Şüpheye Düştüğün Her İşte Kendine Danış

Ömer Aydın

Karar verme süreci, iş dünyasında en kritik yetkinliklerden biridir. Analizler yapar, uzmanlara danışır ve verileri inceleriz. Ancak bazen tüm bu çabalara rağmen belirsizlik devam eder. İşte tam da bu noktada, kişinin kendi sezgilerine ve sağduyusuna da güvenmesi gerekir.
Bir konu üzerinde fazla düşünmek bazen bizi kararsızlığa itebilir. Sorunun çözümünü başkalarına havale etmek ya da ertelemek, kolay görünse de uzun vadede kayıplara neden olabilir. Oysa bilgi birikimimizi ve deneyimlerimizi kullanarak, bazen sadece iç sesimize kulak vererek harekete geçmek doğru bir yol olabilir.
Sezgileriniz ve Deneyimleriniz Karar Sürecini Destekler
Diyelim ki bir ihracat yöneticisisiniz ve yabancı bir müşteriniz sizden bulunduğu ülkede tek satıcı olma talebinde bulunuyor. Pazar araştırması yaptınız, uzmanlarla görüştünüz ama kesin bir karara varamıyorsunuz. Bu durumda, sezgilerinizi devreye alarak şu soruları sormalısınız:
• Daha önce benzer bir durumla karşılaştım mı? Sonuç ne oldu?
• Riskler ve faydalar arasındaki dengenin neresindeyim?
• Bu karar uzun vadede şirketime ne kazandırır veya kaybettirir?
Sezgileriniz size riskin yüksek olduğunu fısıldıyorsa, alternatif çözümler arayarak şirketinizin çıkarlarını koruyabilirsiniz.
Bahanelere Sığınmayın, Net Kararlar Alın
"Ama, ya olmazsa, peki ya zarar edersek?" gibi düşünceler karar sürecini tıkar. Oysa şüpheyi tamamen ortadan kaldırmak çoğu zaman mümkün değildir. Burada önemli olan, belirsizlikleri olabildiğince azaltmak ve kararlı hareket etmektir.
Bir başka örnekte, sosyal medya ekibinizi iki kişiyle yürütüyorsunuz. Ancak işlerin büyüdüğünü görüp üçüncü bir kişiye ihtiyaç olduğuna inanıyorsunuz. Bu kararı verirken maliyet, iş yükü ve verimlilik analizlerini yaptınız. Peki, hala emin olamıyor musunuz?
İşte burada devreye öngörüleriniz girer. Riskin makul seviyede olduğuna inanıyorsanız, adım atmaktan çekinmeyin. Kararı verdikten sonra süreci yakından takip ederek düzeltici önlemleri alabilirsiniz.
Geçmiş Hatalardan Ders Alın
İşletmelerde en değerli öğrenme kaynağı geçmişte yapılan hatalardır. Aynı hataları tekrar etmemek için karar süreci öncesinde şu sorular sorulmalıdır:
• Daha önce benzer bir karar verdik mi? Sonuçlar ne oldu?
• Hata yaptıysak, sebebi neydi ve bu kez farklı ne yapabiliriz?
• Eksiklikleri gidermek için ne gibi düzeltici çalışmalar yapabiliriz?
Bu sorulara verilen cevaplar, kararlarınızın daha sağlam bir zemine oturmasını sağlar.
Aceleyle ve sadece duygulara dayalı verilen kararlar uzun vadede risklidir. İdeal olan, mantık, sezgiler, istatistikler ve istişare sonucunda dengeli bir karar almaktır.
Unutmayın, şüpheye düştüğünüzde en güvenilir danışmanlardan biri de kendinizsiniz.