Sosyal medyanın özellikle küçük çocuklara ve gençlere verdiği zararlar
Reyhan Açıkelli
Sevgili Okurlar,
Dijital çağın getirdiği yenilikler ve sosyal medyanın hayatımızdaki yeri tartışılmaz. Ancak bu yenilikler, beraberinde büyük sorunları da getirdi. Dikkat sürelerimiz azaldı, "sosyal medya bağımlılığı" gibi yeni bağımlılık türleri hayatımızda ciddi sorunlar olarak yer almaya başladı. Bugün sizinle Socialmediatoday.com'da okuduğum bir haberi paylaşmak istiyorum: New York, gençlere yönelik algoritmik yayınları yasaklamayı planlıyor.
Aslında tasarı henüz uygulamaya konmadı ve büyük olasılıkla tam onay alma konusunda zorluklarla karşılaşacak. Ancak teklifin amacı, gençler için daha fazla koruma sağlamak ve sosyal uygulamaların zararlı etkilerine kapılmamalarını sağlamak.
Sosyal medyanın özellikle küçük çocuklara verdiği zararlarla ilgili endişeler artarken, çeşitli ülkeler bu durumu engellemek için kendi yasalarını uygulamaya başladı. ABD'nin New York eyaleti, bu konuda önemli adımlar atan eyaletlerden biri oldu. New York Eyaleti, gençlerin sosyal medya platformlarında "bağımlılık yaratan" algoritmik içeriklerden korunmasını hedefleyen yasaları kabul ederek bir ilki başardı. Bu yasalar, sosyal medya şirketlerinin kullanıcıların yaşlarını doğrulamasını ve ebeveyn izni olmadan çocukların algoritmik içeriklere erişimini kısıtlamasını gerektiriyor. Bu, gençlerin sosyal medya akışlarında yalnızca kronolojik olarak düzenlenmiş içerikleri görmelerini sağlayacak bir düzenleme anlamına geliyor.
Sosyal medyanın özellikle küçük çocuklara ve gençlere verdiği zararlar gerçekten ciddiye alınması gereken bir durum. Zaten, Meta'nın kendi araştırması, Instagram'ın gençlerin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini gösteriyor. Meta, bu bulguları çürütmeye çalışsa da, sosyal medyanın gençler arasında ruh sağlığına olumsuz etkilerinin olduğuna dair birçok rapor bulunuyor. Özellikle vücut imajı, olumsuz karşılaştırma ve zorbalık gibi sorunlar başlıca endişeler arasında yer alıyor.
Bu yasaların bir diğer önemli yönü ise çocukların kişisel verilerinin korunması. Haberde bahsedilen New York Çocuk Veri Koruma Yasası, teknoloji şirketlerinin çocukların verilerini satmasını veya bu verilerden kar elde etmesini yasaklıyor. Bu yasaların uygulanmasıyla birlikte, ebeveynler çocuklarının sosyal medya hesaplarındaki bildirimleri gece yarısından sabah altıya kadar duraklatma yetkisine de sahip olacaklar.
Tabii ki, bu yasaların teknoloji devleri tarafından hukuki meydan okumalarla karşılaşması muhtemel. Ancak, bu adımların gençlerin güvenliği ve sağlığı için atılması gereken önemli adımlar olduğunu unutmamalıyız.
Ülkemizde ise bu konuda daha çok kat etmemiz gereken yol var. Ancak daha fazla geç kalmamalıyız. Daha sıkı yaptırımları olan, benzer yasaların yürürlüğe girmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle çocukların ve gençlerin sosyal medya kullanımında daha dikkatli ve kontrollü olunmalı. Ebeveynlerin çocuklarını bu dijital dünyada koruyabilmeleri için daha fazla bilgilendirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor. Ulusal düzeyde kabul edilecek yaş doğrulama süreçleri, algoritmik içeriklerin gençler üzerindeki etkileri konusunda bilinçlendirme çalışmaları ve olumsuz içeriklerin önlenmesine yönelik düzenlemeler yapılmalı.
Sevgili okurlar, çocuklarımızın geleceği için teknolojinin getirdiği bu zorluklarla başa çıkmak zorundayız. Ancak, ulusal bir yaklaşım olmadan bu çabaların tam anlamıyla başarılı olması zor. Bu konuda Ülkemizdeki yetkililerin daha etkin ve kapsamlı adımlar atması gerekiyor.
Sağlıkla kalın,
Reyhan Açıkelli