Birlikte Yaşamak: Tourette Sendromuna Başka Bir Gözle Bakmak

Şerivan Demir

Şerivan Demir

Uzman Psikolog / Bakırköy-Başakşehir istanbul
26.04.2025 11:30

Sabah okul yolunda yürürken, Ali bir anda istemsizce gözlerini kırpıyordu.

Arkasından gelen arkadaşları hafifçe güldü. Ali o an yerin dibine girmek istedi belki ama, ne gözlerini kırpmayı kontrol edebiliyordu ne de insanların tepkisini.

Hayat bazen bize farklı yollar çizer. Kimimiz için bu yol, küçük, istemsiz hareketlerle veya seslerle doludur.

Tourette Sendromu'nu hiç duydunuz mu?

Bu, çocukluk çağlarında başlayan ve çoğu zaman dışarıdan bakanların tam anlamadığı bir durumdur. Kaslar istemsizce hareket eder, bazen de hiç beklemediğimiz anda bir ses çıkar, bir kelime yinelenir. Kulağa basit gelebilir; ama yaşayanlar için hayatı biraz daha karmaşık hâle getirebilir.

Tourette'li çocuklar, dışarıdan gelen bakışlar ve anlam verilemeyen yorumlarla her gün küçük bir mücadele verirler. Ve çoğu zaman bu mücadele, onların özgüvenini zedeler. Düşünün; arkadaş ortamında bir anda gözünüz kırpılıyor ya da bir ses çıkarıyorsunuz ve herkes size dönüp bakıyor. İşte Tourette, tam da böyle bir sahnenin içinde, çocuğun ruhunu da hayatını da etkileyebiliyor.

Ne yazık ki bu çocukların sadece bedenleri değil, ruhları da zaman zaman yara alıyor. Depresyon, anksiyete ve sosyal kaygı, Tourette'in davetsiz misafirleri gibi. Hatta bazen bu çocuklar öfkelerini yönetmekte, arkadaş ilişkilerini sürdürmekte ya da okul başarısını korumakta da zorlanabiliyor.

Ama umut her zaman var!

Bugün psikoloji bilimi bize gösteriyor ki, doğru destekle Tourette Sendromu'nun etkileri hafifletilebiliyor. Öncelikle, çocuklara ve ailelerine doğru bilgi vermek çok önemli. Tiklerin onların suçu olmadığını, bilinçli olmadıklarını bilmek hem çocuğa hem ailesine büyük bir rahatlama sağlıyor. Sonrasında, özellikle davranışçı terapiler, çocukların tiklerini yönetmeyi öğrenmelerine yardımcı olabiliyor.

Stresle başa çıkmayı öğrenmek, nefes egzersizleri yapmak, hatta basit gevşeme çalışmaları bile günlük hayatı kolaylaştırabiliyor.

Ve belki de en önemlisi; çocuğun sosyal becerilerini desteklemek. Çünkü bu çocuklar, sevilmek, kabul edilmek ve anlaşılmak istiyorlar. Biraz daha sabır, biraz daha anlayışla, onlar sadece Tourette Sendromu ile yaşayan bireyler değil; mizah duygusu yüksek, yaratıcı, empatik insanlar hâline gelebilirler.

Tourette, onların kim olduğunu tanımlamaz. Onlar hâlâ oyun oynamayı seven, arkadaş edinmek isteyen, hayal kuran çocuklar.

Bize düşen ise; onları anlamak, desteklemek ve birlikte yürüdüğümüz bu yolu biraz daha kolaylaştırmak.

Unutmayalım, farklılıklar eksiklik değil; hayatın zenginliğidir.

Uzman Psikolog Şerivan Demir

title