Haberler

Estetikli vücut çekici midir?

Şerivan Demir

Şerivan Demir

Uzman Psikolog / Bakırköy-Başakşehir istanbul
05.02.2024 01:57

Güzel olmak, kaslı vücuda sahip olmak, en güçlü olmaya çalışma isteği nerden geliyor? Günümüzde estetik operasyonlar geçirip tamamen farklı bir görünüme sahip olmak isteyen ile tüm gününü spor salonlarında geçirdikten sonra kaslı vücuda sahip olmak için takviye hormonlar alan genç kuşağın artmış olduğunun farkındasınızdır. Bunun doğru ya da yanlışlığı tartışmamız değil, asıl konu bunlara neden ihtiyaç duyulduğudur.

Güzel olmak, en iyi vücuda sahip olmayı istemek genlerimizde mi var yoksa yaşadığımız çağın ve toplumun yaratmış olduğu algısı mıdır?

Bu noktada bu süreci belirleyen en önemli dinamik evrim olmuştur. Rastgele seçilen ve çiftleşen eşlerin hayatta kalma olasılığı ile en sağlıklı eşlerin seçilip eşleşmesinde hayatta kalma olasılıkları arasında ciddi farklar vardır. Siz de tahmin etmişsinizdir ki en sağlıklı eşi seçmek evrimsel açıdan hayatta kalma olasılığını artırmıştır.

Örneğin tavus kuşları, erkeği seçerken tüyleri en parlak ve canlı olanları seçerler. Doğada pek çok canlı türünde bu örnekler vardır. Bundan 50 yıl önce kilolu ve balık etki kadınlar çekici görülürdü. Çünkü balık etli kadınların daha doğurgan olduğuna inanılırdı. Günümüzde ise görsel olarak daha zayıf ve ince, dolgun dudaklar, büyük göğüsler, erkekler için kaslı vücutlar çekici bulunuyor. Tüm geçmiş zamanlara ve şimdiye baktığımızda bu seçilim ilkesini göreceksiniz. Temel sebebi genlerini ve soylarını bir sonraki kuşağa aktarabilmektir.

Yani evrimsel açıdan güzellik, üreme başarısı ile doğrudan ilişkilidir. Dış görünüşlerle "Ben sağlıklıyım, genlerim iyi" mesajı veriliyor.

Dudaklarım dolgun, göğüslerim ve kalçam büyük olsun, omuzlarım geniş olsun dendiğinde aslında altta yatan mesaj; "ben doğurganım, sağlıklıyım, çocuklarımıza iyi anne baba olabilirim" dir.

Evrimsel temellerin dışında diğer önemli noktalardan biri de sosyal yaşamdaki etkileridir. Güzel ve yakışıklı görünmenin sosyal yaşamda bireylere sağladığı bazı avantajlar vardır. Eski çağlarda "güzel olan iyidir" kalıp yargısı anlaşılan güncelliğini devam ettiriyor. Bununla ilgili yapılmış sosyal çalışmalar da güzel olmanın kişilerin sosyal alanda daha fazla öz güvenli olmalarını, arkadaşlık ilişkilerinde daha popüler olmalarını, iş hayatında bazı ayrıcalıklara sahip olmayı sağladığıyla ilgili sonuçlar da mevcuttur. Aynı zamanda güzel, çekici ve yakışıklı olanların cinsel ve üreme konusunda istenilen bir özellik olduğu bulunmuştur. Anlaşılan güzel ve yakışıklı olmak sosyal anlamda avantaj getiren bir durum olmuştur. Tek fark güzellik anlayışının ve ölçütlerinin dönemden döneme değişmesidir.

Diğer önemli bir nokta ise psikolojik etkileridir. Estetik operasyonu yanlıştır demiyorum, kişi yüzünde veya bedeninde hoşlanmadığı bir yeri imkanları dahilinde değiştirebilir. Bu son derece makul bir istek ve davranıştır. Sorun bunun hangi yaşlarda ve hangi ölçütte yapıldığıdır. Çünkü henüz yüz, çene, beden fizyolojisi gelişim döneminde olan 15-25 yaş aralığında ergenlik dönemi diye adlandırılan gençlerde bunun fazla görülüyor ve isteniyor olmasıdır.

Bunun altında yatan en büyük neden öz güven eksikliğidir. Kişi yüz ve bedenindeki kusurları düzeltince kusursuz olma algısı geliştiriyor, sosyal alanda beğenilmek onu kısa süreliğine tatmin ediyor. Ancak bir süre sonra çevresindeki ilgi azalıp, aniden artan öz güveninin kof (içi boş) olduğunu görünce ortaya kendini beğenmeyen, mutsuz 20'li yaşlardaki genç kız ve oğlanlar kalıyor.

Çünkü ergenlik döneminde sağlık amaçlı yapılmayan yani sadece estetik amaçlı yapılan müdahaleler kişilerin gerçek isteklerini yansıtmıyor. Ergenlik döneminin kendi içinde barındırdığı kararsızlık, aşırı ilgi isteği ile yapılmış oluyor. Ancak bu müdahalelerin zamanı ergenlik dönemi bittikten sonra kişinin olgun fikirlerinin sonucunda yapıldığında sağlıklı oluyor. Kişi o zaman neyi ne için yaptığının hem bilincinde hem de sorumluluğunda oluyor.

Son olarak gençler üzerinde sosyal medyanın etkileri…

Kusurları düzeltme, en iyi şekilde görünme isteği geçmiş yıllarda da vardı. Ancak bu operasyonlar yalnızca günümüz güzellik algı ve ölçütüne sahip olmak için yapılmıyor. Adeta bir rekabet savaşına dönüştürülmüş halde. Özellikle sosyal medyada gençler arasında sanki bir rekabet duygusu ile en güzel ben olmalıyım düşüncesi ile hareket ediliyor. Burnunda kemer mi var hemen düzelt, dudağın mı ince hemen doldu yaptır, memen mi küçük acil büyütme ameliyatı yaptır, kasların yok cılız görünüyorsun takviyeler al ve şişir. Bu rekabet ve ilgi toplama isteğinden kaynaklı kilo, boy, yaş ölçülerinde olmaları gereken sağlıklı ölçütler yerine, birbirine özenilen sağlıksız görünümler ortaya çıkmış oluyor. En kötüsü de ergenlikte sağlıksız ve geri dönülmesi zor kararlar veren bu gençlerimiz, 30'lu yaşlarına girdiklerinde kendilerini çirkin bulan, değer vermeyen, kimsenin onu gerçekte beğenip sevebileceğine inanmayan, öz güvensiz yetişkinler olabiliyorlar.

Çünkü; Kusursuz olma algısı tehlikelidir. Bu sadece Platon'un idealar dünyasında olan bir kavramdır.

Evrendeki düzene baktığımız zamanda bu böyledir. Sadece çirkin, sadece güzel diye bir sınıflandırma yoktur. Nasıl ki bir salyangoza, bir sineğe çirkin demiyorsak insan bedeniyle ilgili de böyle bir sınıflandırma yapmak doğru olmaz. Çünkü güzellik, çirkinlik bireyden bireye, zamandan zamana değişebilir. Bugün bazı ülkelerde çirkin olarak algılanan kemerli bir burun İtalya'da yaşayan bireyler için güzellik simgesi olmaktadır. Bu yüzden her şey var olan haliyle bir şeye hizmet eder ve değerlidir.

Bu konuda ebeveynlere önerim çocuklarınızı daha küçük yaşlarda bedenleriyle barışık olmalarını söylemek, onları bu haliyle güzel bulduğunuzu dile getirmek, bedensel algılar üzerinden şakalar yapmamak, bunların yerine çocuklarınızın kendini toplumda farklı yetenekleriyle var edebilmeleri için gelişimlerini desteklemek olacaktır. Çünkü çocuk hayata dair ilk öğretileri doğup büyüdüğü aileden alır. O anlamaz diye bedeniyle ilgili yaptığınız bir şaka ileriki yaşlarda onun kimlik ve kişilik oluşumunu olumsuz etkileyebiliyor.

"Bir insanın güzelliği ile diğerinin güzelliği arasındaki yegâne fark, insanların güzellik anlayışıdır." (Don Miguel Ruiz)

Uzm. Psk. Şerivan Demir

title