Çekirdekten Gelmenin Dezavantajlarını Yok Edememe

Ömer Aydın

Ömer Aydın

Yönetim Danışmanı / Yeni Medya Elektronik Yayıncılık A.Ş.
07.02.2025 03:35

Bugüne kadar çalıştığım şirketlerin birçoğunun sahipleri, faaliyet gösterdikleri sektörde uzun yıllar deneyim kazanarak çekirdekten yetişen kişilerdi. Bu yöneticilerin işlerini devam ettirme konusunda büyük avantajlara sahip olmalarının yanı sıra, bazı alanlarda zorlandıklarını da gözlemledim.

Çekirdekten yetişen ve işletme faaliyetlerini çok iyi bilen kişilerin, alışkanlıklarını değiştirmeleri, kişisel gelişimlerini planlamaları ve profesyonel bilgi eksiklerini gidermeleri durumunda işletmelerine çok daha fazla katkı sağlayacakları tartışılmaz bir gerçektir.

Geçmişte bir çikolata fabrikasında üretim süreçlerini incelerken, üretimden sorumlu kişinin çekirdekten yetiştiğini ve tüm işleri geçmişten getirdiği tecrübelere göre yürüttüğünü fark ettim. Kendisiyle yaptığım görüşmede, neden bu süreçleri yazıya dökmediğini ve başka personellerin de uygulamasına imkan tanımadığını sordum. Ustanın en büyük sıkıntısı, sadece kendisinin bu işi yürütebileceğine inanması ve kritik noktaları başkalarıyla paylaşmak istememesiydi. Bu durum, personel yetiştirememek, tecrübeyi bilimsel yaklaşımlarla destekleyememek ve "ben olmazsam bu işletme yürüyemez" düşüncesine saplanmaya neden olmuştu. 30-40 yıl boyunca aynı yönetim tarzını benimsemek ve yeniliklere kapalı olmak, alışkanlık haline gelmişti.

Birçok işletme sahibi ve yönetici, yıllarca edindikleri alışkanlıkları değiştirmekte zorlandığından, işletmeleri değişen piyasa koşullarına uyum sağlamakta güçlük yaşayabiliyor. Alışkanlıklar, yöneticilerin farklı alanlara yönelmesini engelleyebiliyor. Örneğin, bütün işleri kendi ekibiyle yapmaya alışmış bir işletme sahibinin, maliyet hesabı yaparak daha uygun şartlarda ürünlerin tamamını veya bir kısmını dış firmalara üretip satma kararı vermesi oldukça zordur.

Geçmişten Gelen Olumsuzlukları Aşmak

Patron ve çalışanların bu dezavantajlarını ortadan kaldırmak için belirlenen alanlarda sürekli eğitim almaları ve profesyonel bireysel ve kurumsal danışmanlık desteği almaları faydalı olacaktır. Eğitim sayesinde yöneticiler ve çalışanlar, sektörlerindeki güncel gelişmeleri takip edebilir ve iş yapış biçimlerini modern standartlara uyarlayabilirler. Danışmanlık desteğiyle firma sahipleri, geleneksel yöntemleri modern yaklaşımlarla harmanlayarak daha verimli bir işleyiş sağlayabilirler.

Bu yolculuğa başlamayan yöneticilerin hala günümüzde bilgisayar kullanmadan devasa işletmeleri yönetmeye çalıştıklarına şahit olmaktayız.

Önemli olan işletme sahiplerinin geçmişten getirdikleri alışkanlıklara aşık olup, sıkı sıkıya bağlı kalmadan yeni yöntemleri benimsemeleri ve bu uğurda gerekli eğitim ve danışmanlık desteği almaları olacaktır. Bu durum kişileri geliştirecek, işletmeleri de büyütecektir…

Günümüz rekabet ortamında ayakta kalabilmek için, işletmelerin geçmiş deneyimlerden faydalanırken yeniliklere de açık olması ve gelişimi sürekli bir süreç olarak görmesi gerekmektedir.

Maliyet hesaplarını ajandasında elle yapan bir yönetici, bu yöntemin zaman kaybına ve hatalara neden olduğunu fark ettiğinde Excel veya profesyonel bir yazılıma geçiş yapabilir. Bu, hem kişisel zaman yönetimini iyileştirecek, hem de işletmenin verimliliğini artıracaktır. Bunun gibi onlarca örnek hemen hepimizin aklına gelmektedir.

Eğitim ve danışmanlık desteği, patronlara geçmiş tecrübeleri modern anlayışla birleştirmenin faydalarını göstererek farkındalık kazandırır. Değişim için farkında olmak ve bu doğrultuda çaba harcamak şarttır.

title