Kortizol: Stres, Açlık ve Duygusal Yeme Arasındaki Bağlantı
Prof. Dr. Barış Öztürk
Açlıktan ziyade duygusal strese tepki olarak yiyecek tükettiğiniz stres yeme olgusu, iyi gözlemlenmiş bir davranıştır. Genellikle "stres hormonu" olarak adlandırılan kortizol, strese ve düşük kan glikoz konsantrasyonuna yanıt olarak böbreküstü bezleri tarafından salgılanır. Vücudun doğal "savaş ya da kaç" tepkisinin bir parçasıdır. Normal şartlar altında kortizolün metabolizmayı düzenlemek, inflamasyonu azaltmak ve hafıza oluşumuna yardımcı olmak gibi çok sayıda işlevi vardır. Ancak kronik stres, sağlık ve davranış üzerinde çeşitli etkileri olan yüksek kortizol seviyelerine yol açabilir.
Strese girdiğinizde, vücudunuzun ilk tepkisi kortizol salgılamak ve bir dizi fizyolojik değişikliği tetiklemektir. Kortizolün stres yanıtındaki kritik rollerinden biri, iştahı ve yeme motivasyonunu artırarak enerjinin harekete geçirilmesidir. Bu yanıt evrimsel olarak avantajlı olup, ilk insanların tehditlerle yüzleşmesi için enerji sağlamıştır. Ancak günümüz toplumunda, kronik stres tipik olarak bu ekstra kalorileri kullanacak fiziksel eforu beraberinde getirmez ve bu da bir dengesizliğe yol açar.
İlginç bir şekilde, kortizol sadece iştahı artırmakla kalmaz, aynı zamanda yiyecek tercihlerini de etkiler. Çalışmalar, yüksek kortizol seviyelerinin yağ, şeker veya her ikisini de içeren besinlere duyulan istekle ilişkili olduğunu göstermiştir. Bu tercihin, bu besinlerin beyin üzerindeki etkilerinden kaynaklandığı, geçici rahatlık veya stresten kurtulma sağladığı düşünülmektedir. Yüksek kalorili yiyeceklerin tüketimi, beyindeki zevk ve ödül yollarıyla ilişkili dopamin gibi bazı sinir ileticilerin ve hormonların salınmasına yol açarak stres yeme davranışını pekiştirir.
Birçoğunuz için duygusal yeme, stres duygularını hafifletmek için öğrenilmiş bir başa çıkma mekanizmasıdır. Yemek yemekten elde edilen anlık haz ve rahatlık, duygusal sıkıntıdan geçici olarak uzaklaşmayı sağlayabilir. Ancak bu kısa süreli rahatlama, obezite, diyabet ve kalp hastalığı gibi uzun vadeli sağlık sonuçlarının yanı sıra yiyeceklerin sağladığı rahatlığın geçici doğası nedeniyle sürekli duygusal yeme döngüsüne yol açabilir.
Stres yemede kortizolün rolünü öğrenmek, bu durumu ele almanın ilk adımıdır.
Farkındalık, meditasyon veya egzersiz gibi stres azaltma tekniklerinin düzenli olarak uygulanması kortizol seviyelerini düşürebilir ve strese yanıt olarak yemek yeme dürtüsünü azaltabilir. Dengeli bir diyet ve düzenli fiziksel aktivite kan şekeri seviyelerini dengeleyebilir ve mental durumu iyileştirerek stres kaynaklı istek olasılığını azaltabilir.
Duygusal dayanıklılık geliştirmek ve stres için bir arkadaşla konuşmak, bir hobiyle uğraşmak veya gevşeme teknikleri uygulamak gibi sağlıklı başa çıkma mekanizmaları bulmak, rahatlamak için yiyeceğe yönelme ihtiyacını azaltabilir.
Stres-yeme bağlantısı hormonal tepkiler, duygusal durumlar ve öğrenilmiş davranışların kompleks bir etkileşimidir. Kortizol, sadece açlığı tetiklemekle kalmayıp aynı zamanda stres altında arzulanan yiyecek türlerini de etkileyerek bu ilişkide çok önemli bir rol oynamaktadır. Stres yemenin altında yatan faktörleri anlayarak ve ele alarak, strese karşı daha sağlıklı tepkiler geliştirebilir ve bu davranışla ilişkili sağlık risklerini azaltabilirsiniz Stres-yeme bağlantısını çözme ve yönetme yolculuğu sadece kortizol seviyelerini düşürmekle değil, aynı zamanda duygusal stresi kabul eden ve onunla yapıcı bir şekilde başa çıkan dengeli, sağlıklı bir yaşam tarzı oluşturmakla da ilgilidir.