Yöneticilerin Kendine Aşırı Güvenmesi

Ömer Aydın

Yönetici ve çalışan arasındaki ilişkide karşılıklı güven, başarılı bir iş ortamının temel taşlarından biridir. Ancak, bu dengenin bozulması ve yöneticinin kendine aşırı güvenmesi, hem ekibe hem de işletmeye zarar verebilir. Gerçeklikten kopuk bir özgüven, zamanla ekip üzerinde olumsuz etkilere yol açarak motivasyonu düşürebilir ve iş verimini azaltabilir.
Bazı yöneticiler, en doğru kararları yalnızca kendilerinin verebileceğini düşünerek her şeyi kontrol altına almak ister. Bu tutum, çalışanların inisiyatif almasını engeller ve uzun vadede işletme için zararlı bir duruma dönüşür. "Ben sizin yöneticinizim, ben ne dersem o olacak" anlayışını benimseyen yöneticilerin bulunduğu iş yerlerinde, yeni liderlerin yetişmesi oldukça zordur. Bu yolu bazen profesyonel yöneticiler, bazen de işletme sahipleri istemeyerek te olsa kapatabiliyorlar.
Zihinsel Gücüne Aşırı Güvenmek
Bazı yöneticiler, şirkette yapılacak işleri en hızlı kavrayacak, en pratik ve en doğru şekilde uygulayacak kişinin kendileri olduğuna inanır. Bu düşünce yapısı, çalışanlara sorumluluk devretmeyi engeller ve uzun vadede yönetici üzerinde aşırı bir yük oluşturur.
Bu durumdaki yöneticilerin işletme içerisinde gerçekten her tarafa yetişmeye çalıştığını ve bir çok işi de aksattığını görebilirsiniz.
Ayrıca, bazı yöneticiler güçlü bir hafızaya sahip olduklarını düşünerek not alma alışkanlığı kazanmazlar. Ancak, bu durum zamanla kritik bilgilerin unutulmasına ve iş süreçlerinde aksamalara neden olabilir.
Hangi alanda olursa olsun, başarılı olan insanları iyi analiz ettiğimiz zaman zihinsel performanslarını üst düzeyde tutmak için çaba harcadıklarını görüyoruz. Karşılaştıkları zorluklarda hemen pes etmediklerine, zorlukların üstesinden gelmek için ellerinden geleni yaptıklarına şahit oluyoruz. Fakat buradaki dengeyi iyi kurgulamak gerekiyor.
Fiziksel Gücüne Aşırı Güvenmek
Bir yöneticinin "herkesten daha hızlı çalışabilir ve her işi en kısa sürede bitirebilirim" düşüncesi de yanıltıcı olabilir. Bir muhasebe müdürünü düşünelim: Kendisine düzenli olarak sunulması gereken raporları bizzat hazırlamakta ve bölüm çalışanlarına bu görevi devretmemektedir. Personelinin bu raporları kendisi kadar hızlı, doğru ve pratik hazırlayamayacağına inanması, ekibin motivasyonunu düşürmekte ve zamanla yöneticiden uzaklaşmasına neden olmaktadır. Oysa etkili bir lider, ekip üyelerinin de gelişmesine katkı sağlayacak bir yaklaşım benimsemelidir.
Dengeyi Kurmak Çözüm Getirir
Aşırı özgüven kadar özgüven eksikliği de yöneticiler için risklidir. Kendine fazla güvenen bir yönetici, ekibinin potansiyelini görmezden gelebilirken, özgüven eksikliği yaşayan bir yönetici de karar alma süreçlerinde tereddüt edebilir.
Bu dengeyi sağlamak için yöneticiler, yönetsel yetkinliklerini artırmalı, hem zihinsel hem de fiziksel gücünü yöneticilik becerileriyle birleştirmelidir. Çalışanların gelişimini destekleyen, sorumluluk devreden ve ekip ruhunu güçlendiren yöneticiler, uzun vadede daha verimli ve başarılı bir iş ortamı oluşturabilir.
Bu noktaları göz ardı eden yöneticiler ise, işletmelerinde önemli yetenekleri elde tutmakta zorluk çekebilirler.