Okan Geçgel

Malumun ilanı: CHP’de bitmeyen kurultay sarmalı

21.09.2025 15:22
Haber Detay Image

Türkiye siyasetinde belli başlı klişeler vardır. Birisi de şudur: CHP yönetimi bir türlü istikrarı yakalayamaz, kendi içinde didişmekten halka dönemez. Bugün geldiğimiz noktada bu klişe, neredeyse bilimsel bir gerçeklik kadar doğruluk payı taşıyor. Cumhuriyet Halk Partisi, kurulduğu günden bu yana bir çok genel başkan görmüş, onlarca kurultay yapmış ama hiçbir zaman gerçek anlamda birlik ve beraberliği sağlayamamıştır.

Son dönemde yaşanan kurultay sarmalı, bu gerçeğin en net göstergesi oldu. Özgür Özel'in genel başkanlığa gelişiyle başlayan tartışmalı süreç, CHP'nin hem kendi tabanına hem de Türkiye siyasetine kaos ve güvensizlik pompalamaktan başka bir işe yaramadı.

Şaibeli Kurultayın Gölgesinde: Meşruiyet Sorunu

Hatırlayalım… Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu'nun uzun süren genel başkanlık dönemini sona erdiren kurultayda ipi göğüsledi. Fakat o kurultay, daha ilk günden "şaibeli" etiketiyle anılmaya başlandı. Delegelerin baskı altına alındığı, listelerin manipüle edildiği, oy sayımlarında usulsüzlükler yapıldığı iddiaları kulislerde dolaştı.

Bugün hâlâ konuşulan konu şu: Eğer mahkeme bu şaibeleri kabul eder ve CHP'ye kayyum atarsa, Özel'in genel başkanlığı fiilen değil, hukuken sona erecek. Çünkü şaibeli kurultayda seçilen bir genel başkanın, sonradan yapılan hiçbir kurultayı meşruiyet kazandırmaz. Bu, siyasetin değil hukukun kuralıdır.

Özgür Özel ve yönetimi ise bu şaibeli süreci unutturmak için çareyi "kurultay üstüne kurultay" yapmakta buldu. Adeta "bakın ne kadar demokratik bir partiyiz, sürekli kurultay yapıyoruz" algısı yaratmaya çalışıyorlar. Oysa bu durum, tam tersine CHP'yi Türkiye'nin gözünde istikrarsız, güven vermeyen ve kendi iç hesaplaşmalarından kurtulamayan bir parti hâline sokuyor.

CHP'de Kurultay: Demokrasi mi, Kaos mu?

CHP kurultaylarını yakından takip eden herkes bilir: Bu kurultaylar bir demokrasi şöleni olmaktan çok, çekişmenin, hizipleşmenin ve koltuk savaşlarının arenasıdır.

Partinin tarihi boyunca kurultaylar, lider değişiminden çok hiziplerin güç mücadelesiyle anıldı. Bugün de farklı değil. 22. Olağanüstü Kurultay'ın ardından yaşanan tablo, CHP'nin aslında bir iç hesaplaşma partisine dönüştüğünü ortaya koyuyor.

Soruyorum:

  • Türkiye'nin onca ekonomik, sosyal ve dış politika sorunu varken…
  • Millet açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verirken…
  • Emekliler, işçiler, esnaflar geçim derdindeyken…
  • CHP'nin gündeminde ne var? Yine kurultay!
  • Bu mudur ana muhalefet partisi sorumluluğu?

Özgür Özel: Tek Aday, Tek Alternatif(sizlik)

Son kurultayda Özgür Özel'in tek aday olarak sahneye çıkması, aslında CHP'nin içinde bulunduğu kısır döngünün en net fotoğrafıdır.

Bir parti düşünün: Kendi içinde bile farklı bir ses, farklı bir aday çıkaramıyor. Demokrasi iddiasıyla yola çıkanların geldiği nokta işte bu. Tek adaylı kurultay…

Özgür Özel, bu durumdan güç devşirmeye çalışsa da gerçekte olan şudur: CHP'de alternatif sesler susturulmuş, hizipler ya masaya oturtulmuş ya da sindirilmiştir. Demokrasi değil, otorite hâkimdir.

Kılıçdaroğlu'nun Yokluğu: Sessizlik mi, Protesto mu?

Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun son kurultaya katılmaması, aslında bir detay değil, büyük bir mesajdır. Kılıçdaroğlu, belki de siyasetteki en sakin, en yumuşak karakterlerden biridir. Onun bile böyle kritik bir kurultaya katılmaması, CHP içindeki derin kırılmayı gözler önüne seriyor.

Bu yokluk, bir "sessizlik" değil, tam tersine bir "protesto"dur. Kılıçdaroğlu, bu tavrıyla Özgür Özel'in meşruiyetini kabul etmediğini ve partinin gidişatından memnun olmadığını ima etmektedir.

CHP'nin Bitmeyen Kısır Döngüsü

Bugün CHP'nin yaşadığı tablo aslında yeni değil. Bu parti, yıllardır kendi iç kavgalarının esiri olmuş durumda. Hatırlayın:

  • Bülent Ecevit – İsmet İnönü çekişmesi…
  • Deniz Baykal dönemindeki hizipleşmeler…
  • Kılıçdaroğlu'nun her seçim yenilgisinden sonra verdiği "bir dahaki sefere" mesajları…

Hepsi, CHP'nin değişmeyen yazgısının parçalarıdır. Bugün Özgür Özel yönetimiyle yaşananlar, sadece bu zincirin yeni bir halkasıdır.

Kayyum İhtimali: CHP İçin Felaket Senaryosu

Hukuki süreçler devam ediyor. Eğer mahkeme şaibeli kurultayı iptal eder ve CHP'ye kayyum atarsa, bu parti için tam bir felaket senaryosu yaşanacak.

Düşünün: Türkiye'nin ana muhalefet partisi, kendi genel başkanını bile hukuken seçememiş, kayyumla yönetilen bir parti konumuna düşmüş olacak. Bu sadece CHP'ye değil, Türkiye demokrasisine de büyük bir darbe vurur.

Ama asıl suçlu kim olacak? Elbette ki CHP yönetimi! Çünkü partiyi şahsi çıkarlarına, koltuk sevdasına ve hizip hesaplarına teslim ettiler.

CHP'nin Halktan Kopuşu

Bütün bu kurultay tartışmaları, CHP'nin halktan ne kadar koptuğunu gösteriyor. Sokaktaki vatandaşın gündemi kurultay değil, ekmek. İnsanların umurunda olan şey; maaş, fatura, kira… Ama CHP'nin umurunda olan tek şey kurultay, koltuk, liste…

İşte bu yüzden CHP yıllardır iktidar yüzü göremiyor. Halkın derdini değil, kendi derdini konuşan bir parti hiçbir zaman güven veremez.

Sonuç: CHP'nin Geleceği Karanlık

Bugün itibarıyla CHP'nin geldiği nokta şudur:

  • Şaibeli bir kurultay gölgesinde seçilmiş bir genel başkan…
  • Tek adaylı, alternatifsiz bir kurultay tiyatrosu…
  • Eski genel başkanın protesto niteliğinde yokluğu…
  • Mahkeme kararıyla kayyum ihtimali…
  • Halktan kopmuş, kendi iç hesaplaşmalarına gömülmüş bir ana muhalefet…

Bütün bunların adı nedir biliyor musunuz? Malumun ilanı.

CHP'nin kendi içinde çözemediği krizler, aslında bu partinin neden iktidar olamadığının da cevabıdır. Çünkü millete umut vermeyen, güven vermeyen, istikrar göstermeyen bir parti, bırakın iktidarı, güçlü bir muhalefet bile olamaz.

Bakalım… 22. Olağanüstü Kurultay'dan sonra tartışmalar hangi boyuta çıkacak? Bir kurultay daha mı yapılacak? Yoksa bu defa kayyum kapıda mı? Önümüzdeki günler gösterecek. Ama bir gerçek değişmeyecek: CHP, kendi iç kavgasını bitirmeden Türkiye'ye umut olamayacak.

Kalın Sağlıcakla…

Yazarın Tüm Yazıları

title