"Doymamıştım, canım çekti, stresliydim…"
Bu cümleleri kendinize ne kadar sık kuruyorsunuz?
Yıllardır binlerce kişiyle çalıştım. Şunu net olarak söyleyebilirim ki, çoğu zaman sorun yediğimiz yiyecekler değil; bizi o yiyeceğe iten duygular.
Kendimizi yalnız hissettiğimizde mutfağa gidiyoruz. İşten yorgun geldiğimizde ilk aklımıza gelen şey bir tatlı oluyor. Bazen öfkeyi bastırmak, bazen sevilmediğimizi düşündüğümüz bir günün sonunda kendimizi "hak ettiğim ödül bu" diyerek bir pizzayla avutuyoruz.
Oysa duygusal açlık, fiziksel açlıktan çok daha kuvvetlidir. Farkına varılmadığında, sadece kiloyu değil, kendine olan saygıyı da artırır.
İşte bu yüzden Programın sadece kalori hesabı üzerine değil, diyet psikolojisi temelli Olmalı.
Danışanlarımı "neden yediğine" baktırıyor, sadece tabağını değil, ruhunu da düzenlemeye odaklanıyorum.
Eğer siz de her hafta başlanan ama bitirilemeyen diyetlerden yorulduysanız, belki de kendinize sormanız gereken ilk soru şu:
Gerçekten aç mıyım, yoksa doyurulması gereken başka bir boşluk mu var?