Bir ülkenin demokratik gücü, yalnızca sandıktan çıkan sonuçlarla ölçülmez. O gücün gerçek mihenk taşı, o ülkenin basınının ne kadar özgür, ne kadar güçlü ve ne kadar ayakta durabildiğiyle ilgilidir. Ne yazık ki bugün, Türkiye'de özellikle Anadolu'da görev yapan yerel basın; ekonomik darboğazın, tasarruf adı altında yürütülen adaletsiz politikaların ve duyarsız yönetişimin boğucu etkisi altına alınmak isteniyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın kamu kurumlarına gönderdiği "tasarruf genelgesi" kapsamında, yerel basının can damarı olan resmi ilan gelirleri ve kurumsal aboneliklerin iptal edilmesi yönündeki karar, yalnızca ekonomik bir tercih değil; aynı zamanda basının susturulmasına yönelik bilinçli bir adımdır. Bu bir tasarruf değil, doğrudan doğruya Anadolu basınına indirilen bir darbedir.
"Basının Üç Kuruşluk Ekmeğinden Tasarruf Olmaz"
Anadolu'da gazetecilik, büyük holding destekleriyle, reklam tekelleriyle ya da büyük bütçelerle yürütülmez. Anadolu'da gazetecilik, sabaha karşı matbaa mürekkebiyle elleri boyanan emektarların, haber kovalarken kendi aracının benzinini cebinden karşılayan muhabirlerin, maaşını zamanında ödeyemese de mesleğini bırakmayan yayıncıların alın teriyle yürür. Bugün kesilmek istenen o üç kuruşluk gelirler; işte bu mücadelenin oksijenidir.
Sayın Mehmet Şimşek'e açıkça sormak istiyorum: Hangi ekonomi aklı, Anadolu basınının boğazına çökmeyi "tasarruf" olarak görür? Kimler size bu aklı verdi? Kimin aklına uyarak, Anadolu'nun sesi olan yerel gazeteleri ölümle baş başa bırakıyorsunuz?
Eğer bu ülkenin ekonomik kurtuluşu yerel basının üç kuruşluk ilan ve abonelik gelirlerinden kesintiyle sağlanacaksa, bu kararın yalnızca ekonomik değil, etik ve vicdani olarak da iflas etmiş bir anlayışın ürünü olduğu ortadadır. Bizler bu şartlarda bile halkın haber alma hakkı için çalışan basın kuruluşları olarak, gerekirse kapılarımıza kilit vururuz ama bu zulmün altında ezilmeyiz, susmayız!
"Kamuda Şatafat Sürüyor, Fatura Yerel Basına Kesiliyor"
Bakın, bu ülkede gerçek anlamda tasarruf yapılmak isteniyorsa adres bellidir. Türkiye, bugün bir makam aracı cennetine dönmüş durumdadır. Lüks toplantılar, pahalı danışmanlıklar, itibardan tasarruf etmeyen bütçeler, halktan kopuk şatafatlı harcamalar her yerde gözümüzün önünde sergileniyor. Tasarruf diye başlanılan bu süreçte, önce ihalelere, lüks araçlara, temsil ve ağırlama giderlerine, ithal mobilyalara ve yurt dışı seyahatlerine bakılmalı.
Ama siz, doğrudan halkla temas kuran, yerelden yükselen sesi duyuran Anadolu basınının üç kuruşluk hakkına göz dikiyorsunuz. Bu adalet mi? Bu vicdan mı?
"Anadolu Basını: Bu Milletin Hafızası ve Vicdanıdır"
Anadolu Basını yalnızca bir haber kaynağı değildir. O, bu milletin yaşanmış hafızasıdır. 100 yıllık geçmişiyle kimi zaman bir köy okulunun açılışını manşetine taşımış, kimi zaman bir şehidin annesinin feryadını duyurmuştur. Anadolu Basını, demokrasinin en gerçekçi aynasıdır. Bugün susarsa, yarın bu milletin sesi de kısılır.
O nedenle bir kez daha vurguluyorum: Anadolu Basını susturulamaz! Anadolu Basını, bu milletin kalbidir. O kalbi durdurmak isteyen her girişim, bu halkın vicdanında derin bir yara açacaktır.
"Bu Gidişle Gazeteler Kapanacak, Siteler Susacak"
Gidişat çok açık. Bu yanlış politikalarla devam edilirse, yarın internet siteleri kapanacak, yerel gazeteler basılamayacak. Yıllarca bir kenti omuzlayan yayın organları, tarihe karışacak. Anadolu'nun sesi kesilecek, kamuoyunu yönlendiren değil; yönlendirmelere mahkum olan bir medya düzeni kalacak.
Ama bilinmelidir ki biz bu karanlığa teslim olmayacağız. Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği olarak sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Anadolu basınını karanlıkta bırakmaya çalışan her zihniyetin karşısında dimdik duracağız. Çünkü biz, yalnızca bir meslek grubunu değil; bir milletin ortak hafızasını, hakikatle bağını ve geleceğini savunuyoruz.
Sayın Şimşek ve karar vericiler…
Tasarruf adına attığınız bu adımların gerçek maliyetini bilmek istiyorsanız, Anadolu'ya bir bakın. Susturduğunuz her gazete, yalnızca bir yayın organı değil; demokrasinin bir nefes borusudur. O boruyu tıkayan herkes, bu milletin vicdanında mahkum kalacaktır.
Anadolu basınına darbe vuran bu zulmün altında kalmayacağız!
Kalın Sağlıcakla.