Okan Geçgel

Siyasetin Dili Bu mu Olmalı? Özgür Özel’in Şiresi Kaçmış!

14.08.2025 16:41
Haber Detay Image

Cumhurbaşkanına "lan" diye hitap edilir mi?

Bu soru, sadece bugünün değil, siyasi tarihimizin en temel ahlak ve nezaket sınavlarından biridir. Devlet geleneğimizde makamlar, kişilerin ötesindedir. O makamı temsil eden isim kim olursa olsun, kullanılan dil; devletin itibarı ve milletin saygı duygusuyla doğrudan bağlantılıdır. Hele ki bu ifadeyi kullanan kişi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ana muhalefet lideri koltuğunda oturuyorsa, sorumluluğu katbekat artar.

Muhalefet etmek, hakaret etmek değildir. Sert eleştirinin bir ağırlığı vardır ama hakaretin hiçbir değeri yoktur. Eleştiri, akılla ve belgeyle yapılır; hakaret ise sadece seviyeyi düşürür. Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı'na karşı kullandığı "lan" hitabı, siyasi üslubu sokak diline indirerek devlet geleneğini yok saymıştır. Bu, sadece siyasi bir hata değil; toplumsal nezakete vurulmuş ağır bir darbedir.

Özgür Özel'in şiresi kaçmış, aklı şaşmış, kontrolü tamamen kaybolmuştur. Böyle bir siyasi lider olamaz; hele ki böyle bir muhalefet lideri hiç olamaz. Ağzından çıkanı kulağı duymayan, siyasi adabı bir kenara bırakan, ilkesiz ve tutarsız bir duruş sergilemektedir. Siyaset, sinirle değil, stratejiyle yapılır. Bir lider, kendisini dinleyen milyonların gözünde güven inşa etmek yerine, öfke patlamalarıyla sadece kendi inandırıcılığını zedeler.

Burada tehlike sadece bir kelimenin kabalığı değil. Daha vahimi, bu tür bir üslubun siyasetin geneline sirayet etme ihtimalidir. Eğer muhalefet lideri, Cumhurbaşkanı'na böyle hitap edebiliyorsa, yarın herhangi bir vatandaş da kendi siyasi karşıtına aynı seviyesizlikle yaklaşmayı normal görebilir. Bu, kutuplaşmayı büyütür, saygı kültürünü yok eder.

Siyasi rekabetin dozu yükselebilir, eleştiriler sertleşebilir. Ancak bunun da bir adabı, bir vicdan terazisi olmalıdır. Devlet adamlığı, öfkesini yenebilme erdemiyle ölçülür. Kitleler önünde konuşurken, kullanılan her kelime binlerce manaya gelir. Siyasetçinin dili, öfkenin ateşinden değil, aklın süzgecinden geçmelidir.

Bugün muhalefetin en büyük sorunu, iktidara karşı söylem üretirken dilini ve üslubunu kontrol edememesidir. Halkın gözünde güvenilir, saygılı ve tutarlı bir muhalefet imajı çizmek yerine, sokak ağzıyla yürütülen bir siyaset, iktidara değil, muhalefetin kendisine zarar verir. Unutulmamalıdır ki siyaset, sadece iktidarı eleştirmek değil; aynı zamanda alternatif bir yönetim vizyonu sunmaktır.

Üstelik Özgür Özel, AK Parti'nin kuruluş yıl dönümünde "AK Parti'yi sarsacak bomba iddialarda bulunacağım" diye bir beklenti oluşturmuş, ancak açıkladığı şeyler elle tutulur hiçbir veriye dayanmayan, "böyle denmiş, şöyle söylenmiş" türünden dedikodu kırıntılarından ibaret kalmıştır. Yani ortaya ne bir belge konmuş ne de somut bir kanıt sunulmuştur. Siyaseti bu şekilde, "mış mış" üzerinden yürütmek, hem ciddiyetsizliktir hem de siyasetin itibarını yerle bir eden bir yaklaşımdır.

Eğer Özgür Özel gibi isimler, "sert muhalefet" adına kabalık ve seviyesizliği tercih ederse, o muhalefet anlayışı daha yola çıkmadan kaybetmeye mahkûmdur. Çünkü millet, sertliği sever ama seviyesizliği asla affetmez.

Yazarın Tüm Yazıları

title