İnsan doktor değil, robot görmek ister misiniz?

Op. Dr. Tunç Koç

Sabahın körü. Uykulu gözlerle hastaneye gidiyorsunuz. İçeri giriyorsunuz. Beyaz önlüklü bir doktor bekliyorsunuz tabii. Ama karşınızda kim var?
Ekranın içinden size cilveli bir şekilde gülümseyen yapay zekâ asistanı!
Yok canım, olur mu öyle şey?
Oluyor. Çin'de Tsinghua Üniversitesi'nin "Agent Hospital"ında, tam 14 yapay zekâ doktor, günde 3.000 hastaya bakıyor. Hem de %93 doğruluk oranıyla! (İtiraf edelim, bu oranı bazen gerçek doktorlar bile tutturamıyor.)
İlk duyduğumda içim kıpır kıpır oldu. Sonra düşündüm: Peki bu yapay zekâ, kötü bir haber verdiğinde hastanın elini tutabilecek mi? Ya da o meşhur "Birazcık canın yanacak" yalanını tatlı tatlı söyleyebilecek mi?
Ben hastalarımın tahlil sonuçlarına bakarken bir yandan da laf arasında moral vermeye çalışırım. "Şu değer birazcık yüksek çıkmış ama dert etme, kimde düşük ki zaten?" gibi motivasyon cümleleriyle insanı bir nebze olsun rahatlatırız.
Harvard'daki araştırmalar da haklılığımı destekliyor: Anlaşıldığını hisseden hasta, daha çabuk iyileşiyor.
Ama bir gerçek daha var: Bir muayene randevusu alabilmek veya bazen muayene sırasının gelmesi çok uzun sürebiliyor.
İşte burada sahneye yapay zekâ giriyor.
Tahlil sonuçlarını saniyeler içinde okuyor, filmleri göz açıp kapayıncaya kadar analiz ediyor. Acil hastayı çekip baş köşeye koyuyor.
Geleceğin hastanelerinde, rutin işler robotlara kalacak, insan doktorlar daha çok insani ilişkilere, zor vakalara odaklanacak. Yani doktorlar, robotların süpürdüğü alanın üstünde gönül rahatlığıyla yürüyebilecek.
Üstelik yapay zekâ, artık sadece teşhis koymuyor. Her hastanın genetik yapısına, stres seviyesine, sabah kahvesine kaç şeker attığına kadar hesap yapıp, kişiye özel tedavi planı çıkarıyor.
Eskiden hekimler "Hastalık yok, hasta var" derdi. Şimdi bu sözü, makineler slogan yapmış durumda.
Tabii bazı karamsar sesler de yükseliyor: "Ya bir gün doktorlar işsiz kalırsa?" Bence endişeye gerek yok. Hesap makineleri çıktı diye matematikçiler, blender icat oldu diye aşçılar meslek değiştirmedi. Yapay zekâ da doktorları işsiz bırakmayacak.
Sadece onlara daha kıymetli bir şey verecek: Zaman.
Zaman ki, bazen bir bakışla, bir "Geçecek" fısıltısıyla şifa olabilir.
Mayo Clinic'te uygulanan bir sistem var şu anda. Yapay zekâ teşhis koyuyor, doktor tedaviyi şekillendiriyor. Hasta memnuniyeti? %40 artmış. Demek ki, insan ve makine güzel bir takım olabilir.
Tabii şunu da unutmayalım: Bir algoritma istediği kadar akıllı olsun, hastanın gözündeki korkuyu göremez. Bir çocuğun başını okşarken o içten tebessümü veremez. Yaşlı bir teyzenin başında nöbet tutan o sevecen doktorun yerini, en son model robot bile dolduramaz.
Günün birinde acil serviste "Ben insan doktor isterim!" diye isyan eden hastalar duyarsanız şaşırmayın. Hatta bizim buralarda robot doktora kızıp üstüne yürüyenler çıkarsa, hiç şaşırmayın. Ne de olsa insanız.
Bir "Geçmiş olsun"un sıcaklığı, hiçbir yapay zekânın satır aralarına sığmaz.
Belki de şimdilik?
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tunç Koç