Recep Durul

FED ve TCMB'NİN Faiz kararları

05.08.2025 11:34
Haber Detay Image

Merkez bankalarının faiz kararlarındaki değişikliklerin ekonomik etkileri para politikası literatüründe üzerinde durulan temel araştırma alanlarından birisidir. Literatürde para politikası kararlarındaki değişikliklerin en temel göstergesi merkez bankalarının faiz kararlarındaki değişikliklerdir. Merkez bankalarının faiz kararlarındaki değişiklikler üretim ve fiyat hareketlerini etkileme gücüne sahiptir.

Para Politikası Aktarım Süreci

Faiz kararlarının makro ekonomik değişkenleri etkileme sürecini ekonomistler parasal aktarın süreci olarak ifade etmektedir. Merkez bankası politikalarının gücü ya da etkisi parasal aktarım sürecinin işlemesi ile doğrudan ilişkilidir. Parasal aktarım sürecinin çalışması merkez bankasının piyasa üzerindeki etkisinin bir yansımasıdır. Parasal aktarım süreci çalıştığı ölçüde merkez bankasının etkinliğinin yüksek olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Şayet merkez bankası kararlarının piyasa üzerindeki etkisi cılız kalırsa o merkez bankasının etkinliğinin zayıf olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Merkez bankaları ekonomik koşulları dikkate alarak faiz kararlarında değişikliğe gitmektedir. Deflasyon dönemlerinde faiz oranları düşürülmek suretiyle piyasa faiz oranlarının düşürülmesi hedeflenir. Amaç piyasayı canlandırmaya çalışmaktır. Yüksek enflasyon dönemlerinde faiz oranları artırılarak toplam harcama düzeyi baskılanmaya çalışılır.Amaç, fiyat artışlarını frenlemek ve enflasyon oranlarını düşürmeye çalışmaktır.

Enflasyon ile Mücadele ve TCMB Faiz Kararları

Ulusal bir merkez bankası olarak T.C.Merkez Bankası (TCMB), enflasyon ile mücadele politikalarına destek olmak amacıyla uzun bir süre politika faiz oranları artırarak toplam talep düzeyini baskılamaya çalışmıştır. Enflasyon ile mücadelede ciddi bir performans yakalandıktan sonra piyasa taleplerinin yansıra iç ve dış konjonktürel gelişmeler esas alınarak politika faiz oranlarının sabit tutulması ve ardından indirim politikası devreye sokulmuştur. Faiz oranlarının Temmuz ayında 300 baz puan indirilmesi, piyasadaki aşırı sıkışıklığında giderilmesi ihtiyacından kaynaklanmıştır. Merkez Bankası elinde geniş veri setini kullanarak faiz indirim kararını vermiştir. Aynı zamanda küresel ölçekte de ciddi bir şok tehlikesi bulunmamaktadır. Petrol fiyatlarının yanısıra diğer emtia fiyatlarında artış eğilimi beklentisinin olmaması faiz indirim kararının alınmasını kolaylaştırmıştır. Enflasyonu tetikleyecek herhangi bir arz şoku beklentisinin olmaması durumunda politika faizinin düşürülmesi risk yaratıcı etkiler doğurmaz. Faiz indiriminde sonra piyasanın rahatlamasını sağlayacak bazı gelişmeler ağıdaki gibidir:

Politika faiz oranlarının düşürülmesi akabinde kredi faiz oranlarının düşmesine yol açacaktır. Kredi faiz oranlarının düşmesi hem reel sektör hem de tüketici açısından krediye erişimin kolaylaşması anlamına gelmektedir. Krediye eriişimim kolaylaşması sonucu hem tüketim harcamaları hem de yatırım harcamalarında pozitif gelişmeler meydana gelecektir.

Politika faiz oranlarının düşmesi mevduat faiz oranlarının düşmesine de yol açacaktır. Mevduat faiz oranlarının düşmesi, mudilerin alternatif reel yatırım alanlarına yönelmesini teşvik edecektir. Bu davranış eğilimi piyasanın rahatlaması sonucu doğuracaktır.

Faiz oranlarının gerilemesi borçlanma faizlerinin de düşmesine zemin hazırlayacaktır. Bu sonuç hem özel sektör hem de kamu sektörü açısından borç yükünün baskısını görece azaltacaktır.

Politika faiz oranlarının piyasa üzerindeki pozitif etkilerinin daha fazla hissedilmesi için ilerleyen dönemlerde enflasyon ile mücadelede kararlı stratejiler uygularken aynı zamanda politika faiz oranlarındaki indirimlerde devam etmelidir.

FED'in Faiz Kararları ve Uluslararası Parasal Aktarım Süreci

Ulusal ekonomiler ve yerel yatırımcılar sadece ulusal merkez bankalarının uyguladığı politikalardan etkilenmez. Amerikan Merkez Bankası (FED) gibi güçlü merkez bankasının uyguladığı stratejiler küresel ölçekte etkili sonuçlar doğurur. Geçen günlerde FED'in faiz oranlarını sabit tutma kararı bütün dünya tarafından dikkatle takip edilmiştir. FED kimi çevrelerin faiz indirim baskısına rağmen enflasyon endişelerini de dikkate alarak faiz oranlarının sabit tutulması kararını vermiştir.

FED'in uygulamış olduğu faiz kararları küresel ölçekte merkez bankalarının kararlarını da etkilemektedir. Birçok merkez bankası faiz kararını şekillendirirken FED'in kararlarına da kulak kabartmak zorundadır.FED'in para politikası kararlarının küresel ölçekte bütün ekonomileri etkileme gücüne sahip olması,ekonomi bilimi literatüründe uluslararası parasal aktarım süreci kavramı ile ifade edilmektedir. FED'in faiz kararları sonucunda yatırımcı kararları doğrudan etkilenmektedir. Örneğin FED, faiz oranlarının artırılması istikametinde bir karar verdiğinde yatırımcılar bu ülkeyi daha fazla tercihe etmektedir. Daha açık bir deyişle, FED faiz oranlarının artırılmasına karar verdiğinde diğer ülkelerden bu ülkeye sermaye girişi artacak ve sermaye çıkışının artığı ekonomilerde döviz kurlarında bir artış eğilimi tetiklenmiş olacaktır. Bu durumun farkında olan FED yönetimi para politikası kararlarını oluştururken kendi ülkesindeki işsizlik oranları, kapasite kullanım oranları, cari açık, dış ticaret dengesi ve enflasyon gibi değişkenleri dikkate almaktadır.

Önümüzdeki dönemde TCMB faiz oranı konusundaki para politikası kararlarını belirlerken ve hem FED yönetiminin kararlarını hem de ABD yönetiminin uygulayacağı ek gümrük vergilerinin etkilerini dikkatle takip etmelidir.Bu ifade, TCMB karar verirken sadece FED'in kararlarını dikkate almalı şeklinde algılanmamalıdır. TCMB faiz kararlarını belirlerken çok sayıda küresel parametreyi takip etmelidir. Bu parametreler içerisinde ABD'nin parasal ve mali otoritelerinin kararları oldukça ciddi bir önem sahiptir.

Enflasyon ile mücadele programının başarılı olması ve fiyat istikrarı koşullarının sürdürülebilir bir çerçevede tesis edilmesi dileklerimle…

Yazarın Tüm Yazıları

title