Tatlıya Doyamıyor Musunuz? Bu Bir İrade Meselesi Değil, İnsülin Direnci Döngüsüdür

Prof. Dr. Barış Öztürk

Prof. Dr. Barış Öztürk

Diyetisyen
10.04.2025 08:58

Tatlı krizlerini sadece irade eksikliği olarak görmek büyük bir yanlış. Gerçekte olan, bedeninizin biyolojik bir tepkisi: İnsülin direnci döngüsü.

Şeker her yerde: kahvaltılık gevreklerde, enerji barlarında, soslarda, hatta "sağlıklı" sandığımız atıştırmalıklarda. Sürekli şeker tüketmek, sadece psikolojik değil; fizyolojik bir kısır döngüye yol açar. Ne kadar çok yerseniz, o kadar çok istersiniz, çünkü metabolizmanız bu şekilde programlanır.

Peki Bu Döngü Nasıl İşliyor?

1. Şeker yersiniz

2. Kan şekeri yükselir

3. İnsülin salgılanır

4. Fazla insülin, kan şekerini hızla düşürür

5. Yorgunluk, açlık, sinirlilik başlar

6. Beyin hızlı enerji ister: daha fazla şeker!

7. Döngü yeniden başlar...

Zamanla hücreler insüline karşı duyarsız hale gelir, bu da insülin direnci. Glikoz hücrelere giremez, kan dolaşımında birikir ve beyin enerji eksikliği sinyalleri gönderir. Sonuç? Tatlı isteği, iradenizle değil, metabolik sisteminizle ilgilidir.

Tatlı = Dopamin = Bağımlılık

Şeker, sadece kan şekerini değil, beynin ödül sistemini de etkiler. Tatlı yediğinizde dopamin salgılanır, bu da beyninizin şekeri mutluluk ve rahatlama ile eşleştirmesine neden olur. Tıpkı bir bağımlılık gibi...

Çözüm: Döngüyü Kırmak Mümkün

İyi haber şu ki bu döngü kırılabilir. Nasıl mı?

• Şeker tüketimini azaltarak

• Lif, sağlıklı yağ ve protein ağırlıklı beslenerek

• Düzenli fiziksel aktiviteyle

• Aralıklı oruç ve düşük karbonhidratlı beslenme ile

Tüm bunlar insülin duyarlılığını artırır. Vücudunuz artık enerjiyi şekerden değil, kendi depolarından kullanmaya başlar. Ve zamanla tatlı isteği de doğal olarak azalır.

Daha fazla şeker yemek › daha fazla şeker istemek… ama bu sizin suçunuz değil. Bu, karmaşık bir hormonal döngünün sonucu. Suçlamak yerine, anlayışla ve stratejiyle yaklaşmak iyileşmenin ilk adımıdır.

title