Op. Dr. Tunç Koç

Omurga kanalı darlığı

19.09.2025 12:35
Haber Detay Image

Hayat bir yolculuksa, omurgamız da bu yolculukta bizi dimdik ayakta tutan en önemli yol arkadaşımızdır. Ancak bazen bu yol arkadaşımız, zamanın ve hayatın getirdiği yorgunluklarla yıpranabilir. Tıpkı zamanla içi kireçlenen su boruları gibi, omurgamızın içindeki otoyol, yani omurilik kanalımız da daralmaya başlayabilir. İşte halk arasında "omurga kanalı daralması" dediğimiz rahatsızlık tam olarak budur.

Peki, nedir bu kanal darlığı ve neden olur? Omurgamız, üst üste dizilmiş omur kemiklerinden oluşur ve bu kemiklerin ortasında, beynimizden çıkıp bütün vücudumuza emirler taşıyan omuriliğimizin ve sinirlerimizin geçtiği bir kanal bulunur. Yaş aldıkça, özellikle kireçlenmeye bağlı olarak bu kanalı oluşturan kemik ve bağ dokularında kalınlaşmalar meydana gelir. Bu kalınlaşma, sinirlerin geçtiği otoyolu adeta dar bir patikaya çevirir. Sinirler bu dar alanda sıkışıp ezilmeye başlar.

Bu durumun en tipik belirtisi, yürüme mesafesinin giderek kısalmasıdır. Hastalarımız bunu genellikle şöyle tarif eder: "Hocam, 50-100 metre yürüyorum, bacaklarıma bir ağrı, uyuşma, ağırlık çöküyor, sanki beton kesiliyor. Durup biraz dinlenince, öne doğru eğilince geçiyor, sonra tekrar yürüyorum ama kısa bir mesafe sonra yine aynı şey oluyor." Bu durup dinlenme ihtiyacı, insanların hayat kalitesini ciddi şekilde düşürür. Pazara, markete gitmek, kısa bir yürüyüş yapmak bile adeta bir eziyete dönüşür.

Eskiden bu rahatsızlığın tedavisi için yapılan ameliyatlar, oldukça büyük ve zorlu operasyonlardı. Omurganın arkasındaki kemiklerin geniş bir şekilde açıldığı, haftalarca hastanede yatmayı gerektiren, iyileşme süreci uzun ve ağrılı ameliyatlardı. Ancak tıp teknolojisindeki baş döndürücü gelişmeler, bu durumu tamamen değiştirdi. Artık bu sorunu, devrim niteliğinde yöntemlerle çözebiliyoruz.

Biz, omurga kanalı darlığı ameliyatlarını artık en son teknoloji kapalı yöntemlerle, "bıçaksız dikişsiz" adını verdiğimiz teknik ile yapıyoruz ve hastalarımızı ameliyattan birkaç saat sonra evlerine yürüyerek yollayabiliyoruz. Nasıl mı? Büyük kesiler açmak yerine, sadece birkaç milimetrelik bir delikten içeriye, ucunda kamera olan endoskop adını verdiğimiz aletlerle giriyoruz. Görüntüyü onlarca kat büyüterek, sinirlere baskı yapan o kalınlaşmış kemik ve dokuları, hassas sinir yapısına hiç zarar vermeden, adeta bir heykeltıraş gibi yontarak temizliyoruz. Sıkışan sinirlerin etrafını rahatlatıp onlara geniş ve ferah bir alan açıyoruz.

Bu yöntemde kaslar kesilmediği, büyük yaralar açılmadığı için hastalarımız aynı gün ayağa kalkıp yürüyebiliyor ve çok kısa sürede normal hayatlarına geri dönebiliyorlar. Ameliyat sonrası ağrıları ise neredeyse hiç olmuyor.

Eğer siz de yürürken bacaklarınızda oluşan ağrılar yüzünden sık sık durup dinlenmek zorunda kalıyorsanız, hayatınız bu "dar boğaz" yüzünden kısıtlanıyorsa, artık çaresiz olmadığınızı bilin. Teknoloji, yürüme özgürlüğünüzü size geri vermek için harika imkanlar sunuyor.

Yazarın Tüm Yazıları

title