Her yıl 6 Haziran, beslenme ve sağlık alanında büyük bir özveriyle çalışan diyetisyenlerin günü olarak kutlanır. Diyetisyenler; sadece kilo verdiren değil, yaşam tarzı değiştiren, hastalıkların seyrini etkileyen, metabolizmayı anlayan ve kişiye özel çözüm sunan sağlık profesyonelleridir. Çünkü unutmayalım: diyeti herkes yazar, ama doğru diyeti yalnızca diyetisyen yazar.
Bugün artık herkesin elinin altında bir "beslenme uzmanı" var: sosyal medya. Bir video, bir gönderi ya da bir influencer'ın öğünleri milyonlarca kişiye ulaşabiliyor. Ancak bu görünürlüğün arkasında çoğu zaman bilimsel bir temelden uzak, kişisel deneyimlere dayalı, hatta zararlı yönlendirmeler yer alıyor. İşte burada devreye diyetisyenler giriyor: bireyin genetik yapısını, hastalık geçmişini, yaşam alışkanlıklarını ve biyokimyasını dikkate alarak kişiye özel bir harita çıkarıyorlar.
Diyetisyenlik, tartıyla sınırlı bir meslek değil. Kan şekeri, insülin direnci, karaciğer yağlanması, tiroid sorunları, lipödem, bağırsak florası gibi birçok konuyu anlamak ve yönetmek gerekir. Üstelik bu yalnızca bilgi değil, empati de gerektirir. Çünkü hasta yalnızca tabağındakiyle değil; stresiyle, duygusal yeme davranışıyla, toplum baskısıyla da mücadele eder. Diyetisyen işte tam da bu noktada bir rehber, bir destekçi, bazen de bir psikolojik tampon olur.
Bu özel günde şunu tekrar hatırlatmak gerekir:
Sağlıklı kilo kaybı bir yarış değil, sürdürülebilir bir yolculuktur.
Herkesin metabolizması eşsizdir, dolayısıyla tek tip diyetler herkese uygun değil.
Biyokimyasal testler, kronik hastalıklar ve ilaç kullanımı gibi detaylar göz önüne alınmadan yapılan diyetler fayda değil zarar getirir.
Unutmayın, bir tarifi herkes yazabilir, ama bir yaşam planını sadece alanında uzman bir diyetisyen oluşturabilir.
Bugün, sağlığımızı geri kazanmak ya da korumak için birlikte yürüdüğümüz tüm meslektaşlarıma gönülden teşekkür ediyorum.
İyi ki varsınız, iyi ki bu mesleği seçtiniz.
Diyetisyenler Günü kutlu olsun!