Yükselmeden yükselmek!

Doç. Dr. Onur Başar Özbozkurt

Yükselmek, yükselmiş olmak demek değildir…
Çünkü, kimilerine bir bakarsınız yükselmiş gibi görünür.
Ama bu yolculuk meçhuldür.
Aslında meçhul değildir de…
Yine de meçhuldür diyelim.
Emek yoktur, iz yoktur o yolculukta…
Yani aslında bir hikâye, bir yolculuk bile yoktur.
Sadece bir varış görüntüsü vardır.
Ve bu görüntü geçicidir…
Tarih de böyleleriyle doludur.
Ancak tarihi yazanlar, hep sabırla yürüyenlerdir...
Kestirme yollarla yükseğe çıktığını zannedenlerin düşüşü ise, yükselişlerinden daha hızlıdır.
Bu hep böyle olmuştur.
Gün değişse de hakikat bakidir…
Basamakları sabırla çıkanlar, zirveyle bütünleşir.
Çünkü, gerçek başarıya giden yolda asansör bulunmaz.
Merdivenleri teker teker, emek vererek çıkmanız gerekir.
Matematik tarihinin en etkili kitaplarından birisi olan "The Elements"in yazarı, geometrinin en önemli ismi Öklid de 2300 yıl önce, tarihe geçen bir sözüyle bu konuya dikkat çekmiştir.
Dönemin Kralı I. Ptolemy, "The Elements"i okumada güçlük çekmiş ve Öklid'e sormuştur:
"Geometriyi kestirmeden öğrenmenin bir yolu yok mu?"
Öklid'in cevabı ise çağlar ötesinden bugün hâlâ duyulur:
"Özür dilerim ama geometriye giden bir kral yolu yoktur."
Bu müthiş söz yalnızca geometri ile ilgili değil aynı zamanda hayata dairdir.
Çünkü hangi alan olursa olsun, kolay gelen her şey ve herkes kolay gider…
Zaman, kimin merdivenden kimin asansörden çıktığını iyi bilir.
O yüzdendir ki…
Yüceliğe kolaydan gidilmez…
Ve sen yücelmeden yükselemezsin…
Yükselmeden de yükselemezsin…
Yükseldiğini sanırsın ama ne yücelir ne yükselirsin…
Bu yazıyı, başarıya giden her basamağı alın teriyle çıkarak yücelenlere, onurlu bir yolculuğa çıkanlara ithaf ediyorum.
Çünkü hakikat baki olduğundan günün sonunda sadece hak edenler orada olacak…
Diğerleri ise tarihin tozlu raflarında…