Beslenme ve nöronal mekanizmalar arasındaki ilişki

Prof. Dr. Barış Öztürk

Prof. Dr. Barış Öztürk

Diyetisyen
13.02.2025 02:33

Beslenme ile düşüncelerimizin, duygularımızın ve davranışlarımızın temelini oluşturan hücreler olan nöronlarımızın (sinir hücrelerimizin) kompleks mekanizmaları arasında sıkı bir işbirliği olduğunu artık biliyoruz. Beyin, vücut ağırlığımızın yalnızca %2'sini oluşturmasına rağmen, günlük enerji alımımızın yaklaşık %20'sini tüketiyor. Bu enerji talebi, nöronlar arasındaki iletişimi kolaylaştıran kimyasal haberciler olan sinir ileticiler için ham madde sağlayan tükettiğimiz besinlerle karşılanıyor. Yumurta, balık ve baklagiller gibi protein açısından zengin yiyeceklerdeki amino asitler, mental durumu, motivasyonu ve ödülü düzenleyen serotonin ve dopamin gibi sinir ileticilerin öncüleridir.

Yağlı balıklarda, cevizde ve keten tohumunda bol miktarda bulunan Omega-3 yağ asitleri, beyin sağlığının diğer kritik bir bileşenidir. Bu yağlar, sinir hücresi zarlarının yapısının ayrılmaz bir parçasıdır ve etkili sinyalleme için akışkanlık ve esneklik sağlar. Çalışmalar, omega-3 açısından zengin beslenmenin bilişsel işlevi artırdığını ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalık riskini azaltabileceğini göstermiştir.

Renkli meyve ve sebzelerde bulunan antioksidanlar, sinir hücrelerine zarar verebilen ve yaşlanmaya ve bilişsel gerilemeye neden olabilen bir süreç olan oksidatif strese karşı koruyucu bir rol oynar. Yaban mersini, ıspanak ve bitter çikolata, bu beyin koruyucu bileşiklerin özellikle güçlü kaynaklarıdır.

Ancak konu sadece ne yediğimiz değil, nelerden kaçındığımızla da ilgilidir. Rafine şeker ve doymuş yağ açısından zengin diyetler, inflamasyon ve bozulmuş sinaptik plastisite (beynin uyum sağlama ve yeni bağlantılar oluşturma yeteneğinin bozulması) ile ilişkilendirilmiştir. Bu durum, hafıza kayıplarına, depresyon ve anksiyete gibi sorunların riskinin artmasına yol açabilir.

Bağırsak-beyin ekseni de, konunun diğer önemli bir boyutudur. Diyetimizden doğrudan etkilenen bağırsak mikrobiyomu, kan-beyin bariyerini geçebilen ve nöronal işlevi etkileyebilen maddeler üretir. Sağlıklı bir bağırsağı destekleyen kefir gibi probiyotik besinler, beyin sağlığı üzerinde dolaylı ancak çok önemli etkilere sahiptir.

Beslenme ve nöronal mekanizmalar arasındaki çok yönlü ilişki bize şunu özetliyor:

Diyet seçimlerimiz yalnızca fiziksel sağlığımızı değil, zihinsel ve duygusal durumumuzu da şekillendirme gücüne sahiptir. Fast food yiyeceklerin ve işlenmiş atıştırmalıkların genellikle en kolay seçenekler olduğu bir dünyada, beyin sağlığını destekleyen bir diyete öncelik vermek, bilişsel geleceğimiz için çok kazançlı bir yatırımdır.

title