olmaktan çıkmıştır. Beynimiz bu deneyimlere hızla adapte olur.

Beklentiler ve Dışsal Motivasyon: Günümüzde haz sürenin gittikçe kısalmasında sadece adaptasyon değil sürekli yeni ve bitmek bilmeyen durumlara, uyaranlara maruz kalmamız da etkiler.

Mutluluk ve haz genelde dışsal uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkar. Dışsal uyaran anlamında maruz kaldığımız veya ulaşabildiğimiz yeni durumlar sürekli değişmektedir. Birine ulaşınca hemen diğerine ve sonrakine…şeklinde erişmek isteriz. Daha fazlası bir kısır döngü yaratır ve haz süresini kısaltır.

Yeni, mutlu edici olay veya şeylere ulaşım ve erişim kolaylaştıkça ve arttıkça "mutlu anlar" ın etkisi de azalmaya yönelik ters bir grafikte ilerler.

Beynin Kimyasal Tepkileri: Mutluluk ve haz, beyinde dopamin, serotonin gibi nörotransmitterlerin salgılanması ile gerçekleşir. Mutlu olduğumuz ilk anda dopamin en üst seviyeye çıkar ancak orada uzun süre asla durmaz (eğer bir ilaç müdahalesi yok ise), hızla o anın yaşanmadığı düzeye inmeye başlar. Bu durum sağlıklı bir insan döngüsünde normaldir. Ancak normal olmayan durum ise, sürekli yeni hazlara beyni maruz bırakarak dopamin salınım dengesini bozmaktır. Çünkü bu durumda, dopamin sürekli üst seviyede salgılanmaya zorlanır ve bu durumda sistemde anlık mutsuzluklara ve dengesizliklere sebebiyet verir. Bir makinanın çalışma sistemini bozmaya benzetebilirsiniz. Sürekli müdahale ederseniz olması gerektiği gibi çalışmamaya başlar.

Kısa ve Uzun Vadeli Mutluluk: Günümüzde bireyler kısa süreli hazlara odaklanarak eylemlerini geliştirmeye başladılar. Çünkü uzun süreli mutluluk getiren ve etkisi de daha uzun süren olaylar için sebat etmek pek de işimize gelmiyor. Ancak şunu unutmamalısınız ki, kısa vadeli mutluluklar anlık rahatlama ve ödül sağlar, etkisi de hemen geçer. Bu durumun yaşanmaması için sizi uzun vadede geliştirecek, kişisel anlamlarla zenginleştirebileceğiniz mutluluklar için çabalamanız daha sağlıklı olacaktır.

Stres ve Olumsuz Olayların Baskınlığı: Günümüz iş ve aile hayatında pek çok problemle karşılaşabiliyoruz. Bu durumlar yoğun olunca stresle baş etmek bazen zorlayıcı olabiliyor. Bu durumlarda mutlu olabileceğimiz anlar oluşturulsa dahi yoğun stres baskısı ile etkisi çok hızlı kaybolabiliyor.

Ayrıca beynimiz gün içerisinde yaşadığımız olumsuz olaylara karşı daha duyarlı ve seçici davranır. Olumsuz ve mutsuz anlarımızı hatırlamaya daha meyilli olabiliyoruz. Bu durumda da mutlu olmaya yönelik davranışlar göstermeyi baskılayabiliyoruz.

Toplumsal Faktörler: Günümüzde mutluluk anlayışı da hızla değişmektedir. Artık bir işin normal seviyede yapılması, küçümsenen bir başarı olarak görülmektedir. Sürekli daha iyiye odaklanılması, bitmeyen talepler ve beklentiler değişen haz arayışlarına yöneltmektedir. Kişinin bitmeyen ve farklılaşan haz arayışı günün sonunda tatminsiz ve mutsuz kişilerin oluşmasına neden olmaktadır.

Özetle; Mutluluk ve haz kısa süren duygulardır. Beynimizin hızla adapte olduğu ve etkisinin hemen azaldığı hislerdir. Bundan kaynaklı kısa süreli hazlar yakalamaktan ziyade kişisel anlamlarla zenginleştirilebilen ve uzun vadede anlamlı olabilecek mutluluklar oluşturulmalıdır.

Uzm. Psk. Şerivan Demir

title