Çağımızın hastalığı: Tükenmişlik sendromu
Şerivan Demir
Stresli ve kaygılı bir yaşamın getirisi olarak günümüz toplumunda popüler bir psikolojik rahatsızlık halini alan tükenmişlik sendromu, gittikçe kangren bir hal alıyor. Çünkü bu sendromun diğer psikolojik rahatsızlıklarda olduğu gibi spesifik atakları ya da belirtileri yoktur. Sinsi ve sessiz bir şekilde kişinin ruhsal, sosyal, iş ve akademik hayatında olumsuz sonuçlara neden oluyor. Çağımızın psikolojik hastalığı olarak görülen bu sendroma yakından bakalım.
Tükenmişlik Sendromu Nedir?
Tükenmişlik sendromunun ilk tanımlanması 1974 yılında Herbert Freudenberger tarafından yapılmıştır. O yıllardan günümüze dek bu psikolojik rahatsızlıkla ilgili çalışmalar, araştırmalar, sosyal deneyler artmıştır. Hastalığın ilk tanımlanmasında; bireyde aşırı bir isteksizlik hali, enerji düşüklüğü, etrafa olan ilgi azlığı, bunlara ek olarak yapılan hiçbir şeyden tatmin olamama durumu ile karakterize bir problem olarak sınırlı bir tanımı yapılmıştır. Güncel çalışma ve ilerlemeler sonucunda bu tanımlamaya ek olarak "iş yaşantısı gereği yoğun duygusal taleplere maruz kalan ve devamlı olarak insanlarla yüz yüze olan bireylerde görülen fiziksel bitkinlik, uzun süren yorgunluk, çaresizlik ve umutsuzluk duygularının, yapılan işe, hayata ve diğer insanlara karşı olumsuz tutumlarla yansıması ile oluşan bir sendrom" olarak genişletilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, psikolojik sağlamlık eşiğini aşacak derecede yoğun bir işte çalışan kişilerde görülme ihtimali yüksektir.
Birey iş yerlerinde yüksek rekabet, mükemmeliyetçi performans gösterme temposu ile hareket ettikçe ve buna bir de iş yerindeki mobbingler eklenince tükenmişlik sendromu kaçınılmaz oluyor. Birey tükenmişlik sendromuna yakalanmış olsa dahi bunu hemen fark edemiyor. Çünkü o koşullarda çalışmak zorunda olmak ve devam etme gerekliliği ruhsal rahatsızlık durumunu görmezden getiriyor. Ancak belirtilerin şiddeti zamanla arttıkça kişi artık bu rahatsızlığı görmezden gelemeyecek bir duruma geliyor.
Tükenmişlik Sendromu Belirtileri Nelerdir?
• Unutkanlık
• Dikkat dağınıklığı
• Normal işleri yerine getirmekten çekinme
• Erteleme
• Konsantre olmakta zorlanma
• Sindirim sorunları
• Uyku problemleri
• Duyarsızlaşma
• Kolay sinirlenme
• Yorgunluk
• Boşluk ve anlamsızlık hissi
• Hayattan keyif ve zevk alamama
• Cinsel hayatta isteksizlik
• İletişim sorunları yaşama
• Fiziksel rahatsızlıklar (baş ağrısı, mide bulantısı vb.)
• Empati kuramama
• Anksiyete ve depresyon belirtileri gösterme
Bu belirtiler kişiden kişiye, yaşamış oldukları stresin türüne göre farklılaşabiliyor. Ancak bu belirtilerin birkaçının kişide olması durumunda bir uzmana gidip tükenmişlik sendromu testi yaptırmaları gerekmektedir.
Tükenmişlik Sendromu En Çok Kimlerde Görülür?
Yapılmış araştırmalar tükenmişlik sendromunun en çok yoğun iş temposunda çalışan, çalışma ortamında mobbinge maruz kalan, rekabetin yoğun olduğu, iş tatminsizliğin yüksek olduğu ve mükemmeliyetçi kişilik özelliklere sahip kişilerin yakalanma olasılığının daha yüksek olduğu sonucunu destekliyor. Bu bağlamda yüz yüze iletişimin gerekli ve yoğun olduğu sağlık ve eğitim sektörü, sosyal ve danışmanlık hizmeti gibi meslek gruplarında çalışan kişilerde görülme sıklığı yine yüksek olabiliyor.
Ancak bu durum sadece yoğun iş hayatında çalışan kişilerde çıkmıyor.Sadece tükenmişlik sendromuna yakalanma oranı daha yüksek olabiliyor. Fakat genel anlamda kişinin psikolojik sağlamlık sınırını aşan, ruhsal dengesini bozabilecek herhangi bir stres olayı da tükenmişlik sendromuna neden olabiliyor. Örneğin; kaotik ve karmaşık bir ailede yaşamak, toksik bir ilişkisi içerisinde sürekli manipülasyona uğramak, sosyal bağlamda sağlıklı ilişkiler kuramamak veya ciddi fiziksel ve biyolojik başka hastalıkların olması durumunda da birey yoğun anksiyete ve stres yaşayabiliyor. Bu stresi yönetemeyince de depresif belirtilerle beraber tükenmişlik sendromu kaçınılmaz oluyor.
Tükenmişlik Sendromunun Evreleri Nelerdir?
Tükenmişlik sendromu grip gibi aniden yakalanabildiğiniz bir rahatsızlık değildir. Yavaş yavaş, sinsi bir şekilde yayılır ve kendini gösterir. Kısaca evreler,
1. Evre: ilk zamanlarda kişi hayatından memnun olmakla beraber motivedir. Geleceğe ve kariyerine yönelik planları, umudu, çabası ve isteği vardır.
2. Evre: kişi birinci evredeki düşünce ve hedeflerine ulaşmak için fazla çalışır. Fiziksel ve zihinsel yorgunluk belirtileri bu evrede yavaş yavaş kendini gösterir. Sık olmamakla birlikte motivasyon kaybı, dikkat dağınıklığı, görevleri unutma gibi durumları yaşar.
3. Evre: bu evrede artık tükenmişlik sendromu belirtilerinin çoğu görülür. Hissedilebilir bu belirtilerin şiddeti bu evrede artar. Kişiler belirtilerden dolayı verimli olamamaya başlayınca işe gitmek istemezler. Sürekli depresyonda olan biri gibi hissederler; yorgunluk, yataktan çıkamama, sürekli uyku hali ancak uyuyamama durumu, ani öfke belirtileri yaşanır.
4. Evre: birey bu üç evredeki artan belirtilerle baş edemeyince yoğun stres ve anksiyete hisseder. Duygusal, zihinsel ve fiziksel anlamda bitkin, tükenmiş hisseder. İşi bırakıp tamamen yalnızlaşmaya başlar. Bu yalnızlaşma davranışından kaynaklı; özgüven kaybı, sosyal çevresinden kopmalar, geleceğe karamsar bakma, değersizlik, kendini aşağılama ve intihar etme düşünceleri geliştirir.
Tükenmişlik Sendromu Tedavisi? Kişiye Nasıl Davranılmalıdır?
Tükenmişlik sendromunun ana çıkış sebebi yüksek stres düzeyi olduğundan bunu yaşayan kişilerin stresi yönetme eğitimi almaları ve bunu yaşamlarında uygulamalıdır.
Çünkü tükenmişlik sendromunu geçirebilecek direkt bir ilaç henüz yoktur. Bu yüzden yaşamınızı kaliteli ve sağlıklı evreye tekrar getirmek için düzenli uyku, motivasyon ve meditasyon çalışmaları, düzenli beslenme gibi bireyin bedensel ve ruhsal sağlığını doğrudan etkileyen durumların iyileştirilmesi ile başlanılmalıdır.
Birey iş yaşamında kısa molalar vermeli, iş dışında ilgisini çekebilecek ve uzun zamandır gitmeye fırsat bulamadığı küçük geziler ayarlayabilir. Bu durum kendine olan özgüven ve değerini tekrar kazandıracaktır.
Fiziksel egzersizler yapılabilir. Çünkü vücudumuzda doğal salgılanan isteksizliği, ilgi azlığını önleyen, mutluluğu artıran ve stresi azaltan endorfin hormonu bulunuyor. Bu hormon fiziksel hareketlilik esnasında salgılanıyor.
Unutmayın ki yediğiniz, içtiğiniz, temasta bulunduğunuz çevre yani içinize aldığınız tüm düşünceler bu stres ve kaygıyı yaratmıştır. O halde bu noktalara dikkat ederek bunun üstesinden gelmeye başlayabilirsiniz.
Diyelim ki denediniz ve hala bu durumdan mustaripsiniz, tek başınıza atlatamıyorsunuz, o halde bir uzmandan yol haritası için destek alabilirsiniz. Çünkü psikoterapide kişinin fark edemediği dinamikleri terapist fark edebilir ve bu yardım ile gelişen farkındalık süreci iyileşme durumu hızlanabilir. Kişide tükenmişlik sendromuna neden olan olayların derinlemesine çözümü yapıldığı için kişinin tekrardan bunu yaşama riski azaltılmış hatta tamamen ortadan kaldırılmış olabiliyor.
"Tükenmişlik Sendromu, yalnızca yorulmuş benliği değil, yorgun ve yanıp kül olmuş nefsi de ifade eder."
Uzm. Psk. Şerivan Demir