Mindful yeme (Dikkatli yeme): Yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki nasıl geliştirilir?
Prof. Dr. Barış Öztürk
Türkçe sayfalarda mindful yeme kullanımı yaygın olduğu için burada sadece Türkçe karşılığı yerine, mindful yeme ve akıllı yeme kavramlarını birlikte kullanacağım. Günümüzün hızlı tempolu dünyasında, yemek yeme eylemi birçok insan için aceleye getirilmiş ve akılsız hale gelmiştir. Çoğu zaman kendimizi aynı anda birden fazla iş yaparken, telefonlarımızda gezinirken veya televizyon izlerken yemek yerken buluyoruz. Yeme konusundaki bu bağlantısız yaklaşım, obezite, aşırı yeme ve zayıf sindirim dahil olmak üzere çok sayıda sağlık sorununa yol açmıştır. Ancak, bu sorunun bir çözümü var – mindful yeme- dikkatli yemek. Dikkatli yeme, yeme alışkanlıklarımıza farkındalık getirerek bizi yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki geliştirmeye teşvik eder.
Mindful yeme, yargılamadan şimdiki ana dikkat etmeyi içeren, mindfulness temelli bir uygulamadır. Yemek yeme bağlamında, dikkatimizi yemeğin tadı ve dokusundan süreç sırasında ortaya çıkan fiziksel duyumlara ve duygulara kadar tüm yeme deneyimine odaklamak anlamına gelir. Dikkatli yeme pratiği yaparak, bedenlerimizle daha derin bir bağlantı kurabilir, yemekten aldığımız keyfi artırabilir ve neyi nasıl yediğimiz konusunda daha bilinçli seçimler yapabiliriz.
Mindful yemenin temel yönlerinden biri, duyularımızı tamamen meşgul etmektir. Dikkatle yediğimizde, yemeğimizin renklerini, kokularını ve dokularını fark etmek için zaman ayırırız. Tatlara ve çiğnerken nasıl geliştiklerine dikkat ederek her lokmanın tadını çıkarırız. Bu duyusal deneyim, vücudumuzun açlık ve tokluk sinyallerine daha fazla uyum sağlamamızı, porsiyon boyutları ve yiyecek seçimleri hakkında daha iyi kararlar vermemize yardımcı olur.
Hızlı tempolu dünyamızda, genellikle yemeklerimizi aceleyle bitiririz, yiyeceklerimizi yutmadan önce zar zor çiğneriz. Bununla birlikte, dikkatli yeme, bizi yavaşlamaya ve her lokmanın tadını çıkarmaya teşvik eder. Zaman ayırarak, vücudumuzun yiyecekleri düzgün bir şekilde sindirmesine, besinlerin emilimini artırmasına ve aşırı yeme olasılığını azaltmasına izin veririz. Yavaşlamak aynı zamanda yemeklerimizden hem fiziksel hem de duygusal olarak daha fazla memnuniyet duymamızı sağlar.
Dikkatli yeme, vücudumuzun doğal açlık ve tokluk ipuçlarını dinlememizi sağlar. Gerçekten acıktığımızda yemek yememizi ve rahat bir şekilde tok olduğumuzda yemeyi bırakmamızı teşvik eder. Vücudumuzun sinyallerine olan bu uyum, yiyeceklerle daha sağlıklı bir ilişki geliştirmemize yardımcı olur ve aşırı yemeyi veya kısıtlayıcı yeme kalıplarını önler. Açlığımızı ve tokluğumuzu onurlandırarak, bedenlerimizi bireysel ihtiyaçlarımızla uyumlu bir şekilde besleyebiliriz.
Dikkatli yemenin çok önemli bir unsuru, uygulamaya yargılayıcı olmayan ve kendine şefkatli bir tavırla yaklaşmaktır. Yiyecek seçimleriyle ilişkili suçluluk, utanç ve olumsuz kendi kendine konuşmayı bırakmak anlamına gelir. Bunun yerine, yemeye karşı olumlu ve dengeli bir zihniyet geliştirmeyi amaçlıyoruz. Yiyeceklerin vücudumuzu beslemek ve zevk almak için olduğunu ve ara sıra müsamahaların sağlıklı bir yaşam tarzının parçası olabileceğini anlıyoruz. Öz-şefkat uygulayarak, gıda ile daha sürdürülebilir ve olumlu bir ilişki geliştiririz.
Dikkatli yeme, günümüz toplumunda yaygın olan akılsız ve sağlıksız yeme alışkanlıklarına karşı güçlü bir panzehir sunuyor. Yemek yeme deneyimlerimize farkındalık, niyet ve öz-şefkat getirerek, yemekle daha sağlıklı bir ilişki geliştirebiliriz. Duyularımızı harekete geçirerek, farkındalığı geliştirerek, yavaşlayarak ve vücudumuzun sinyallerini onurlandırarak, kendimizi beslemek için olumlu ve sürdürülebilir bir yaklaşım yaratabiliriz. Dikkatli yeme, bizi şimdiki anın tadını çıkarmaya, yiyeceklerin sağladığı besleyici değeri takdir etmeye ve nihayetinde yaşam kalitemizi iyileştirmeye davet ediyor. Öyleyse, her seferinde dikkatli bir ısırık alarak bu dönüştürücü yolculuğa çıkalım.