Azospermi, menide hiç sperm hücresi bulunmaması durumudur ve erkek kısırlığının en ciddi nedenlerinden biridir. Ancak bu tanı, umutların tükendiği anlamına gelmez. Azospermi genetik, hormonal ya da tıkanıklığa bağlı nedenlerle ortaya çıkabilir. Bu yüzden ilk adım, altta yatan nedeni belirlemektir.
Gelişmiş laboratuvar teknikleri, hormon testleri ve bazı durumlarda biyopsi ile detaylı değerlendirme yapılır. Tedavi, sebebe göre şekillenir; tıkanıklık varsa cerrahi müdahale, hormon bozukluğu varsa ilaç tedavisi gündeme gelir. MikroTESE gibi yöntemlerle testisten sperm elde edilip tüp bebek şansı da yaratılabilir. Kısacası, azospermi tanısı her zaman baba olmanın önünde bir engel değildir; doğru merkezde ve uzman ellerde umut daima vardır.
Azospermineden olur? Tıkanıklığa bağlı mı, üretim eksikliğine mi?
Azospermi, yani menide hiç sperm bulunmaması durumu, genellikle iki ana nedene dayanır: üretim bozukluğu ya da taşıma (kanal) tıkanıklığı.
Üretim bozukluğuna bağlı azospermi: Testislerde sperm üretimi ya çok azdır ya da hiç yoktur. Bu durum genetik bozukluklar (örneğin Klinefelter sendromu), inmemiş testis, kemoterapi/radyoterapi, ağır enfeksiyonlar ya da hormonal dengesizlikler sonucu ortaya çıkabilir.
Tıkanıklığa bağlı azospermi: Testislerde sperm üretilse de, sperm taşıyan kanallarda tıkanıklık vardır. Bu durum doğuştan gelebilir ya da geçirilmiş enfeksiyonlar, cerrahi işlemler veya travmalar sonrası gelişebilir.
Her iki durumda da detaylı değerlendirme, hormon testleri, genetik analizler ve gerekirse biyopsi ile neden belirlenir. Tedavi de bu nedene göre planlanır.
Tanıda kullanılan testler ve mikroTESE gibi ileri incelemeler
Azospermi tanısı, yalnızca semen analizinde sperm görülmemesiyle konulmaz; altta yatan nedenin detaylı biçimde araştırılması gerekir. Tanıya yönelik ilk adım en az iki kez yapılan sperm testi (semen analizi)dir. Eğer her iki testte de sperm yoksa, tanı netleşir ve ileri değerlendirmeler yapılır.
Hormon testleri: FSH, LH ve testosteron düzeyleri, testislerin sperm üretme kapasitesine dair önemli ipuçları verir. FSH yüksekliği genellikle üretim bozukluğuna işaret eder.
Genetik testler: Klinefelter sendromu gibi kromozom bozuklukları ve Y kromozom mikrodelesyonları sık görülen nedenlerdir. Bu testler özellikle üretim sorunu saptananlarda önemlidir.
Skrotal ultrason: Testislerin yapısı, boyutu ve varsa anormallikler değerlendirilir.
Vazografi veya MR: Tıkanıklığa bağlı azospermi şüphesi varsa, sperm kanallarının açıklığı özel görüntüleme teknikleriyle incelenebilir.
Testis biyopsisi ve MikroTESE: Eğer üretim olup olmadığı net anlaşılamazsa veya tüp bebek tedavisi planlanıyorsa cerrahi olarak testis dokusundan örnek alınır. MikroTESE (Mikroskopik Testiküler Sperm Ekstraksiyonu), mikroskop altında yapılan, testis içinden sperm aramaya yönelik hassas bir cerrahidir. Bu yöntemle az sayıdaki sperm bile bulunabilir ve dondurularak tüp bebekte kullanılabilir.
Tedavi seçenekleri: Hormonal destekten cerrahiye kadar neler mümkün?
Azospermi tedavisinde yaklaşım, sorunun kaynağına göre şekillenir. Eğer hormonal dengesizlik söz konusuysa, uygun ilaçlarla sperm üretimi desteklenebilir. Tıkanıklığa bağlı azospermide ise mikrocerrahi ile kanallar açılarak doğal yoldan sperm çıkışı sağlanabilir.
Üretim bozukluğunda ise en etkili yöntemlerden biri MikroTESEdir; bu işlemle testisten doğrudan sperm aranır ve bulunan örnekler tüp bebekte kullanılır. Bazı durumlarda ise genetik nedenler tanıya yön verir ve alternatif yollar planlanır. Kısacası azospermi, birçok farklı tedavi olasılığı olan bir durumdur; önemli olan doğru tanı ve kişiye özel bir yol haritası çizilmesidir.