Haberler

Neden sağlıklı besinleri sevemiyoruz?

Nurdan Balakçı

Nurdan Balakçı

Diyetisyen
13.09.2024 11:59

Diyet süreçlerinde en sık duyduğum cümlelerden biri, "Ben sevdiğim besinleri yemek istiyorum, yoksa kendimi mutlu hissetmiyorum, hatta sıkışmış gibi hissediyorum." Peki, nedir sevdiğimiz besinler? Bu soruyu kilo problemi yaşayan birine sorduğumuzda, genellikle aldığımız cevaplar yüksek yağlı veya şekerli, sadece tat duyusuna hitap eden besinler oluyor. Peki, sevmek yalnızca bu açıdan mı değerlendirilmeli? Bir besini sevmek için sadece tadının güzel olması yeterli mi?

Bu konuyu Japonya'daki Amerikan büyükelçisinin yaşadığı bir anıyla açıklamak istiyorum. Büyükelçi, ziyaret ettiği bir okulda Japon öğrencilere sevdikleri besinleri sorar. İlk öğrenciden aldığı cevap brokoli, bir diğerinden deniz yosunu ve bir sonrakinden pirinç olur. Şaşkınlıkla öğretmene dönüp, "Çocuklar benimle dalga mı geçiyor?" diye sorar. Öğretmen, biraz da şaşırarak, "Biz çocuklarımıza onlara iyi gelen şeyleri sevmeyi öğretiyoruz. Siz öyle yapmıyor musunuz?" diye yanıt verir.

Bu noktada, sevmenin sadece tek bir açıdan değerlendirilmemesi gerektiğini daha iyi anlayabiliriz. Gelin, sevmek kavramını yemek dışında başka alanlarda inceleyelim. Örneğin, birbirini tanıma aşamasında olan bir çifti düşünelim. Dış görünüşlerinden birbirlerini beğenselerde, karakter olarak uyumlu değillerse bu ilişki sağlıklı olmayacaktır. Çünkü ilişkilerde dış görünüşün ötesinde başka kriterler de önemlidir.

Bir diğer örnek: Spor yapmak, dışarıdan bakıldığında acı verici bir aktivite gibi görünebilir. Ancak sporcuların bundan keyif aldığını gözlemleriz. Hatta spor yapmadıklarında kendilerini eksik hisseden insanlar vardır. Bu kişilerin sporu sevmelerinin nedeni, spordan hem fiziksel hem de ruhsal olarak fayda görmeleridir. Yani, acı çekmek her zaman mutsuzlukla sonuçlanmaz.

Sevmenin sadece tek bir pencere olmadığını bu örneklerle yeterince vurguladığımızı düşünüyorum. Şimdi besinlere dönelim: Besinleri sadece tatlarına göre mi sevmeliyiz? Tabi ki hayır. Bir besini, sizi sağlıklı kıldığı için de sevebilirsiniz.

Sağlıklı beslenmeyi sıkıcı bulan kişilere, "Hastalandığınızda sevmeseniz bile birçok ilaç kullanıyorsunuz. Besinleri de doğal ilaçlar olarak düşünelim; sevmek zorunda değiliz," derdim. Ancak şimdi, biraz daha geriye gidip bize iyi gelen şeyleri sevmeyi öğrenmemiz gerektiğini savunuyorum. Bunu başaran biri, sadece sağlıklı beslenmekle kalmaz, aynı zamanda ilişkilerinde ve iş hayatındaki seçimlerinde de ona iyi gelen kararlar alacaktır. Eğer hayatımızda birçok şey olumsuz gidiyorsa, bunun en önemli nedenlerinden biri, doğru sevmeyi öğrenmemiş olmamız olabilir.

Sonuç olarak, bir şeyi sevmek için hem ruhen hem de bedenen bize iyi gelmesi önemlidir. Düşüncenizi bu yönde inşa edebilirseniz, örneğin salata yerken "Vücudumu dinç tutuyor, gerekli lifi alıyorum" diye düşünerek, salataya olan bakış açınızı değiştirebilirsiniz. Ya da tam tersi, "Kızartmayı çok severim, vazgeçemem" diyen biri, kızartmanın kanserli hücreleri aktive ettiğini düşündüğünde, zamanla kızartma tüketme sıklığını azaltabilir.

Kelimeler, herkes için farklı düşünceler yaratır. Bunun nedeni, o kelimeyi kendimiz için nasıl anlamlandırdığımızla ilgilidir. Eğer başarılı olmak isteyen biri, çalışmayı "sıkıcı" olarak tanımlasaydı, asla başarılı olamazdı. Ancak çalışmayı "üretmek, yenilenmek, yaşamda olması gereken enerji" olarak tanımlayan biri, başarıya ulaşır. Bugün kilo problemi yaşıyorsak, bu biraz da düşünce sistemimizle ilgilidir.

Diyetisyen Nurdan Balakçı

title