Bu yazımda, geçmişte yönettiğim ortaklıktan ayrılma süreçlerinden edindiğim deneyimlere dayanarak, hissedarların bu süreçte dikkat etmesi gereken hususları paylaşmak istiyorum.
Birlikte çalışmanın mümkün olmadığı, şirket ortaklarının artık sağlıklı iletişim kuramadığı durumlarda ayrılık kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bana göre; ortaklar, kardeşler ya da akrabalar bir masa etrafında oturup konuşamıyor, istişare edemiyorsa ayrılık sürecine girilmeli ve bu süreç düzgün bir şekilde yönetilmelidir.
Ayrılık İçin Hazırlık Aşaması
Ayrılık sürecine başlamadan önce; ortakların kültürel yapıları, ortaklık yapısı, hisse oranlarının netliği ve gerçekten ayrılmak isteyip istemedikleri gibi konular dikkatlice değerlendirilmelidir.
Bu aşamadan sonra, ortaklığa konu olan değerlerin (örneğin gayrimenkuller, şirketler, markalar vb.) güncel piyasa değerlerinin belirlenmesi ve hisseler oranında adil şekilde paylaşımı için aşağıdaki hazırlıklar yapılmalıdır. Uzmanlar eşliğinde şu çalışmalar gerçekleştirilir:
• Şirketin son mali verilerinin temin edilmesi ve analiz edilmesi,
• Mali tabloların detaylı incelenmesi,
• Bu tablolara dayanarak şirketin güncel piyasa değerinin hesaplanması,
• Ortakların ve şirketin üzerinde bulunan gayrimenkul, taşıt, demirbaş vb. varlıkların değerinin tespiti.
Bu analizler sonucunda; şirketin nakit durumu, ticari alacak ve borçları, stokları, sabit varlıkları, makineleri, ekipmanları, araçları ve hatta hurdaları dahil olmak üzere tüm unsurların mevcut değeri ile planlı yatırımlar ve projeler de dikkate alınarak toplam değeri ortaya konur. Tüm aktifler, piyasa değeri üzerinden hesaplanarak paylaşım planlaması yapılır.
Ayrılık Süreci
Bu aşamada, hesaplanan toplam değer üzerinden hisselere göre ayrılığa geçilir. Buradaki temel ilke, "ticarete ve insani değerlere zarar vermeden ayrılmak"tır. Şirketlerin ve markaların dengeli bir şekilde paylaşılması bu noktada hayati öneme sahiptir. Bu yapı sağlanamazsa, ortaklıktan ayrılma süreci zorlaşır ve telafisi güç sorunlar ortaya çıkabilir.
Bu süreçte en büyük hedefimiz, düşman haline gelmiş eski ortaklar değil; ayrıldıktan sonra da aynı sofraya oturabilen, birbirine saygı duyan hissedarlar oluşturmak olmuştur. Bu kilidi açan en önemli anahtar ise kuşkusuz "adaletli davranmak"tır.
Unutulmamalıdır ki; hisse oranlarının dışına çıkılarak yapılan her teklif (örneğin bir eski ortağa fazladan pay vermek, babaya ya da büyüğe oran dışında ek değer sağlamak) çözüm üretmek yerine yeni husumetleri doğuracaktır.
Ayrılık sürecinin yalnızca bir kişi tarafından değil, şirketin ve markaların büyüklüğüne göre oluşturulacak bir "ortak akıl ekibi" tarafından yönetilmesi daha sağlıklı olacaktır. Bu ekipte mutlaka bir yönetim danışmanı, hukukçu, mali müşavir ve gayrimenkul danışmanı bulunmalıdır.
Ayrılık Sonrasının Planlanması
Ayrılık süreci tamamlanırken tüm konular net bir şekilde kapatılmalı, ileride eski ortakların tekrar tekrar aynı meseleleri gündeme getirmesinin önüne geçilmelidir. Bu amaçla tüm ayrılık şartları yazılı hale getirilmeli ve süreci yöneten ekiplerin şahitliğinde sesli ve görüntülü kayıt altına alınarak imzalanmalıdır.
Tecrübelerimde inanın 40 yıl önce ayrılmış ve fakat hala o günleri konuşan ve bugün tekrar ayrılmamız gerekir diyen ve o günlerde yaşananları torunlarına şikayet eden eski ortaklarla karşılaştım.
Ortaklıktan ayrılık süreci, doğru yönetildiğinde bir felaket değil, sağlıklı bir yeniden yapılanma sürecidir. Önemli olan; süreci duygusal değil, profesyonel şekilde ele almak ve her adımda adalet ilkesine sadık kalmaktır.