Hayatın her aşamasında önemli bir yere sahip olan aile, iş hayatı üzerinde de büyük bir etkiye sahiptir. İnsanlar yalnızca işyerinde değil, evlerinde de çeşitli roller üstlenirler. Bu nedenle iş ve özel yaşam arasında kurulacak denge, bireyin hem kişisel huzuru, hem de mesleki başarısı açısından büyük bir öneme sahiptir.
Günün büyük bir kısmını işyerinde geçiren çalışanlar, mesai bitiminde evlerine dönerek hem bedensel hem de ruhsal olarak dinlenmek ister. Ev, bireyin kendini yeniden toparlayabileceği, moral ve motivasyon depolayabileceği bir alan olmalıdır. Eğer çalışan bu ortamı evinde bulabiliyorsa, iş hayatında daha başarılı ve üretken olması mümkün hale gelir.
Ancak evinde huzur bulamayan, ailevi sorunlar yaşayan bir çalışanın işe yorgun ve stresli bir şekilde dönmesi kaçınılmazdır. Bu durum hem çalışanın kendi performansını hem de bulunduğu ekibin ve işletmenin verimliliğini olumsuz etkiler. Örneğin, gün boyu rakamlarla uğraşan bir muhasebe müdürü, üretim sürecinin zorluklarıyla boğuşan bir üretim müdürü ya da tüm gün kaynak yapan bir kaynak ustası; akşam saatlerinde ailesiyle huzurlu ve destekleyici bir ortamda bulunmayı hak eder. Aksi halde kişi ertesi gün işe ruhen ve bedenen yorgun başlayacak; dikkatsizlik, verimsizlik ve hata oranlarında artış görülecektir.
Aile içindeki sorunlar işyerine taşındığında, kişinin işe odaklanması ve zamanını etkin kullanması da zorlaşır. Bu nedenle, ailesiyle sağlıklı bir denge kurabilen, iş ve özel yaşamını birbirinden ayırabilen çalışanlar, iş hayatında daha başarılı olmaktadır. Özellikle anne ve babaların çocuklarına yeterli vakit ayırması, aile bireyleriyle kaliteli zaman geçirmesi; sadece aile huzurunu değil, kendi iş performanslarını da olumlu yönde etkiler. Aksi durumda; ailede kazan kaynayacak ve bu da çalışanın iş hayatını negatif etkileyecektir.
Çoğumuz, sabah işe mutsuz ve suratı asık bir şekilde gelen çalışan ya da yöneticilerle karşılaşmışızdır. Bu kişilerden mümkün olduğunca uzak durmak ister, "eşref saatlerini" bekleriz. Ancak bu durum tüm işyerinin verimini, karar alma süreçlerini ve iş birliğini olumsuz etkileyebilir. Çünkü mutlu bir insanın işe ve hedeflere ulaşma performansı ile mutsuz bir insanınki aynı olmayacaktır. Boşuna "Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır" denmemiştir; bu ifade, aslında kadın ve erkek tüm çalışanlar için geçerlidir.
İş ve Aile Hayatının Dengesi İçin Neler Yapılmalı?
İş ve özel yaşam arasında sağlıklı bir denge kurulamaması durumunda çalışanlar strese girer, motivasyonları düşer ve iş kaliteleri olumsuz etkilenir. Aile bireylerine iş hayatının her detayını aktarmak, onların bilmedikleri konularla ilgili fikirlerini almak her zaman doğru sonuçlar doğurmaz. Bu nedenle aşağıdaki noktalara dikkat edilmesinde fayda vardır:
• Evde, işle ilgili konular mümkün olduğunca az konuşulmalı; özellikle telefon ve mesajlaşma trafiği sınırlı tutulmalıdır.
• İşte nasıl bir ajanda varsa, evde de eş, anne, baba, evlat gibi roller için zaman ve paylaşım planlaması yapılmalıdır.
• Aile bireylerine karşı sorumluluklar ihmal edilmemeli, kaliteli ve samimi zaman geçirilmelidir.
• Varsa aile içerisindeki problemler çözülmeli ve gerekirse bu konuda dış destek te alınmalıdır.
• Akraba ve aile büyükleriyle bağlar koparılmamalı, sıla-i rahim ihmal edilmemelidir.
Huzurlu bir aile hayatı, bireyin iş hayatındaki başarısının temel taşlarından biridir. Ailesinden destek gören, evinde moral bulan, iş yerine kafası rahatlamış olarak gelen bir çalışan, iş yerinde daha üretken, daha sağlıklı ilişkiler kuran ve daha etkili sonuçlar alan bir birey haline gelir. Bu nedenle hem çalışanlar hem de işverenler, iş ve özel yaşam dengesini önemsemeli ve bu konuda bilinçli adımlar atmalıdır. Bunu beceremediğini düşünenler de mutlaka profesyonel destek almalıdır.