Haberler

Dijital ürün takip sistemi ile tarladan sofraya fiyat izlenebilirliği

Nurten Sırma

Nurten Sırma

Gıda Tarım Yazarı-Sürdürülebilir Üretim Uzmanı / Gıda Mühendisi
14.04.2022 11:34

Enflasyonla mücadele kapsamında yeni bir finansal ürün sahaya sürülüyor. Dijital Ürün Takip Sistemi ile gıda fiyatlama konusunda yaşanan davranış bozuklukları, istifleme, stokçuluk, karaborsa gibi durumlarla oluşabilecek talep enflasyonununda önüne geçilmesi amaçlanıyor. Detaylara bakarsak;

Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) bugün bir kez dahaCumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında toplandı. Yapılan toplantıda gıda fahiş fiyatları , tarımda sürdürülebilir arz güvenliği,enflasyonla mücadele konusu, küresel emtia fiyatlarındaki değişimler ve tedbirler ele alındı. Tarımsal üretimin artırılmasına ve gıda arz güvenliğinin güçlendirilmesine yönelik önlemler ayrıntılı bir şekilde görüşüldü. Tedarik zincirlerindeki değişim ve artan küresel emtia fiyatlarının enflasyon görünümü üzerindeki etkileri de masaya yatırıldı. Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada ürün takibinin anlık olarak yapılmasına imkan sağlayacak yeni bir dijital sistem kurulacağı açıklandı.

Bu ürünün amacı temelde; istifçilik, karaborsa, sektörde bozulan gıda fiyatlama davranışları, fahiş gıda fiyatları, gıda spekülasyonları veya manüplasyonları doğrultusunda değişen arz talep dengesini düzeltmek adına sahaya sürülen yeni bir finansal ürün.

Bu takip sistemi küresel emtia fiyatları veya ülkemizdeki enflasyon rakamları ile paralel ilerlemeyen gıda fiyatlama davranışındaki bozuklukları gidermeye yönelik adımlardan biri olarak değerlendiriliyor.

Özellikle son dönemde reyonlara yansıyan fahiş fiyatlar, roket hızında değişen reyon etiketleri ve gıda istifleme ve karaborsa sorunlarının doğmasına bir tedbir mahiyetinde. Bu sistemin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi içinse veri güvenliği ve kayıtların sağlıklı ilerlemesi için sağlam bir veri kaynaklı yazılım ve alt yapı sağlanması önceliğidir.

Bu dijital sistemin ürün olarak sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için çalışma Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı koordinasyonunda ilerleyecek.

Tarladan Sofraya Kütle Denkliği ve İzlenebilirliği

Bu yeni dijital takip sisteminin alt yapısı tamamlandıktan sonra farklı başlıklar altında gıda sektörünün önemli sorunlarına çözüm olabileceği de öngörülüyor. Bu başlıklar ise;

  • Kayıt dışı üretim,
  • gıda sahteciliği,
  • gıda israfı,

konularında da zamanla genişletilmesi hedefleniyor.

Temeldeki bildiğimiz kütle denkliği mantığı uygulanacak aslında. Elimizde ne var? Ne kadar var? Ne kadar sürede nereye dağıldı? Bu açıdan geçmiş dönemlerle de ürün mukayesesi yapılabilecek. Kurulan takip sistemi özellikle faturada ürünün bir kod ile takibi üzerinden ilerleyecek. Yağ, un, şeker gibi ürünler ve sonrasında hal kayıt sistemlerine de yansıyacak olan takip sistemi halkın temel besin kaynağı olan sebze ve meyveler üzerinden de ilerleyeceği sektöre yansıyan ön bilgiler arasında. Her ürüne verilen özel kod ile ürünü takip edebilmek o ürünün depolamada, toptancılarda, perakendede, hallerde ve satış noktalarında takibini yapabilmek.

Böylelikle ürün tarladan sofraya gelene kadar hangi noktada nasıl bir fiyat artışına uğruyor? Hangi noktalarda stokçuluk söz konusu olabilir bunun izlenmesinin sağlanması planlanıyor?

Depolarda, toptancılarda, perakendede, hallerde, marketlerde dijital takip

Kaynaklar mevcut durumda faturaların kendi kodları olduğunu ifade ediyor. Ancak o faturada ürüne ilişkin spesifik bir kod olmadığını bu nedenle tek tek ürünlerin takip edilemediğini belirtiyor. Uygulama için altyapı hazırlığı başladı tamamlanınca detaylarının açıklanması bekleniyor.

Bu yeni dijital sistem neden kullanılacak ?

Enflasyonla mücadele için atılacak adımlar konusunda, özellikle de son dönemlerde satış noktalarına yansıyan gıda fiyatlama davranışındaki bozuklukları gidermeye yönelik adımlardan biri olarak görülüyor. Sektördeki ve reyon fiyatlarına olan yansımalarını ise gözlemleyerek zamanla bizlerde tüketici lehine izleyeceğiz.

Enflasyonun kendisi ile mücadele etmek, sonuçları ile mücadele etmekten farklıdır. Tüketici lehine her ikisi de eş zamanlı uygulanmalıdır

Enflasyonun kendisi ile mücadele etmek, sonuçları ile mücadele etmekten farklıdır elbette. Ancak işin acil tarafı mutfaktaki yangını bir nebze azaltabilmek ise enflasyonun hem sonuçları hem de kendisi ile mücadele çözümleri eş zamanlı uygulanmalıdır. Çünkü tüketici lehine dikkate alınması gereken en acil durum elbette ilk etapta gıda fiyatlarının ateşinin söndürülmesidir. Fahiş fiyatları altında ezilen, beslenme hakkını fiyat baskısı yüzünden erteleyen vatandaşın reyonda reel fiyatlarla karşılaşması gereklidir. Suni fiyatlamanın önüne geçilmesi en azından iyi bir başlangıç olacaktır. Ancak uzun vadede kök nedenlerin düzeltilmesi adına kalıcı çözümlerde üretilmezse denenen bu finansal ürün uzun vadede kıt ve palyatif kalacaktır.

Gıda fiyat kontrolleri ya da çeşitli ürün gruplarındaki KDV indirimleri gibi uygulamalar özellikle enflasyon döneminde bozulmuş olan fiyatlama davranışlarının yeniden bir dengeye oturtulmasını amaçlıyor. Öte yandan istifçiliğin önlenmesi, karaborsanın bir şekilde en azından izleniyor olması, takipte tutulması açısından önemli bir araçtır. Ancak enflasyonun kendisi ile mücadele dediğimiz zaman tabii ki enflasyonu ortaya çıkartan sebeplerin bir şekilde kaldırılması gerekiyor.Enflasyon K

Burada yaşanacak zorluklara göz atmak gerekirse; çeşitli riskler ile karşılaşılmaktadır. Bunlar; pandemi sonrası toparlanmanın getirmiş olduğu emtia fiyatlarındaki küresel düzeydeki artış, Rusya Ukrayna krizinin tetiklediği petrol fiyatlarındaki vegenel olarak enerji kaleminde meydana gelen artış rakamlarıdır. Bu nedenle gıda üreticisinin belini büken bu emtia fiyatları, mazot, hammadde fiyatlarındaki

Enflasyon Korumalı Gıda ve Tarım Üretim Modelinin getirilmesi hem çiftçiyi hem de üreticiyi rahatlatacaktır

Enflasyonun yoğun baskısı altında ezilen çiftçi ve gıda üreticisi de enflasyon korumalı köklü bir üretim modeli beklemekte.

Kur şokunun özellikle Kasım- Aralık döneminde yaratmış olduğu geçişkenlik etkisi. Merkez Bankası'nın Eylül ayından itibaren parasal duruşunda daha stabil bir yol izlemesi. Türkiye'deki enflasyonunuzun kısa vadede düşmeyeceği konusunda üreticide ve tüketicide tedirginlik yaratmaktadır. Bu tedirginlik ise tüketicide panik alımlarını istiflemeyi, üreticide ise panik fiyatlamalarını ortaya çıkarmaktadır. Bu panik havasının dağılabilmesi adına enflasyonla mücadele ederken hem sıkı bir para politikasının net bir biçimde uygulanması ve beraberinde de mali disiplin konusunda da adım atılması üretici , tüketici lehine ılımlı bir hava doğuracaktır.

Enflasyonun sonuçları ile mücadele edilirken ortaya konulan politikalara baktığımızda KDV indirimini devletin vergi gelirini azaltan , Kur korumalı mevduat hesabının isehazine üzerindeyük oluşturabilecek bir kalem oluşturabileceği kaygıları dillendirilmektedir.Bu kaygılarında göz ardı edilmeyecek nitelikte sektördekifiyatlama davranışlarını da etkileyebileceği göz ardı edilmemelidir.

O sebeple sıkı para politikası ile birlikte mali disiplin konusunda da üretici ve tüketici lehine çok net sınırlar çizilmesi enflasyonun kendisiyle mücadele etmemizi sağlayacak böyleliklesonuçları da yavaş yavaş ortadan kalkacaktır.

Nurten Sırma

Tüketici Konfederasyonu Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Komisyon Başkanı ( TÜKONFED)

Gıda Güvenliği Denetim Uzmanı

nurtensirma@gmail.com

title