İşletmenizde Nepotizme İzin Vermeyin
Ömer Aydın
Son dönemde daha çok kamu kurum ve kuruluşları için kullanılan himayecilik ve yakın akrabaların işe kabul edilmesi, özel haklar verilmesi, hak etmeden terfi ettirilmesi yaklaşımı özel işletmelerde de yaşanmaktadır. Aslında devlet kuruluşlarında işe alınacak personellerin nitelikleri özel sektörden daha detaylı belirlenmesine rağmen yine de kayırmalar yaşanmaktadır.
Özel işletmelerde; tanıdıkları, akrabaları, eş dostu hak etmemesine rağmen işe başlatma adam kayırmanın başlangıcıdır. Ama nepotik yönetim bununla bitmiyor. İşletmenin kritik noktalarına hak etmemesine rağmen kardeş, yeğen, eş, çocuk vb. yerleştirilmekte ve liyakat dikkate alınmadan terfi ettirilmekteler. Aynı zamanda bu kişiler özlük hakları itibari ile de büyük avantajları kullanmaktalar.
Geçmişte bir gıda işletmesine Danışmanlık yapıyordum. Şirketi tanıdıkça; depoda amca, satışta yeğenler, üretim ve muhasebede de şirketin kurucu ortağının olduğunu görmüştüm. Mesai saatleri esnek, yemekhaneleri farklı, astıkları astık kestikleri kestik olan akrabalar kilit noktalar da idi. Aynı yapıda ücretlendirme ve özlük hakları paketi de bu bakış açısıyla kurgulanmıştı. Bunu değiştirmek uzun süremizi almıştı.
Liyakat ile Nepotizm: "İşi Ehline Veriniz"
Elbette ki, görevlendirildiği alanda kendisini geliştirmiş, yetkinlikleri göreve uygun olan liyakatlı kişi akraba, eş dost olabilir. Önemli olan "işi ehline veriniz" prensibine uygun bir istihdam gerçekleştirilmesidir. İyi bir İşletme Fakültesinden mezun olmuş, 5 yıl Mali Müşavir yanında, 3 yıl da başka bir işletmede Muhasebe Şefliği yapan kardeşinizi, kendi işletmenizin Muhasebe Müdürü olarak istihdam edebilirsiniz. Önemli olan şirketin organizasyon şemasında eşdeğer pozisyondaki kişilerle adil ve eşit bir uygulamanın parçası olarak çalıştırmaktır. Şirket sahibinin kardeşi olarak değil, Muhasebe Müdürü olarak muamele edilmesi durumunda kardeşin işe alınması belki de şirket için daha faydalı olacaktır.
Personelin kabiliyeti, bazı görevler için yaşı, eğitim düzeyi o pozisyon için yeterli ise; akrabaların istihdamı, üst görevlere atanması, makam aracı verilmesi vb. kayırma (nepotizm) olarak nitelendirilemez.
Bazı işletmelerde konunun bağlamından uzaklaşılmakta, Boğaziçi Üniversitesi mezunu çocuğunu işletmede görevlendirmeden çekinen patronlara da rastlanılmaktadır. Kişiliği, yetkinlikleri ve bilgi birikimi uygunsa neden olmasın. Hatta daha iyi de olabilmektedir. Yeter ki, o işletmede ve önerilen pozisyonda çalışmak istesin. Bunu istememesi durumu da ciddi sıkıntı olacaktır. İşte başarı için; bilgi, tecrübe ve işi sevme son derece önemlidir.
Nepotizm ne kadar sıkıntılı ise, bazı işletmelerde gördüğüm ve en az bunun kadar sıkıntılı bir başka konuda; kendi akrabalarına negatif muamele etmedir. Firma sahibi, oğluna veya başka bir akrabasına sırf talep etmediği veya yetindiği için hak ettiği ücretin oldukça altında bir ücret vermektedir. Meslek hayatımda, işletmelerde çokça rastladığım ve yanlışlık olarak gördüğüm için düzeltmeye çalıştığım konulardan birisi de bu yaklaşımdır.
Bazı işletmelerde uzun süreli çalışan ve patronlar tarafından akraba gibi görülen çalışanlara da taraflı ve kayırıcı davranıldığını görmekteyiz.
Nepotizmin hakim olduğu işletmede kalifiye personel gelecek göremez ve bunu fark eder etmez işten ayrılıp, başka yerde kariyer hedefler. Kayırılarak yönetime getirilen kişilerle kalifiye personel bir arada çalışmak istemez ve işletmenin personel sirkülasyonu artar. Örneğin; patronun kardeşi satışın başında ve yetkinlikleri itibari ile de kesinlikle bu pozisyona uygun değilse, o bölümde kalifiye personel çalıştırmak çok mümkün olmayacaktır.
İşi ehline vermekten mi, yoksa liyakatsız akraba, eş ve dosta vermekten mi korkmalıyız? Kuşkusuz ehliyetsizlik çok daha tehlikelidir.
Korkuları, kurumsal yönetime sahip olmak yok edecektir. Kurumsal olmayan bir işletmede, kayırma ile işbaşı yapan eş, dost ve akrabaların bir süre sonra aralarında anlaşmaları, sulh olup çalışmaları da zorlaşacaktır.
Sonuç olarak işi ehline verme ana prensibinden hareketle çalışanları eşit, adil ve tarafsız yönetmek sürdürülebilir bir işletme yönetimi için olmazsa olmaz kuraldır. Bunun aksine hareket eden toplumlar ve işletmeler sonunu hazırlayacaktır. Yetkin olmayan kişiler, yönetim zincirini zayıflatacak ve işletmenin sonunu hazırlayacaktır. Her pozisyon için görev tanımları belirlenecek, yetkinlikler ortaya konacak ve personel buna göre işe başlatılıp, çalışmalarına göre haklar elde etmesine yönelik sistem kurulursa işletmenin ve çalışanların önü açık olacaktır.