İnsanoğlu, yaşamını sürdürebilmek için çalışmak ve gelir elde etmek zorundadır. Bu gelir, kişinin hayatını devam ettirmesi için temel unsurdur. Ancak önemli olan yalnızca gelir elde etmek değil, bu gelirin meşru ve helal yollarla kazanılmış olmasıdır. Kimi zaman haksız kazanç veya gayrimeşru işler, kısa vadede maddi fayda sağlasa da uzun vadede vicdani huzursuzluk ve manevi eksiklik doğurur. Özellikle ticari ilişkilerde bir başkasının zararına kurulan düzen, kazancı tartışmalı hale getirir.
Ticarette ve iş yaşamında karşılıklı rıza, iyi niyet ve ahlaki kurallar esas olmalıdır. İş arkadaşları ile ilişkilerde, davranışlarda hem dini hem de örfi değerler gözetilmeli; saygı, sınır ve sorumluluk ihlal edilmemelidir. Aksi takdirde, elde edilen kazancın helalliği sorgulanır. Çalışan, yöneticisi ve işvereni tarafından güven duyulan biri olmalı; bu güvenin temeli ise dürüstlük, sadakat ve sorumluluk bilincidir.
Bazı davranışlar hem iş kalitesini düşürür hem de kişinin kazancına haram bulaşmasına sebep olabilir. İster çalışan ister işveren olsun, herkesin ortak hedefi helalinden kazanmak ve yaptığı işle iç huzura kavuşmak olmalıdır.
İnsan olarak sadece kendimiz için değil, başkalarına da fayda sağlayacak bir kazanç anlayışı içinde olmalıyız. Kazancın sadece dünyadaki ihtiyaçlar için değil, ahiret hayatı için de anlamı vardır. Bu nedenle kazancımızın helal olup olmadığını yalnızca üretirken, alırken ve satarken değil; ücretli bir işte çalışırken de sürekli sorgulamalıyız. Bu sorgulama, sadece maddi kazanç değil, aynı zamanda manevi doyum ve motivasyon da sağlayacaktır. Zira insanın mutluluğu yalnızca fiziksel ihtiyaçların karşılanmasıyla değil, iç huzurunun sağlanmasıyla da mümkündür.
Danışman olarak uzun yıllar işletmelerin sahipleri ve personelleri ile toplantılar gerçekleştirdim, eğitimler düzenledim, anketler düzenledim. Bunun sonunda şunu tecrübe ettim: "çalıştığı işletmeyi kendi şirketi gibi gören, empati yapıp kendisini personellerinin yerine koyan kişiler kendinden ve yaptıklarından emin durumda ve mutlu bir şekilde çalışmaktalar."
Helal kazancın temelinde; iyi niyet, adalet ve samimiyet vardır. İşçi de işveren de bu üç temel ilkeye bağlı kaldığı sürece, kazançları hem bereketli hem de huzur verici olacaktır.
İyi niyet, işçinin işine kendi işi gibi sahip çıkması, işverenin de personeline adaletle yaklaşmasıdır. "Para kazanalım da nasıl olursa olsun" anlayışı, kazancın maneviyatını zedeler. İşletmenin kurallarına ve yasalara uygun çalışan kişiler iş hayatlarını kendilerinden daha emin yürütmekteler. Kendisi yapmasa da yapılan bir uygunsuzluğu yönetime bildirmeyen çalışanların ise hep bir tarafları eksik kalacaktır. Ben iş hayatından iyi niyetli ve çalışkan bir kişinin geriye düştüğünü hiç görmedim.
Adalet hem işin yürütülmesinde hem de ücretlerin belirlenmesinde hayati önem taşır. Satış müdürünün ürün fiyatlamasında hakkaniyeti gözetmesi nasıl bir örnekse, tüm çalışanların benzer bir titizlik göstermesi gerekir.
Samimiyet ise kimsenin görmediği yerlerde de dürüst olmaktır. Gözetim altında olmadan da işini doğru yapan kişi, helal kazancın gerçek sahibidir. Bu olmadığı durumlarda; yalan söyleyerek, abartarak, yanıltarak, kötü yöneterek alınan sonuçlar, elde edilen kazançlar helal haram anlamında sıkıntılı görünmektedir.
Mağaza çalışanı, kameraların kapsama alanlarında yoğun bir çalışma temposu ile iş yapıyor, diğer alanlarda görevlerini aksatıyorsa elde ettiği geliri helal dairenin dışına çıkabilmektedir.
Bugün kolay yoldan, köşe dönme anlayışıyla elde edilen gelirler, belki kısa vadede kazançlı gibi görünse de uzun vadede huzurdan uzak ve bereketsizdir. Buna karşın; dürüstlükle, alın teriyle ve ahlaki değerlerle kazanılan gelir hem dünyevi mutluluk hem de uhrevi saadet getirir.
Sonuç olarak, çalışırken sadece fiziksel çaba değil, ahlaki sorumluluk da taşırız. Kazancın helal olması; kişiye huzur, ailesine güven, işyerine bereket ve topluma fayda sağlar. Çalışan da işveren de bu hassasiyeti gözettiğinde, iş hayatı sadece bir kazanç aracı değil, aynı zamanda bir ibadet ve insanî gelişim alanı haline gelir. Unutulmamalıdır ki helal kazanç, sadece cüzdana değil, kalbe de huzur getirir.