Sanal Dünya, Sanal Oyunlar ve Çocuklar
Serap Buharalı
Zevkli, renkli bir dünya! Bu dünya özellikle merak ve keşfetmenin en doruk noktalarında olduğu çocukluk zamanının dikkat çeken bir mecrası haline gelmekte.
Artık çocuklar bir yetişkininelde edebileceği bilgiye sahip olabiliyor ve hatta daha fazlasına... Bu son trend internetin artık erişim ağı oluşturması ve bununla ilgili terimler ve hızlı teknoloji şu an çocukların içinde doğduğu çağa ait. Biz yetişkinlerebir miktar yabancı olsa da yetişmeye çalışıyoruz fakat çocuklariçin zaten olağan.
İnternetin de sosyal medyanın da yarar ve zarar dengesi var. İkisini ayrı ele almakta fayda var. İnternet genellikle sanal oyunları ve YouTube gibi kanallarıyla cezbediyor. Online oyunlar, çeşitli kişilerle oynanan oyunlar ve sosyal medyada like (beğeni) almak beyinde bir bölgeyi uyarıyor. Bu bölge ödül mekanizmasını çalıştıran bir bölge. Yani çikolata yediğimizde, aferin aldığımızda aktif olan bir bölge. Limbik sistemde. Bu sebeple bağımlılık oluşturma durumu var. Bu sistemin sürekli çalışmasını ister hale geliyoruz.Bu bir zaman sonra oyun oynamadan, level atlamadan sosyal medyada stalklamadan duramamaya vaan bir duruma dönmekte. Tabi bu yetişkinler içinde geçerli. Ama çocuklar daha kontrol mekanizması yeteri kadar oluşmadığından bu bağımlılık riskiyle daha karşı karşıyalar. Ve zihnine ruhuna uygun olmayan bir çok şeyle karşılaşma ve sanal travma geçirmeye de...
Bu sebeple sosyal medya hesapları belli bir yaşa gelmeden açılmamalı. O hesapların şifreleri kontrolleri anne baba tarafından denetlenmelidir. Bu sebeple anne babanın da bu mecranın kullanımı hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Tanımadığı kişilerle sohbet etmesi, eklemesi, sayfasının dışarıya açık olması olumsuz sonuçlar doğurabilir. Tabi ki tamamen yalıtmak mümkün değil çünkü çağın içinde bir olgu bu artık... Dikkatli ve kontrollü kullanımını sağlamak çocukları zararlarından uzak tutmak, olumlu yanlarından da faydalanmalarını sağlamak çocuklardan sorumlu yetişkinlerin görevidir.
Toplumsal, hukuki düzenlemeler bu konu ile ilgili düzenlenen sosyal projeler takip edilmelidir. Sosyal medyanın ve internetin kişiler üzerinde zorbalıktan, dolandırıcılığa kadar nelere sebebiyet verebileceği, özel kişisel hesaplarımıza eğer dikkatli olunmazsa nasıl kötü niyetli kullanılabileceği ile ilgili bir film var; ismi Dısconnect (sanal hayatlar). Belki despotik bir film ama yine de fikir vermesi açısından yetişkinlere izlemesi için tavsiye ederim. Şunu da eklemek isterim, bu şekilde kolay para kazanıp birde üstüne meşhur olma hayali var. Çektiği basit içerikli videoları internet sayfasına yükleyip abonelikler açan, influencer olma hayali kuran saatlerce YouTuberları izleyen çocuklar, emek vermeden de bir çok istediğine ulaşabileceğini düşünüp, meşhur olmanın cazibesiyle tıklanma rekorları kırabilmek için en marjinal videoyu çekmenin gayretine girmektedir.
Günümüzde birçok sanal oyun var. Benim çocukluğumda ilk tanıştığım ekran oyunuTV'de "Hugo" idi sanırım, bir de daha eskilerde "atariler" vardı. Şimdi günümüzde strateji üzerine, kazanmak kaybetmek üzerine kurulmuş, sanal ödüllerin alındığı oyunlar mevcut. Bu oyunlar kitleleri etkisi altına alıyor, koca insanları işten güçten ediyor. Alarmını kurup oyuna giren yetişkin işi gücü olan kişi sayısı da az değil.
Toplu taşıma araçlarında sıklıkla rastladığım bir şeydi. Telefonuna gömülmüş yetişkin, genç ve çocukların bir şekilde neye baktıklarını yani telefon ekranlarını gördüğümde, aslında iş çantası elinde takım elbiseli iş kıyafetli yetişkinlerin şeker patlatma ve okey oynamada soluksuz halleri ilk başta şaşırtsa da, şu an için artık çok fazla olduğundan bu haller normalleştirilmiş bir hal aldı.
Bunun yanı sıra çocuklar artık birbirlerine oyun stratejilerini ve fenomen oyunları anlatıp muhabbetlerini bunun üzerinden döndürür oldu. Normal bildiğimiz çocuk oyunları unutulur oldu ve artık tabletten oynanan oyunlar daha zevkli ve daha az efor harcamalı. Oyunların büyük kısmı savaş, çatışma araba yarışları gibi aksiyon ve şiddet içerikli ya da hoş olmayan görüntüler de içermekte. Belki de bize itici gelen görseller, çocuklar için ne kadar cazip. Çocuk güzeli severken ve olumluya meyilli iken kötü, çirkin karakterlerin simülasyonları ile kendini bir savaşın içinde bulmak neden bu kadar cazip sorusu sorulmalı...
Burada farklı olan aslında hayatta asla yapılamayacak uçta şeylerin düzeneği ile içinde yaşamak var. Gündeme gelen Momo, Mavi Balina gibi çocukların ruhsal durumunu etkileyen programlara erişim de diğer bir soru işareti. Kontrolsüz erişim, piyasa olabilmeleri, çocukların ağızdan ağıza bunu duyurmaları hatta birbirlerine korkutma amaçlı kullanabilmelerinin bir nevi salgın haline gelmesi, aslında bu konu da masum olmayan bir duruma işaret.
Tedbirsizlik, gerekli yasaların yürütülememesi, ebeveynlerin sağdan soldan çocuklar için gelen bu tarz favorileştirilen oyunları çocuklardan korumak için gayreti karşısında çocuğu tarafından kötü anne baba unvanı almak da var. Ebeveynler çocukların sosyalleşmesi için gayret göstermeli girdiği kanalları, online oyunları veya satın alınan oyunları bizzat kendileri incelemeli, bunun hakkında bilgi almalı, sansürü aile yasası şeklinde uygulamalı bunun sebeplerini de uygun, şefkatli bir dille aktarmalıdır. Tabi yerine bir şey konulmalı çocuk azaltılan oyun sürelerinden çıktığında vaktini ailesi, arkadaşları zevkli uğraşlarla geçirmesi için ortam yaratılmalı. İçeriği daha çocuğun ruh dünyası uygun hazırlanmış, zihnini de çalıştırabileceği keyifli oyunlar araştırılıp özendirilmelidir. Zihni, ruhu kirlenen bir çocuk bu tarz içeriği sanal da olsa yanlış yönlendirmeleri olan, şiddet içerikli ya da tamamen boş gayesiz vakit geçirmeli oyunlar, çocukları tembelliğe teşvik eder üretmekten, üretken olmanın zevkinden alıkoyar. Bunun yanı sıra zihinsel ve ruhsal tahribatlara sebebiyet verir.