Genital Siğil neyin habercisi?
Op. Dr. İrem Yengel
Genital siğiller, ciltte oluşan küçük kabartılar olarak görünse de altta yatan önemli bir enfeksiyonun belirtisi olabilir. Erken teşhis ve tedavi, komplikasyonların önlenmesinde kritik öneme sahiptir. Kadın Doğum ve Jinekoloji Uzmanı Op. Dr. İrem Yengel, HPV'ye bağlı oluşan siğiller hakkında merak edilenleri anlattı.
Genital siğiller, cinsel yolla bulaşan insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonunun bir sonucu olarak ortaya çıkar. Hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilen siğiller, genellikle ciltte kahverengi veya ten renginde kabarık, bazen benekli lezyonlar şeklinde belirir. HPV'ye bağlı siğiller genellikle cinsel temasla bulaşır ve vücudun farklı bölgelerinde ortaya çıkabilir. En sık görüldüğü yerler genital bölge, anüs çevresi ve ağız içi gibi mukozal alanlardır.
Genital siğillerin belirtileri nelerdir?
Genital siğillerin başlangıcında, genellikle ten renginde veya kahverenginde, küçük yumrular şeklinde çıkabilirler. Zamanla bu lezyonlar büyüyebilir ve birden fazla siğil birleşerek karnabahar şeklini alabilir. Genital siğillerin çoğu başlangıçta ağrısızdır, ancak bazı kişilerde cinsel ilişki sırasında rahatsızlık, kaşıntı ve hatta kanama görülebilir. Bu tür belirtiler genellikle HPV'nin neden olduğu enfeksiyonun etkisidir.
Kadınlarda, genital siğillerin genellikle vajina girişine yakın bölgelerde bulunması, jinekolojik muayene sırasında fark edilebilmesine olanak tanır. Bu nedenle kadınlar için düzenli jinekolojik taramalar önemlidir.
Genital siğiller tedavi edilebilir mi? Hangi yöntemler kullanılır?
Genital siğillerin tedavisinde kullanılan yöntemler, siğillerin boyutuna, sayısına ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. HPV enfeksiyonunu tamamen ortadan kaldırabilecek bir tedavi bulunmamaktadır, ancak siğillerin tedavisi mümkündür.
Genital siğiller için başvurulan başlıca tedavi yöntemleri şunlardır:
- Elektrokoter (Yakma): Siğillerin yakılarak yok edilmesi sağlanır.
- Kriyoterapi (Dondurma): Siğiller, azot ile dondurularak tedavi edilir.
- Lokal tedavi: Siğillerin üzerine uygulanan çeşitli kremler veya solüsyonlar, virüsün etkisini azaltabilir.
- Cerrahi müdahale: Siğillerin sayıca çok ve büyük olduğu durumlarda cerrahi olarak çıkarılması gerekebilir.
Her tedavi seçeneği, siğillerin yerleşim yerlerine, büyüklüklerine ve hastanın sağlık durumuna göre doktor tarafından belirlenir. Tedavi sırasında, siğil ve etrafındaki dokular temizlenerek virüs yükü azaltılmaya çalışılır.
Siğil tedavi edilmezse ne olur?
Tedavi edilmediğinde, HPV enfeksiyonu bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve siğillerin sayısı artabilir. Bu da, daha geniş alanlara yayılmalarına, daha büyük ve çok sayıda siğillere dönüşmelerine neden olabilir. Erken tedavi hem rahatsızlıkları hem de olası komplikasyonları önlemeye yardımcı olur.
Tedavi sonrasında siğiller tekrarlar mı?
Genital siğillerin tekrarlama olasılığı vardır çünkü HPV enfeksiyonu, vücutta kalıcı olabilir. Siğiller tedavi edildikten sonra, bağışıklık sistemi güçlendiğinde bu risk azalabilir, ancak virüsün vücutta kalan parçaları veya yeniden enfeksiyon riski nedeniyle siğillerin tekrar etme ihtimali bulunmaktadır. HPV'nin vücuttan tamamen atılması mümkün olmadığı için, genital siğillerin yeniden ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.
Bu nedenle tedavi sonrası düzenli kontrol ve takiplerin yapılması önemlidir. Genital siğiller tedavi edildikten sonra, siğillerin tekrar etme ihtimaline karşı kişisel bakım ve hijyen kurallarına dikkat edilmelidir.
HPV nasıl önlenir?
HPV enfeksiyonunun önlenmesi için birkaç etkili yöntem bulunmaktadır. İlk olarak, HPV'ye karşı koruyan bir aşı mevcuttur. HPV aşıları, cinsel yönden aktif olma yaşına gelmeden önce, genellikle 9-14 yaş arasında yapılması önerilen bir koruma yöntemidir. Aşı, özellikle kanserojen HPV türlerine ve siğil yapan tiplere karşı etkili olup, rahim ağzı kanseri riskini azaltmaya yardımcı olur.
Cinsel yolla bulaşmayı önlemek amacıyla kondom kullanımı da önemlidir, ancak HPV virüsünü tamamen engellenemez. Düzenli jinekolojik taramalar (Pap smear testi) ise HPV'nin tespiti ve olası rahim ağzı kanseri riskinin erken aşamada fark edilmesi için kritik öneme sahiptir.