İnsan Bilmediğinden Neden Korkar?

Ömer Aydın

Ömer Aydın

Yönetim Danışmanı / Yeni Medya Elektronik Yayıncılık A.Ş.
30.05.2025 09:45

Nasıl ki gündelik hayatta bilgi kişiye güven veriyorsa, iş hayatında da bilgi insanı güçlü hissettirir. İş dünyasında, firma sahipleri ve üst düzey yöneticiler, uzman olmadıkları, bilmedikleri ya da yeterince hâkim olmadıkları alanlarda karar verirken çoğu zaman korku ve endişe hissedebilirler. Ancak bu alanlardaki bilgi düzeyleri arttıkça, konuya olan hâkimiyetleri de güçlenir ve bu korkular yavaş yavaş ortadan kalkar.

Örneğin, uzun zamandır insanlığın gündeminde olan ve birçok kişinin mesafeli yaklaştığı yapay zekayı ele alalım. Yapay zekanın ne olduğunu, sınırlarını ve neler yapabileceğini herkes aynı seviyede bilmediği için, bazı kişiler bu teknolojiden korkmakta ve uzak durmaktadır. Ancak konu hakkında bilgi arttıkça bu korkular da azalmaktadır. Çünkü bilinmeyenin zarar verebileceği, tehlikeli olabileceği endişesi insanlarda oluşabilmektedir. Bu korku da insanı yanlış şeylere yönlendirir, yanlış kararlar aldırabilir. Çünkü insan bildiği şeylerden ziyade daha çok bilmediği şeylere inanmaya meyillidir.

İş dünyasındaki korku ve endişe, sadece bilgiyle değil, tecrübeyle de yakından ilişkilidir. Tecrübe, bilgi ve birikim düzeyi yüksek olan çalışan ya da yöneticiler, belli konularda hiç korku yaşamadan ya da daha az endişe ile hareket edebilirken, iş hayatına yeni adım atanlar aynı durumlarda panikleyebilir. Örneğin, üretim kapasitesinin üzerinde sipariş alan bir üretim müdürü düşünelim. Eğer bu durumla ilk kez karşılaşıyorsa panik yaşaması doğaldır. Ancak 30 yıllık bir üretim müdürü, benzer durumları daha önce deneyimlediği için süreci sakinlikle yönetir; iç ve dış üretim hatlarını planlayarak problemi çözer.

Eskiden korkulan birçok iş süreci, zamanla tanıdık hale gelmiş ve günlük bir faaliyet olarak görülmeye başlamıştır. İster yeni kurulmuş bir işletme olsun isterse yıllardır faaliyette olan bir firma, daha önce hiç yurt dışı fuara katılmamışsa, ilk fuar organizasyonu onlar için ciddi bir endişe kaynağı olabilir. "Başarılı olabilir miyiz?", "Yeterli ziyaretçi gelir mi?", "Fuar sonrası müşterilerimize cevap verebilir miyiz?" gibi bilinmeyene dayalı birçok soru kafaları kurcalar. Ancak birkaç kez fuar tecrübesi yaşayan biri, artık bu süreçten korkmaz; fuar öncesi, sırası ve sonrasındaki adımları planlı şekilde yürütür.

Korkulardan Bilgiyle Kurtulabiliriz

Başarısız olma, para kazanamama, çalışanları kaybetme, işsiz kalma, müşteri kaybetme, kalitesiz ürün veya hizmet üretme vb. gibi korkular ancak işin içerisine girip, öğrenerek ve gereğini yaparak yenilebilir. Uzak durmak bu gibi korkuları artıracaktır.

Örneğin, üretime yeni bir metal enjeksiyon makinesi aldığınızı düşünün. Daha önce benzer makineler kullanmış olsanız bile, yeni sistemin bilinmezliği sizi tedirgin edebilir. Ancak önemli olan yeniye uyum sağlamak, öğrenmek ve bilgiyi içselleştirmektir.

İlk kez yangına müdahale eden bir itfaiye eri de doğal olarak korku yaşar. Ancak aldığı eğitimler ve zamanla kazandığı saha deneyimiyle bu korkunun şiddeti azalır.

Benzer şekilde; satış yapan bir işletmede ürün maliyeti ve genel giderler hesaplanarak fiyat belirlenmesi gerektiği bilinse bile, bazı işletme sahipleri piyasadaki satış fiyatının üzerinde bir rakam çıkacağı endişesiyle gerçek maliyeti hesaplattırmaz. Ortalama bir gider varsayımıyla fiyatlandırma yapar. Oysa bu yaklaşım, kârlılığın sağlıklı şekilde analiz edilmesini engeller. Gerçek maliyeti ortaya koymaktan korkan bir iş insanı, uzun vadede zarar edebilir, iflas edebilir ya da beklediği kazancı elde edemez.

title